bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Filiz

eulogy | 13 August 2008 09:43

Pili bitmiş bir saat
Her an doğruyu gösteriyorsa
O an durmuştur zaman.
Ve yine o anda filizlenir bir hayat şu gönlümde,
Göz arklarımdan kalbime akan
Can suyundan yaşam bulan.

Beni övmeyi bırakınız gelecek için neler yapacağız onları söyleyiniz…

juki | 13 August 2008 09:35

Atatürk zamanında uyarmıştı.
Atatürk zamanında uyarmıştı.

Geçen gün televizyonda bir PVC pencere reklamı bana Atatürk’ün şu vecizesini hatırlattı : ”Beni övmeyi bırakınız gelecek için neler yapacağız onları söyleyiniz…” İşte bu, dedim. Atatürk’ün günümüz insanına hitap eden çok anlamlı bir sözü. Mustafa Kemal bu vecizesiyle öngörüşlü bir insan olduğunu kanıtlamış.

Günümüz Türkiye’sine baktığımızda Atatürk’ü sevdiğini söyleyen fakat tembellik ve zararlı işlerde düşmandan daha düşman bir kesim var. Bu insanların profiline baktığımızda işe yaramayan, takoz görevi gören, yenilikçilikten bihaber, bağnaz kişiler olduğunu görüyoruz. Ben onların yaptığı kötülüleri onların cahilliklerine veriyorum. Atatürk’ü sevme konusunda söylenen yalanlara ise çok üzülüyorum. Madem sevmiyorsun neden dilin yalan söylüyor ve neden her olumsuz davranışının ardından o yüce kumandanın ruhunun arkasında kendine bir sığınak arıyorsun? Bırakın bu işleri.

Tunguska Olayı (32 Kısım tekmili birden)

serdarsabri | 13 August 2008 08:51

Hafif’te bu kadar mistik hikaye meraklısı varken nasıl olmuş da Tunguska Olayı’ndan şimdiye kadar bahseden çıkmamış. 100 yıl önce bu aralar, yine mistik Rusya’nın mistik bir köşesinde alışılmadık bir olay vuku bulur.

Tunguska

Tarih 30 Haziran 1908, saat sabah 07:00 civarı, yer Sibirya.

Gökyüzünde insanoğlu’nun o zamana kadar tanıklık etmediği bir patlama olur. Patlamanın şiddeti Hiroşima’ya atılan atom bombasından 650 kat daha güçlüdür. Patlamanın sesi 1,000 km uzaktan duyulur. Patlamanın merkezindeki ağaçlar hariç, 20 km’lik yarıçaplı bir çember içindeki bütün ağaçlar patlamanın basıncıyla devrilir, ayakta kalan ağaçlarınsa bütün yaprakları dökülür. Olay yerinden 60 km uzaktaki insanlar 5-6 m öteye fırlatılır. Patlamanın arkasından kavurucu bir rüzgâr eser. Avrupa’da 5.0 büyüklüğüne eşit bir deprem olarak algılanır, şok dalgaları İngiltere’de dahi hissedilir. Şok dalgaları yerküreyi iki kez dolaşır, dünyanın manyetik alanında değişiklikler saptanır. Olaydan sonra haftalarca kurum ve toz yağdığı anlatılır. Kafkasya’da insanlar haftalarca havadaki fosforik parıltı nedeniyle gece gazete okunabilecek kadar aydınlanırlar.

Dalga

linet | 12 August 2008 15:29

Dalgaların sesi bir yandan rüzgarın sesi bir yandan, ama ben hiç rahatsız değilim. Zaman öyle yavaş akıyor ki burada, tüm koşuşturmaları geride bırakmış, ağır akan zamanın içinde karamela kıvamında gevşemişim.

Havayı içime çekiyorum çam kokusu burnumda, deniz bazen öyle azıyor ki, dalgaların taşlara vurmasıyla sıçrayan su damlacıkları bizi ıslatıyor.

Şu anda içimde hiç susmayan, durmadan konuşan küçük canavarlarım bile susmuş. Yorgun düşüyorum sessizlikten, tatlı bir uyku bastırıyor, rüzgar ürpertiyor tenimi, uçuşan pareomu üzerime örtüyorum, tatlı bir uykuya teslim olacağım az sonra, çocukken gözlerimi güneşe diker ve kapatıp açarak renklerin oyununu izlemeye bayılırdım, kırmızı kıpkırmızı olurdu önce gözlerimi kapadığımda, açtığımda da o hayal renginin sürmesini dilerdim, ama yok olurdu renkler. Şimdi yine kapatıyorum gözlerimi güneşe dikerek, arada açıyorum renk oyunları için.. Islanmak istiyorum denize girmek, ama çok dalga var, şakası yok karadenizin…