bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Mem u Zin

mansonilized | 14 February 2009 17:18

Mem u Zin ( Mem ve Zin) Ehmede Xani tarafından 17. yüzyılda yazılmış bir aşk destanıdır. Saf aşkın kötülüğün elinde oyuncak olduğu binlerce aşk hikayesinden biridir. Eser Kürtçe yazılmıştır.

” Ben bu kitabı diğer Kürt aydınları gibi Farsça ya da Arapça yazmıyorum. Kendi dilimle yazıyorum ki daha sonra çıkıp da sizin diliniz yok, sizin edebiyatınız yok demesinler. ”

Ancak filme alındığı dönemde türkçeye çevrilmiştir. Filmin müzikleri tatlı tatlı yüreğe akan bir deredir. O dere ki yazın sıcağında Hasankeyf kıyısında oturup ayağını suya salan bir çocuğun yüzüne vuran serinliktir. Mazlum Çimen tarafından hazırlanmıştır. Film Musa Anter’in o tatlı sesiyle başlar.

” Ey gül!
Gerçi sen de nazeninsin,
sen nerde, Zin’in yüzünün rengi nerde? ”

Nevroz gecesi ateşler yanar Kürt ellerinde. Delikanlılarla eteği uçuşan dilberler ellerinde meşaleler kutlamalara katılır. O zaman cinler Hasankeyf eteklerinde mağaralarda bir araya gelip gecenin güzellerini bellerler. O yıl cinlerin güzelleri Mem ile Zin seçilir. Cinlerin şahı deyin hele Mem Zin’i, Zin Mem’i bilir mi diye sorar. Cinler hayır deyince, öyle edin ki yüzüklerini birbirine versinler, versinler de sonradan birbirini bulsunlar der.

kazı kazan “hayat”

hozer33 | 14 February 2009 17:06

hayatmızdan günlerin birer birer silinip gittigi gerçegine faklı bir yolla yaklaşmak bu olsa gerek. beki bazılarınn pisikolojisini olumsuz etkileyebilecek bir takvim olsada, gerçegi degiştirmeyecek bir ürün

unutulmaması gereken hayatın nasıl silinip gittiği degilde nasıl yaşanıp gittigidir takvim hakkında İnfo

Siyahî Tarih Ayı nasıl kutlanır?

BUYUK RAKI | 14 February 2009 16:03

Siyahî Tarih Ayı kutlanıyor” başlıklı yazıyı yazdıktan sonra resmi kutlamalar dışında siyahî kardeşlerimiz nasıl kutluyor acaba diye internette gezerken aşağıdaki yazıyı buldum. Çevresinde siyahî dostları olan ve onlara bu ay bir güzellik yapmak isteyebilecek okuyucular için çevirisini yapmaya çalıştım. 7 adımda Siyahî Tarih Ayı kutlamaları için okumaya devam ediniz.
Bu arada 7. adımda Jackie Robinson’u beyzbol oynamaya ikna eden Brooklyn Dodgers yöneticisi Branch Rickey’den bahsediyordu Ahmet ERTEGÜN bana daha şık geldi.

İhtiyacınız olan Şeyler:
•Siyahî Tarih ve Kültür hakkında kitaplar
•Güneyli yemek kitapları
•Parti yiyecekleri
•Jazz CDleri
•Uçak biletleri
•Parti içeçekleri
•Müze biletleri
•Afrikalı-Amerikalı yemek kitapları

Kahve falı

szoszy | 14 February 2009 16:00

http://www.mehmetefendi.com/tr/pages/tk9_1.html

Hadi Yazı Yazalım!

ozanTi | 14 February 2009 12:18

Hadi yazı yazalım.Ama sadece yazı olmasın bu.Hem yazalım hem yazmayalım aslında.Yani yazalım da yazmış olmak için,yani bir mesajımız olmasın.

İçimizden geldiği gibi doğal.Süslenmemiş sözlerle…Bizim cümlelerimizle…Sade ve anlaşılır.Ama çok anlaşılır da değil.

Sesimizin çıktığı kadar gür ama bir o kadar da kısık sesle yazalım.

Rahatlamak için yazalım.Rahatlatmak için yazalım.
Kendimiz için yazalım.Vatan için yazalım.Dünya için yazalım.İnsanlık için yazalım.

Yazalım,ne yazarsak yazalım…Ama önce kendimiz ve bizi okuyanlar için yazalım.Gösteriş olsun diye değil rahatlmak için yazalım…

BİÇARE

il mare | 14 February 2009 11:23

Büyümemek için
Ölmek gerekiyorsa eğer;
Boşa gitti annemden gizli
Saksılara döktüğüm sütler…

SEVGİLİYE

il mare | 14 February 2009 10:29

Birşeyler yazmaya çalışırken parmaklarım seni tuşladı,döndüm dolaştım sana geldim şaşkın ördeğim. Seni burda yazmak istedim,burdan oku istedim , böylesine geniş olmamda,bu ortamın kimlikleri saklı tutabilmesinde,bizleri gizleyebilmede büyük rolü var tabiiki.Sen kimsin,ben kimim,neye benziyoruz kimse hiçbişey bilmio, gene kimsenin bilip farkında olmadığı tesadüfi tanışıklıklar çıkabilir aslında kurcalandığında ama böylesi iyi:) Yani en iyi sadece bizim birbirimizi bildiğimiz bu yerde bu yazıyı okuyacak bir çok kişi kimbilir kafalarında bize benzemeyen ve belki de çok benzeyen bir çift yaratacaklardır,tıpkı romanlarda sadece isimlerinden ibaret bildikleri o hayranlık besledikleri karakterler gibi ya da saatlerce chat yaptıkları esnada beyaz atlarının üstündeki o yakışıklı prens gibi ya da ne bilim görme yetisi alınmış insanların her duydukları sesi adeta bir portre çizmeye yardımcı birer kalem gibi kullandıkları gibi… Heralde öyledir yani:)