bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

bir boş bir dolu

mengu yincge | 02 February 2009 09:42

geldim doldum
gittim boş oldum
sordum değişim
duydum gelişim çıkmaz mı çocuk
yaramaz çocuk
davul çalmayan
anlamaz çocuk
ritmi tutmayan
yetişmez çocuk
boya vurmayan
ölümsüz çocuk
soya doymayan
yalnız bir çocuk
rengi almayan
kınanmaz çocuk
çocuk olmayan
tutuşup aşka
yanar nan çocuk
sağında solda
davul çal çocuk
say döndür saye
tut ritmi çocuk
ekin ver tarlada
vur boya çocuk
suyun ver ovaya
doy soya çocuk
Allah aşkına
al rengi çocuk
el emir dirhem dilinden
gönül demirdir ser servetinden
emir kesir demir hesap halinden
kan gider can gelir dokunma çocuk
bilmezi bilenle durdurmaz ayna
el var ikide bir üçü de alma
ne denk dedi ahali
neyzen ortada
söz deyip ortalı
insan alayı
su su şu kalbi
kandırman çocuk

Anahaber Bültenlerinde Görmek İstemediklerim

ozanTi | 02 February 2009 09:05

Biraz sonra okuyacağınız her şeyi artık anahaber bültenlerinde görmek istemiyorum.Zorla dayatıyorlar ve sanırım bunlar kanallarda bağımlılık yapmış:

  1. Magazin haberleri görmek istemiyorum.Bana ne ya “Helin Avşar kiminle, hangi barda eğleniyormuş?”
  2. Selülite , cilt kırışıklığına son veren kremlerin,maskelerin reklamının yapıldığını görmek istemiyorum.Bunların tedavilerini eğer çok merak ediyorsanız internetten bakın.
  3. Enflasyon oranları açıklandığı gün, bir muhabiri pazara yollayıp sokaktaki enflasyonu yansıtmaya çalışmalarını seyretmek istemiyorum.Ben bu ülkede yaşamıyor muyum, fiyatları bilmiyor muyum?
  4. Bir fil,maymun,deve,zürafa artık her neyse hayvanat bahçelerinden birinin konuğu olmasın.Ülkenin başka meselesi kalmamış gibi “Bugünlerde Tokyo hayvanat bahçesinin konuğu var.Bakın ne cici şempanze!”
  5. Dizilerde önceki bölüm ne olmuş,yarışmalarda kim ne kazanmış bilmek istemiyorum. “Cici yarışmacımız büyük ödülü kıl payı kaçırdı!” Eee var mı bana göre…
  6. Sibirya soğukları, cehennem sıcakları olmasını istemiyorum haberlerde.Kanallar haberlerin arkasından hava durumu vermiyorlar mı yoksa?
  7. Haberlerde kısa bir reklam arası verilmesin.Reklam bitince haberler de bitiyor,izleyiciler aptal yerine konuluyor.
  8. Yanlı haber yapılmasın.Yani kanallar hangi görüşü savunuyorsa o görüşü destekler nitelikte yayın yapmalarını istemiyorum.Objektif olmazlarsa görüşleri değiştirebileceklerini mi sanıyorlar acaba?
  9. Son olarak Mehmet Ali Birand‘ın

İiiiiiiiiii iiiiiiiiiii

demesini istemiyorum 🙂

Zıplamayan İbinedir Zıplaa!.

koza86 | 01 February 2009 19:44

Ülke tarihinin en mutlu gününü yaşıyoruz..
bayram ilan edilmesi taraftarıyım..

Başbakan, saolsun türklüğe yeni bir ivme kazandırmak için, ilk seferini davosa yaptı.
niyeti ve ahvali , daha havaalanına girişinde ortaya çıkmış, etrafındaki zevatı haşlamış;

Ne lan, buranın adı böyle? esenboğa.. ne esenboğası , kızılderili miyiz biz? tez değişsin buranın adı demiş.. hatta isim konusunda fazla teferrruata girmeden , öneride de bulunup ” esdi nesim-i nev bahar” gibi bişey olabilir demiş..

tabi bu isim, önce kulenin aklını karıştırmış; görevlilerle pilotlar arasında karışıklığa yol açmış;

Değerler Felsefesi (Aksiyoloji) ve Sömürgeci Siyaset

nebilim | 01 February 2009 12:39

Sömürgeci siyasetin değerler felsefesiyle ilgisine değinmeden önce değerler felsefesinden (aksiyolojiden) biraz bahsedeyim:

Etik ve estetik olarak iki ayrılan aksiyolojide etik, insanların ahlaki değerlerini sorgularken neyin güzel olduğuyla da estetik ilgilenir. Etik; doğru hareketlere temel olacak değerlerle ilgilenip hayalgücü ve yaratıcılığa dayanan doğal ve sanatsal güzelliklerle ilgilenme işini estetiğe bırakır.

Neyin etik neyin estetik olduğunu açıklamanın güçlüğünden hareketle aksiyoloji; bireylerin davranışlarına temel oluşturan değerleri araştırır. Yani, insanın yaşamı boyunca vardığı bir çok kanının kaynağı olan değerler sistemiyle ilgilenir.

EFSA’M !!!

sevde837 | 01 February 2009 09:45

Bir kitap misali...
Bir kitap misali…

EFSA

Kurşun yağmurunda ıslandım bir zamanlar
Namlunun ucuna geldi sevgim
Vurgun yedi sözün bittiği yerde
Karanlıklar alemine kapıldı yüreğim
Sonsuzluk kapısını araladım yarı aydınlık gecede
SON’u buldum bilmeden
Gündüze vurdu acılarım
Geceden kaçtı
Sayıkladı yüreğimin atışını
Anlattı belki de
Anlayan olmadı oysa
Yalnızlığı istedi ilk defa
Bir de seni
Yalnızdı yalnız olmasına
Seni de istemişti oysa
İstediğiyle kaldı
Tren katarları gibiydi anıları
Bir bir,ardı sıra geçiyordu zaman perdesinde
Ortada bir tek oyuncu vardı
Nasıl da benimsemişti rolünü
Çok sevecekti onu
Başarılıydı rolünü canlandırırken
Fakat eksik bir şeyler vardı
Biraz heyecanlıydı belki de
Son kez çıkmıştı sahneye
Yavaştı basamakları çıkarken
Bir hışımla indi sahneden
Gözlerinde yaş vardı arkasına bakarken
Yüreği ise kırık
Dönmeyecekti bir daha sahnelere
İsteyecekti ama dönmeyecekti
Dönemeyecekti geçmişe
Zaman alıp götürecekti içinde kalan ne varsa
BAŞLADIĞI gibi BİTECEKTİ EFSA!