bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

ÖFKE

teacher07 | 15 September 2008 14:48

Hangi durumlarda öfkelendiğinizi düşündünüz mü hiç? Bu durumlarda ağzınızdan çıkan sözcük ve cümlelere dikkat ettiniz mi? “ Ağzınızdan çıkanı kulağınız duydu mu?” Bu sözleri işitip, hıı ben sinirlendim, öfkelendim dediğiniz oldu mu? Başkalarından duyduğunuzda evet, çok öfkeli dediğiniz oldu mu? Ne bu ya, beş-altı saat elektrik kesilir mi? İnsaf be kardeşim, bu kadar da zam olur mu? Yavrum; bir gün de yatağını, eşyalarını topla da öyle çık! Tam yeriydi yani, benzin de bitecek zamanı buldu! Bunlara benzer yüzlerce söz ya da cümle sayabiliriz. Bunları söylediğinizde, söyleyeni duyduğunuzda, kendinizi ve söyleyeni incelediniz mi? Hangi duygu ve görünüşte olduğunuzu gözlediniz mi? Son zamanlarda gazete ve televizyonlarda öfkeli insanlar görmeniz gerek… Ne durumlardalar inceleyebildiniz mi? Öfkeleri sonucu ne gibi durumlara düştüklerini, hangi yaptırımlarla karşılaştıklarını biliyorsunuz umarım.Engellenmelerle karşılaştığımızda, haksızlığa uğradığımızda, yaralanma ve incinmelerle karşı karşıya kaldığımızda, herhangi bir tacize maruz kaldığımızda, bir hayal kırıklığına uğradığımızda, tehdit altında kaldığımızda vb. durumlarda öfkeleniriz. Kontrolden çıkmadıkça, yıkıcı ve kırıcı olmadığı müddetçe öfke, son derece doğal bir duygudur. Toplumsal, aile içi ya da çocuğa yönelik şiddetin temelinde öfke vardır. Öfke, fiziksel dış ortamlardan bize yönelen olumsuz olan ya da olumsuz algıladığımız durumlar sonucu verdiğimiz tepkidir.

Allahın aslanı ..

| 15 September 2008 13:35

Türk milleti futbolda eyi derecelere ulaşmak isterse bu adanalı adamın eteğini zinhar bırakmasın..Bu adam zamanın bir harikası devrimizin bir tanesidir..o çok daha büyük işlerin adamı olduğunu herkese gösterecek dünya onun velayet nuruyla dolacaktır.
talebeleri onun huzuruna gelince kandili takmış fitili ve yağını hazırlamış bir halde gelirler..onun yanması için bir ateş bulmak gerekir. işte o ateş fatih terimdir.Sabahlara kadar diz üstünde oturup milletin bekası için taktik planlar hazırlayan o deyil midir?hazinesi geniş bu adamın hizmetinde olanlara ihsanları ve lütufları saymakla biter mi?türk milleti adına onca meşakkati zorluğu yüklenip,başkalarının saadetini , kendi istirahatine tercih eden o deyil miydi?
Hazret, haksızlığa hiç dayanamayan taşkın ve “cesareti olan varsa gelin dövüşelim” diyebilen bir karaktere sahiptir..
Bir rivayete göre futbolculuk yıllarının artık kemale erdiği dönemlerdir..milli takımın da kaptanıdır..O tarihlerde kamplar otellerde yapılırmış.işte bu kamplardan biri; mili takım ve teknik kadro toplu yemektedir. takıma katılan genç ve yetenekli topçulardan biri önündeki yemeği elleri ile yemektedir.bu durum kaptanın şiddetli bir şekilde genci azarlamasına ve onca insanın içinde küçük düşürücü sözler sarfetmesi ile masanın tadı kaçar..bu duruma masadan sadece bir tek kişiden tepki gelir..o da fatih kaptanın galatasaraydan takım arkadaşıdır..ve iki futbolcu şiddetli bir münakaşaya girişirler..boylu poslu arnavut stoper masadan kaptığı şişeyi fatih kaptanın kafasına indirir..bu olay kapatılır, unutulur ve arnavut stoperin fenerbahçeye transeferi ile neticelenir..Dedik ya, fatih terim kerametleri ve özlü sözleri olan bir adamdır diye; Bu olaydan da anlaşılıyor ki, terim gençlik yıllarından beri insanlara ihlas, istikamet ve edep yollarını öğretmeyi şiar edinmiş himmet sahibi bir hazrettir..
türk milleti bu adamın hallerinden feyz alıp, muhabbetini her daim göstermeli ,kucaklayıp sarılmalıdır..milletin mukaddderatı milli takımımızı dünya kupası finallerine taşıma yolunda şehadet şerbetini içmiş bu yiğitin elindedir..
Allahın aslanı fatihimize sahip çıkmayanlar bilsinler ki, her türlü musibet onları beklemektedir..

Yapabiliyorlarsa düşünmeyi yasaklasınlar…

MerakliKedi | 15 September 2008 12:48

Bütün çocukluğumuz Tübitak yayınlarıyla geçmişti. Bilim Teknik dergileri ufkumuzu azıcık açmaya yarayan, bize dünyanın bizim küçücük algımızdan çok farklı olduğunu öğreten yayınlardı. Üniversiteye başladığımda Tübitak yayınlarının kitaplarına sarmıştım bu sefer de… Bunu Ancak Dr. Ecco Çözer, Gen Bencildir, İkili sarmal, Hayvanların Sessiz Dünyası ….. Bunlar sadece okuduğum Tübitak yayınları kitaplarından birkaçıydı…
Sonra bu yıl The God Delusion’ı görünce raflarda birden Gen Bencildir’i hatırladım… Richard Dawkins… Bir bilim adamı… Hayatını bilimsel gerçekleri çözmeye adamış bir bilim adamı. Çok konuşuldu The God Delusion üzerine… Çok yazıldı, çok çizildi… AIHM bile başvurulmuştu, kitabın inançlara saldırdığı yolundaki iddia ile. Beraat kararı çıkmıştı…
Mahkeme kararı mı? Mahkemeyi kim tanır – pardon başkasının mahkemesini kim tanır olacaktı… Çünkü kendi mahkemeleriyle karar alıp sitesine erişimi yasaklayıverdi Türk hükümeti… Bir gerekçe aradım, bir gerekçe olsun istedim. Böylece bundan önce bu ülkenin resmi bilimsel yayın kurumu tarafından bilime katkısı kabul edilmiş bir insanın internet sitesine (richarddawkins.net)erişim yasaklanmasının bir açıklaması olurdu. Bir açıklaması olmalıydı. Ama yok…
Yapabiliyorlarsa, Tübitak’ın arşivlerinden de silip atsınlar Gen Bencildir’i. Yapabiliyorlarsa bilimi yasaklasınlar bu ülkede. Yapabiliyorlarsa öğrenmeyi, düşünmeyi yasaklasınlar… Yapamazlar değil mi? Ya yapabilirlerse peki…..