bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

İnsan Hakları Gerçekten İnsan Hakkı mı?

ozanTi | 08 January 2009 16:05

İnsan hakları evrensel bildirgesi dilimizden düşmez.İnsan hakları naralarıyla yeri göğü inletiriz. Gelişmiş, sanayileşmiş medeniyetin beşiği, SÖZDE DEMOKRASİ dersi veren ülkelerin taklitçiliğini yapmaktan öteye geçemeyen ; sahte gülücüklü insanlık anlayışımızla kasıla kasıla sokaklarda gezeriz. Bu ülke, insan hakları naralarının ne kadar çok atılabileceği kadar zengin; bir o kadar da insan haklarını ihlal edebilecek kadar fakir ve uygulama yoksunuyuz. Ve kendi insanımıza kendi ülkemizde sahip çıkamayacak kadar da farkında değiliz. Oysaki insanlarımız zaten dünyanın dört bir yanında sahipsiz kalıyorlar , bizimse ruhumuz bile duymuyor. Bakın bakalım; dünyanın herhangi bir yerinde sahipsiz bir Yahudi görebilir misiniz? Mümkün değil çünkü onlar birinci sınıf insanlardır. Kendini aydın sayan sözde aydınlarımız, sizinde içinde dahil olduğunuz, bizim insanımızın insan yerine dahi konmadığını anlamak bu kadar zor olmasa gerek değil mi? Gerçi sizler hepsini biliyorsunuz da anlamak işinize gelmiyor.

ÜMİDİM, GENÇLİKTEDİR.

Asturias | 08 January 2009 13:34

Hep nereye doğru gittiğimiz tartışıldı, her kuşağın bir öncekinden daha korkutucu olduğu söylenip duruldu. Gelecekten şüphe edildi. “Genç” sözcüğü hep birilerini korkuttu. Oysa biz, yapabileceklerimizin (yoksa yapamayacaklarımızın mı demeliyim?) farkındaydık. Endişe bizden yana değil, yaşamdan yana olmalıydı.

“Kuşlar, çiçekler, böcekler” beklendi bizden hep, oysa biz hiç dokunmadık ki onlara… Hep unuttuk, hep unutulduk… Biz en rutubetli köşelerde hep küf tuttuk.. Biz en çok “egsoz” kokusunu sevdik, hiç bilmedik papatyadan fal da bakılabileceğini, biz hep sapan yaptık, hiç öğrenmedik “bülbül”ün “yâr”da olabileceğini ve biz hep en irileriyle paylaştık yattığımız yeri böceklerin, hiç azar yemedik annemizden elimize aldığımız karıncaya şaşkınlıkla bakarken…

Olmazlara Direnen İnsanlar…

SuBirikintisi | 08 January 2009 11:57

Tarih bu tarz insanların başarılarıyla doludur. En ümitsiz anlarda bile ümitvar olan, yapılamaz denilen işleri gerçekleştiren insanlar. Şöyle bir düşünsek tarihimizden kimbilir kaç örnek buluruz. Aşılamaz diye düşünülen Konstantinapol surlarını yerle bir edip, fethedilemez denilen bu şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet geliyor aklımıza.

Ancak hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuz, her fırsatta ziyadesiyle anlatılan Fatih Sultan Mehmet Han’ı anlatmak yerine burada gözlerden uzak kalmış ama 2. Dünya Savaşı’nda önemli işler yapmış bir askerden, bir komandodan; Otto Skorzeny’den bahsetmek istiyorum.

Çocukluk ve gençlik yılları hakkında fazla bir bilgi bulunmamakla birlikte mühendislik okuduğu ve bir düello sırasında yanağından yara aldığı biliniyor.

Otizm

| 08 January 2009 10:50

...

Yaşamın ilk iki yılında ortaya çıkan otizm, kişilerin sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını engelleyen bir gelişim bozukluğudur.Bu yazıyı yazmama, üç gündür devam ettiğim seminer neden oldu.Yıllarca öğretmenlik hayatımda karşılaştığım bu tür çocuklarla ilgili, yeni şeyler öğrenmek beni heyecanlandırdı.

Otizm ile ilgili merak ettiğiniz bir çok bilgi bu sitede mevcut.

Hafif Kurallar

nevdalist | 08 January 2009 09:08

Efenim hafifin bazı kuralları var. Tabii ki kanun hükmünde kararname değil. Kültür gibim bir şey. Hani hepimiz uysak, hayat güzel olsa.

1- Yazı yazarken noktalama işaretlerinin arasına bir tık boşluk bırakın. Bırakmayanı dövüyoruz.

2- Kendi yazınızı tutmayın, sonram size görgüsüz demeyelim. Siz yazdınız zaten, kötü olsa niye yazasınız.

3- İlk yazınıza yorum yapmayın. Bırakın insanlar yazsın, zorla gözümüze sokmayın.

4- Eski yazılarınızı ayaklandırmayın. Herkes yapsa halimiz nice olur.

5- Ön sayfaya yazmak için duyulmamış konuları seçin, hem daha ilgi çeker, hemi de bilmediğimiz bir şey öğrenmiş oluruz.