bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Denizatlarında İlginçlik

kabyazer | 11 September 2008 09:56

Deniz Atı
Deniz Atı

Deniz atları sevdiğim yaratıklardandır. Esas atlar gibi üstüne binip dıkıdık dıkıdık gidemesek de bence hoş bir görüntüleri var. Hoş görüntülerinin yanında da ilginçlikleri bulunuyor. Bu ilginçlik onların üremesinin diğer canlıların üremesine pek benzememesinden geliyor. Daha önce duyanlarınız olmuştur belki ama ben duymayanlarınız için anlatayım:
Denizatlarında insanlarda ya da atlarda olduğu gibi dişi denizatı hamile kalmıyor, erkek denizatı hamile kalıyor ve bu hamilelik 2-3 hafta sürüyormuş.

Çiftleşen denizatları kuyruklarını birbirlerine sarıyormuş ve dişi uzun bir tüp olan ovipositoru erkeğin kesesine getiriyormuş. Yumurta tüpten yukarıya erkeğin kesesine ilerliyormuş ve burada erkek daha sonra yumurtaları döllüyormuş. Erkek doğum yaparken, tüm bebek denizatları çıkana kadar boşaltıyormuş.
Gerçekten ilginç.

Bir Meyvenin Marifetleri

Culture Orange | 10 September 2008 15:22

Daha önce ne zahmetler verilerek bağlardan toplandığını anlatmıştık şimdi ise üzümün bir diğer ve sıkça üretilen ürününe geçiyoruz. Alkollü içecekler. Genelde üzümün tadının biraz ekşiye yakın bir tadı vardır. Fakat yemeklik üzüm bu taddan yoksundur. Şöyle ki yemeklik üzüm genelde haplanmıştır yani tatlanması için ilaçlanmıştır. Oysa üzüm tatlı ile ekşi arası bir meyvedir fakat tatlılığı daha ağır basmaktadır.

kırmızı üzüm
kırmızı üzüm

Hem bu tatlılığından dolayı hemde biraz mayhoş bir lezzeti olduğundan dolayı “beklese bir başka tad alırmı?” sorusu gelmiştir eski toprağın aklına. Üzümü uzun süre bekleten insan farketmiştir ki üzüm bekleye bekleye farklı bir tat alıyor acıya benzer bir tad. İçincede insanın içi bir hoş oluyor. Fazla tüketimi ise alkol tüketildiği zaman meydana gelen etkilere benzer etkiler oluşuyor. Tabi bu fazla tüketimden kastımız 1 hafta süreyle karnımızı üzümle doyurmak kadar fazla. Yani tavsiyemiz alkollü içecek bulamadım üzüm var yer kafa bulurum diyorsanız boşuna uğraşmayınız. Anasonsuz ve damla sakızsız bir yere varamazsınız…

şarap
şarap

Gelelim üretilen ürünlere. Üzüm gerçekten çok garip bir meyve demiştik hem ekşi hem tatlı arası. Erene kadar genelde her meyve gibi ağız burun yamultacak bir ekşiliğe sahiptir. Sonra şekerlenir daha sonra sararır.
Üstüne kitaplar yazılan dünyada bir çok insanın experi olduğu bir üründen bahsedeceğiz şimdi. Damak hassasiyetinizin ne denli kuvvetli olduğunu anlayabileceğiniz bir ürün. Şarap.

Paralympic sport tv

| 10 September 2008 14:59

http://player26.narrowstep.tv/assets/players/3206/html/player.html

PaPaZ büyüsü

| 10 September 2008 13:39

Dostlarımız arasında ” derin,felsefi ” tecrübelerimizle kemal-i sabır timsali olarak biliniriz.Bu cihetten olacak en acı vaziyet ve sıkıntılarında beni arar bulurlar yardım isterler..
Bu günlerdeki düşüncem ” aşk” ve aşkı küçütmek isteyen münafıkların hallerini düşünmek, zevalindeki lezzete binaen musibete düşenlere teskin edici merhemler sunabilmek. çalışmalarım bu yönde allahın iziniyle.

Bu düşünceler içinde çilehanemizde gün sayarken kapımız çalındı.. Arkadaşım selo idi gelen.Hatır gönül muhabettinin ardından anladım ki oğlanın bir derdi var ama ne?
Selo iyi çocuktur; vur eline lokmasını al diye bilinen tiplerden. sonunda ıkına sıkına derdini anlatmaya başladı..
Oğlanı yiyip bitiren, gam ve hüznü hülasa edersek; Buncağız, kızın birine meyletmiş..kızı çaya çorbaya falan davet etmiş..amacı kızla başbaşa kalıp,hiss-i serûrundan söz edebilecek ortamı yaratmak..ama anladığım, aşifte bu zarfı yememiş.
” Durmadan ters rüyalar görüyorum abi “
” yani ayakların ters mi basıyor olm?”
” Yok abi öle değil, benim manitaya yazılan biri var..onu görüyorum devamlı..delirecem abi ! “
Anlattığına göre kaltak, kıvırcık saçlı detaycı bi piçle takılıyormuş..brokermış herif.
Mabeyinimizdeki uhuvvet, tarafgirlik kaldırmaz.bunun bilincindeyim ama selo’nun kuvvet-ii maneviyesini güçlendirmek adına kesin sonuç alınacak bir yol önerdim;
“olm, istersen piçi dövdürelim..yeraltı dünyasından titiz arkadaşlar var..filo her daim hizmetimizde.”
Bunları söylüyorum ama, bu selo’nun hallerinde de bi tuhaflık olduğunu seziyorum..aslında şık bi arabası, işi gücü kazancı yerinde olan ,boylu poslu aslan gibi çocuktur selo..
” Yok abi, şiddet istemem kız yanlış anlar beni,iyicene kaybederim..bana büyü yaptılar büyü abi..hem de papaz büyüsü!..”
“Yok olm.unut şiddeti.şunun şurasında beyin fırtınası yapıyoz.seçeneklerden biriydi.. merak ettim şu senin kızın resmi var mı?”
selo, cüzdanına davrandı..özenle resmi çıkarıp uzattı.. lan olm, dua etki sana büyü yapmışlar diyecem diyemiyorum..kıza bakıyorum; tombul bişey..kot pantolon giymiş “yer elmasına” dönmüş. ben resme bakarken selo hala diretiyor,
” Büyü abi büyüüüü, papazzzzz büyüsü kessin ve net ! “
Bu angutu elnino gülnino büyütmüşler besbelli..Yoksa çocuğu alıp haydar abiye mi götürsem? ne de olsa kendisi insandaki cinsel dürtülerin sırrına mazhar olmuş derin bir kişi..Ben yaraya merhem ararken selo bira üstüne bira deviriyor..lan nasıl yaparız da şu naturel kaltağın aklını geri alırız? oğlan heba oluyor göz göre göre!..
” Abi ben bi su döküp geliyim” düşünmekten helak olmuşum,
” Sittir git, böbreğinin götürdüğü yere kadar yolun var lan”
neyse sonunda selo ağzındaki baklayı çıkardı;
” Abi dedim ya hani bana “papaz” büyüsü yapmışlar diye.bi teyze dedi ki; üç gün boyunca ekmeğin kulaklarını ye ondan sonra gece vakti ,normal adımlarla hep kuzeye yürü yürü yürü..önüne ilk çıkan kiliseye gir..”