bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

ilhan irem ve ben

nazokiraze | 11 November 2008 22:06

İlhan İrem ‘i aklıma getirdi bugün teyzemin kızı kendisi onun hayranıdır. Bense İlhan İremi çocuklugumda hiç bir kategoriye koyamazdım. Neydi, ne tarzdı kestiremezdim. Kendine has bir adamdı. Açıkçası şarkılarından da haz almazdım.

Zaten sevenlerin sevdigi sevmeyenlerin ise nefret ettiği bir adam gibi geliyor bana. Bazı kaynaklarda akıl hastalarına sakinleşsin diye İlhan İrem şakıları dinletildigi yazar.

Geçen yaz Rumeli Hisarı konserine ”karanlığın mucizesiyle tek yürek olup yeniden doğmaya hazır mısınız? bizim tanrımız yobaz değil. dinle laikliği devlet işlerine alet ettirmez. bu şarkı şehitlerimize ve 17 ağustos’ta depremde vefat eden vatandaşlarımıza gelsin.” cümleleriyle damgasını vurmuştur. Demekki gayet duyarlıdır kendileri.

aşkım thomas

nazokiraze | 11 November 2008 21:13

Umuda susturucu takılmaz demiş birileri, kim demişse çok delikanlıca bir söz etmiş. Hep bir şeyler umut ederiz. Bunun için hayaller kurarız. Birde olmayacagını bildigimiz şeylerin hayalini kurarız ve mutlu oluruz. Olacagına dair umut olmayan bir şeyin hayalini kurmak insanı nasıl mutlu edebilir bilinmez.

Mesela ben ilkokuldayken o zamanların efsanesi Modern Talking grubunun solisti Thomas Anders‘e aşıktım, ve sürekli onunla evlenmenin hayalini kurardım.

Dumanla boğulmuş düşünceler

xcrescentx | 11 November 2008 21:00

Ev arkadaşım gece olunca ancak eve gelebilmişti. Yüzündeki gülümsemeden ve gözlerindeki sıkıntı dolu ifadeden yanında ne olduğunu anlamıştım. Hep böyle yapardı zaten canı sıkıldığında kendini mutlu etmek için bulurdu onu. Ben ise mutlu olduğumda pekiştirmek için bulmak isterdim, acılarımı ayık kafayla yaşamak yaptığım hataları veya hiçbir şey yapmadığım halde neden acı çektiğim hakkında daha iyi düşünebilirdim. Çıkardı cebinde bir çakmak ile beraber;

—bu gece dışarıda takılacağız.—neden? En azından evde başımıza bir şey gelmez saçmalama gel evde içelim maksat muhabbet?—çok sağlam evde yaşamayalım kafasını…

OĞLUM İÇİN

ozanyazar | 11 November 2008 17:10

OĞLUM İÇİN
Yokuştan aşağı koşar adım esen, sert rüzğar genç adamın ceketini savuruyor, dengesini bozuyordu. Lüks arabanın yanında istifini bozmamaya çalışarak, dimdik durmaya çabalıyordu. Gözleri bazen otelin kapısına, bazen de gökyüzünde toplaşan bulutlardaydı. İlk bakışta kararan bulutların getireceği yağmurdan endişelendiği görüntüsü vardı. Fakat dudağına yayılan hafif gülümseme bu düşünceyi yalanlıyordu.

Genç adam, kapısında beklediği lüks arabadan çok, kırları, bahçeleri düşünüyordu. Dudağında gezinen gülümseyişle beraber, “Şimdi köyümde olaydım, dağlardan esen rüzgâr bağrıma bağrıma vuraydı” diye düşünüyordu. İş hanının kapısında beklediği adamı yine göremeyince, tekrar iç dünyasına doğru yola çıktı. Gökyüzüne döndü. “Yağmur geliyor” Yollardaki telaşlı adımlarla yürüyenlere döndü, “Bahçelere sel gelir mi?”