bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

saray mutfağı

nazokiraze | 20 January 2009 20:16

Boğazına düşkün milletimizin damak zevki dünyaca bilinmektedir. Çok çeşitli yemekler, tatlılar yer, sofrada konuk agırlamayı milletçe severiz. Anca zaman geçtikçe hayatımıza her alanda olduğu kadar mutfak konusunda da çeşitli yenilikler her an girmekte. Gün geçtikçe damak zevkleri, pişirme teknikleri, kullanılan malzemeler değişiyor bazen iyi yönde daha saglıklı, daha bilinçli, daha lezzetli bazen de daha katkılı, daha hormonlu, daha pahalı, daha tehlikeli biçimde…

Her zaman övündüğümüz yaprak sarmalı, kurufasülyeli,pastırmalı,çeşit çeşit tatlılı, kebaplı, pilavlı mutfagımızı çoğumuz aslını kaybetmemek için korumaya yemeklerimize sahip çıkmaya çalışırız, değişen dünya ve yemek kültürüyle beraber ne kadar fastfood, yabancı asıllı soslar, içecekler, pizzalar, kolay yemekler, hazır çorbalar evimizin içine girdiyse de her zaman geleneksel Türk mutfagı yemekleri her evde her zaman yapılır. Ancak bizim geleneksel yemeklerimiz diyip sevdigimiz, ikram ettiğimiz, sahip çıktıgımız, övündügümüz yemekler sadece bir kaç çeşitten oluşmuyor.Osmanlı zamanı yemek kültürü neydi? ne yenir ne içilirdi? bakalım şimdiki yemeklerle kıyaslayalım bilmediklerimizi ögrenelim.

Matbah-ı Amire denen Osmanlı Saray Mutfağı kendi başına bir kasaba gibiydi, kilerler, yamaklar, aşçılar, hamam, kilercibaşı, mutfak emini odaları… Günde beşbin kişiyi doyuracak kapasitede olan bu mutfakta padişaha ayrı hareme ayrı valide sultana bile ayrı mutfak bölümlerinde yemek pişirilirdi. Tatlılar bile Helvahane Kapısından girilen helvahanede yapılırdı. Bazı dönemlerde helvahanede sekizyüz kişisen fazla çalışan oldugu kayıtlara geçmiştir.Serçini, kilercibaşı, Matbah-ı Amire emini, helvacıbaşı, aşçı yamakları yüzlerceydi.

Bülent in teyzesinin adı nedir?

BodrumSibel | 20 January 2009 17:59

http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&KategoriID=&ArticleID=1048014&Date=16.01.2009&b=Kitaptaki%20kazik%20soru&ver=03

Adalar, Batı Trakya sorunu ve yalan yere suçlanan Lozan

agentforistanbul | 20 January 2009 17:51

1. ve 2. Balkan savaşı sonucunda osmanlı devletinin imzaladığı anlaşmalar vardır, Bunlar İstanbul, Atina, Bükreş ve Londra anlaşmalarıdır. Tarihlrini vermeyeceğim merak edenler bulabilirler. Lozan da kaybedildiği iddia edilen Ege Adaları ve Batı Trakyanın 1. dünya savaşı öncesi Padişahın onayı ile nasıl elimizden çıktığını anlatacağım sizlere:

Altta ki yazı bir yorumumun kısaltılmış halidir.

2. Balkan savaşının sonucunda Edirne’yi tekrar nasıl aldık? anlaşmaların nasıl bir değeri yok. Bunlar barış anlaşmalarıdır. Bu barış anlaşmaları ile Bulgaristan 1. Balkan harbinde elde ettiği şu an Yunanistan’da olan Güney batı trakyayı kaybetmiştir, Arnavutluğu biz kaybetmişizdir. Osmanlı bal gibi imzaladı bunları, Ege adalarını (12 adalar hariç ) ve özerklik verdiğimiz girit adasını bu anlaşmalarla kaybettik, şimdi çamura yatmadan bu anlaşmaların doğruluğunu kabul edin;

Günlükten-2-

| 20 January 2009 17:46

Öğlen oldu. Afyonum patlamadı, patlatsam ne olacak ki bugün kendime gelemiyorum. Yedi acı kahveden sonra yine tık yok, kafamı toparlayamadım. Toplasam ne olacak ki… İnsanlarla cebeleşiyorum ve hala kafamı toparlayamıyorum; bugün git yarın gel mi? Desem acaba, desem ne olacak ki… Gece gördüğüm rüya mıydı? Darmadağın oldum, bilemiyorum ki bilsem ne olacak ki…
Rüyamı çözsem mi? Acaba, evet evet rüyamı bilinç üstüne çıkarıyorum işte…

AFERİN BAŞBAKAN

Thing | 20 January 2009 16:05

http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=1049322&Date=20.01.2009&b=Erdogan,%20Rum%20parlamenteri%20fircaladi&ver=11

Günah

ceyhunak | 20 January 2009 15:29

Sarıldım ama için boş gibiydi,
Sanki bir bez bebek, kukla gibi…
Ellerin soğuk, sanki ayaz
Bu haller hiç de hoş değil..
Gözlerine baktım, benden kaçtılar,
Sözlerine sordum, benden korktular.
Kutsandı gençliğim, uslandı,
Günahlarım bir bir çıkarken,
Sende çıktın o kapıdan.
Günahım mıydın?
Günahım mı?
Günah mı?