bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Kadınlar Erkeklerde En Çok Nelerden Nefret Ediyor?

keremx | 27 October 2008 16:12

Müthiş bir araştırma… Konu şu: Kadınlar erkeklerde en çok nelerden nefret ediyor?

Hiçbir kadın bir erkekten durup dururken nefret etmez. Bu nefrete çoğunlukla erkeğin kendisi sebep olur. Paylaşacağımız araştırmaya konu olan erkeğin huyu, suyu değil. Huysuz ve karaktersiz bir erkekten hangi kadın nefret etmez ki? Söz konusu araştırmaya konu olan daha çok erkeğin bedensel ve görsel donanımı.

“Affeder misiniz?”

aggali | 27 October 2008 15:38

AF; ne kadar ilginç bir sözcük. Genel anlamda af; işlenen bir kabahatten ya da suçtan dolayı alınan cezanın kaldırılması olarak nitelendirilebilir.

Ancak birinin ya da birilerinin affedilmesi için mutlaka bir kabahat ya da suç işlemesi gerekmez. Bazan yapılması gerekenler yapılmayınca da ortada affedilmesi gereken bir durum oluşabilir.

Affetmeye muktedir kişi ya da kurum kimdir? Ne yer, ne içer? Affedilecek kişide ya da kişilerde bulunması gereken özellikler nelerdir? Bir kişinin affedilmesi için ne gibi niteliklere haiz olması gerekmektedir? Gördüğünüz üzere liste ve kriterler istenildiği gibi belirlenebilir.

Karanlık Gecelerde Aşk

vatanda | 27 October 2008 14:28

sabaha karşı dört suları. Etrafta tek tük arabalar hızlı bir şekilde geçip gitmekte bazen sren sesleri ulumalar ve gürültülerse garip bir ahenk katmakta bu sessizliğe. Hava oldukça soğuk üzerimdeki montu sanki içime sokacak gibi sıkıyorum. Her zamanki şeyler aslında ayaklarım bile alıştı, ben hayallerime dalarken onlar yine aynı noktaya doğru hareket etmekteler. Bir türlü çıkmıyor aklımdan, belkide ben çıkarmak istemiyorum belirsiz. Sadece gözlerin geliyor gözlerimin önüne, sadece o güzelim saçlarının kokusu dolduruyorum benliğimi. Ve sadece sen varsın heryerimde. Kollarından tutuyorum yine el ele kol kola dolaşıyoruz yine sokaklarda sözcüler dudaklarımız yerine gözlerimizden çıkıyor. Konuşmuyoruz sadece bakıyoruz. O güzel saniyeler, o eşsiz zaman ve sen her zamanki neşenle o güzel gülüşünle haydi diyorsun gel bu taraftan sana göstermek istediğim bir şey var. Ben sana bağlı peşin sıra gidiyorum. bir ara gökyüzü kayboluyor. Hafif dumanlı bir kahvenin önünden geçiyoruz. Tepemizdeki brandanın kırmızısı yüzüne vuruyor. Farklı bir güzellik kaplıyor yüzünü. Seni takip ediyorum gidiyoruz. Bak diyorsun bana ben sana dalmış bir şekilde belli belirsiz bakıyorum gösterdiğin yere. Birbirinden güzel renklerde balıklar, suyun içinde dans ediyor sanki. “Ne olur diyorsun ne olur bana bunlardan al diyorsun”. Evdeki akvaryumun için eşsiz parçalar olacağından ve birçok farklı şeyden bahsediyorsun. Kıramıyorum seni ve istediğin balıkları istediğin şekilde alıyoruz. Seni mutlu ettiğim için içimdeki neşe daha da katlanıyor. Yüzündeki gülümsemeyi bir dakika bile kaybetmemek için dünyaları bile almaya razıyım. İş te tam senin o güzel yüzündeki gülümsemeye bakarken sen karşıdan birine sesleniyorsun. Dalgın bir halde baktığımda sen ellerimden kurtulmuş ona doğru koşuyordun. İlk anda anlamıştım aslında ellerim üşümüştü. Vücudum bir anda buz gibi olmuştu seni bırakmamak için çabalamak istedim ama sen çoktan harekete geçmiştin. Tam sana seslenecektim ki…………..

KÖPEK GEZDİRMEK MESLEK OLDU

keremx | 27 October 2008 13:35

KÖPEK GEZDİRMEK MESLEK OLDU

Çocukluğumda sokak köpekleri peşinde koşturan çocuklar, büyüklerim tarafından bana olumsuz örnek olarak gösterilirdi. Aile terbiyesi ve okul eğitiminden yoksun çocukların daha çok başıboş sokak köpekleri peşinde koşturduğu söylenirdi. Büyüklerimiz bilmiyorlarmış ki; o çocuklar farkında olmadan geleceğin mesleğini öğreniyorlarmış. Nasıl mı?

Büyük şehirlerde yaşayanlar bilirler, kedi, köpek vb evcil hayvan edinmek yükselen bir trende sahip. Buna bağlı olarak özellikle İstanbul’da köpek bakıcılığı, köpek eğitimi, köpek bakımı ve köpek gezdirmek kazançlı bir meslek haline gelmiş durumda.

in the shadow

| 27 October 2008 12:16

Aptallığımın ayak izlerini, korkak adımlarınla izle…
Korktular beni tanıyanlar.
Kaçtılar artıklarıma muhtaçlar…
Gölgem doğdu.
İnsanlığım kahroldu…
Karanlığı sağır etti.
Suskunluğum…
Dost postuna bürünmüş maskelerimi…
Kendimden defalarca gittim.
Yolun sonu sendin.
Yolumu kaybettim.
Kendime geldim…
Düşlerim ağırdı.
Şeytanlar ve melekler
Suçsuz hamaldı
Taşınmaz günahım Tanrıya
Cehennemde seni yarattım kendime………………………………………….

Hikayem yeni başladı, yok olurken. Dinle gözlerimi dudaklarım kanarken. Bu isyan benim kendimde senim. Suskunluğunda aşıktım sana; korkak bakışların ruhuma heba. Tırmalar beni kusursuz dizeler. Nevri isyan var şehrimin arka sokaklarında. Şairliğinle dalga geçer bu naçizane ve virane yoksulluğum.