bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

var mıyız yok muyuz?

nazokiraze | 13 February 2009 11:29

Yaşlar henüz büyük değilken, pembiş pembiş hayallerle yaşadığımız zamanlarda ki düşüncelerimizi, hayallerimizi, umutlarımızı düşünüp ulan neymişiz be diyenimiz var mıdır acaba? Bazen sırf büyümekten bu yüzden vazgeçiyorum, yaş ilerledikçe , aslında bildiklerimizin öyle olmadığını, yapmam denilen şeylerin yapılmaya mecbur olduğunu, sevilmeyenin sevildiği, sevilene sahip olunmadığı, kötü bilinenlerin iyi, iyi şeylerin salakça oldugu öğrenilen bir dünyaya daldık.

O sıralar aşık olunan Thomas Anders, John Eric Hexum türünden 80 li, 90’lı yıllar yakışıklılarıyla tanışılacak, hatta evlenilecek olunursa asla soyunulmamalıydı, öyle cıbıl cıbıl çıkılırmı sevdiceğin yanına. Ne ayıp şeydi, zaten onlarda soyunmazlardı, hele kilot ve kara çorapla komik duruma düşen erkeklerden hiç değillerdi. Onların belki de hiç kilot giymeye gerek olacak organı bile yoktu. Sadece karşılıklı canım cicimle geçecekti evlilik nede olsa.
Belli yaşlarda kimin uydurduğu belli olmayan efsanemsi şeylere inanır, ona göre plan yapar, umutlanır ve yaşardık. Belki şimdi bizim o yaşımızda olanlar da aynı durumdadır bilemiyorum. Mesela yakışıklı erkeklerin asla kaka yaptıklarını düşünemezdim, benim sevecegim erkek benimle evlenirken biz asla kaka yapmazdık, yada birbirimiz evde yokken tuvalet ihtiyacını giderirdik. Öyle ya insan tuvalete girdiğini nasıl belli eder o yakışıklı ilkokul çocuguna.(güzel kızlar minik kaka yapar)

Belgesel Film…

| 13 February 2009 09:55

Soru: Genellikle takip ettiğiniz televizyon programları?
Cevap: Belgesel Film.

Nanook of the North
Nanook of the North

Belgesel Film (Documentary)
İnsan duygularının ön planda olmadığı, eğlenceden uzak, tarihsel, sosyal, bilimsel ya da gerçek olaylarla ve kurguya dayanmayan konularla ilgilenir. Gerçeğin kendisini iletir. Bu tür filmler, tamamıyla belgelere, gerçek insanlara, gerçek mekânlara ve gerçek olaylara dayanır. Belgesel filmin genel amacı; bildirmek, öğretmek, eğitmek, inandırmak ve coşturmaktır.

Bu terim, Fransızların kullandıkları “documentarie” kelimesinden alınmış ve ilk defa John Grierson tarafından, Robert Flaherty’nin 1926’da çektiği “Moana” adlı filmin eleştiri yazısında kullanılmıştır. Gerçeği, bir öykü çerçevesinde değil, gerçekliğinin kendi dramatiği ile aktarır. Lumiera’nın çektiği ilk gerçekçi filmler, bu türün ilkleri olarak görülebilir ancak, dünya genelinde modern anlamda belgesel sinema Robert Flarherty ile başlamıştır.

Nanook of the North : www.filmreference.com
Nanook of the North : www.filmreference.com

Belgesel filmin ilk örneği, Flarherty’nin 1922 yılında çektiği “Nanook of the North” (Kuzeyli Nanok) olarak kabul edilir. Ancak bu tür, sinema tarihine birdenbire ortaya çıkmamış, bir takım süreçlerden geçerek oluşmuştur. Bu yıllardan da öncesine dayanan teknik ve konu bakımından önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

ABD’de 9 yaşında bir velet…

Galanthus | 13 February 2009 09:42

Tüm yazarlar ve insanlar ne olursa olsun konu olarak ortak bir payda da buluşurlar hep.O konu kadın erkek ilişkileridir. Önce Adem sonra Havva yaratıldığında böyle bir mesele gündem de yoktu elbet, ama sonra topluluktaki kadınların ve erkeklerin sayısının artmasıyla birlikte kadınlar erkekleri , erkekler kadınları anlamaya çalıştı ve tabi ki yazarlar her iki tarafı da anlamaya çalıştı. Ne gariptir ki benim fikrime göre ortada kat edilmiş bir arpa boyu yol bile yok.İki cins sürekli olarak birbirlerini anlamaya hatta birbirlerine benzeyerek aradaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya çalışıyor.Malesef anlama çabaları sonuçsuz kalıyor. Benzeyerek anlama çalışmaları ise ortaya amazon tipli çalışan kadınlıklarını unutmuş kadınlar ve de fazla yumuşamış erkekler çıkardı ortaya… Aslına bakarsanız bu iki yeni türde genelde pek sevilen,aranılan türler arasına giremiyor…Erkeklere sorsanız sürekli bir “kadın gibi kadın” arayışı içindeler; evinde otursun , yemek yapmayı , ev işlerini, ingiliz dikişi dikmeyi bilsin , aynı zamanda çalışabilsin, para kazansın , evin ekonomisine destek olsun. Bunları bilmek -yapabilir olmak- yetmez her daim uygulansın istiyorlar aynı zamanda. Kadınlara sorsanız ise onlar da “erkek gibi” erkekler istiyorlar ; maço olmasın, kesinlikle şiddet uygulamasın, sadece ne istediğini bilsin, kırmadan dökmeden yöneticiliğini göstersin, evinin reisi olurken kadınını ezmesin , gururunu incitmesin… Bulunur mu bilinmez ama herkes bir arayış içinde.