bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

SANA MEKTUP VAR…

admin | 26 February 2009 15:27

Sevgili Dünya’cığım
Sana geldiğim günü inan hatırlayamıyorum. Hem sadece ben değil, bütün misafirlerinin de sana geldikleri günü hatırlamaları mümkün değil. Ancak sana geldiğimiz günün tarihini ve saatini biliyoruz ve bakıyoruz solmuş kâğıt parçalarına, acaba nasıldık diye…

Ama bu olmaz ki Dünya; sana gelir gelmez hemen ödev veriyorsun bize, önümüze boş bir kâğıt koyuyor ve yaz diyorsun en kralından bir kompozisyon ve notunu sona saklıyorsun. İyi tamam da, bu kompozisyonların giriş cümlesi hep aynı oluyor, “ıngaaaa.” Giriş bölümüne gelince de acemice yazılmış oluyor. (Hatta yazdıklarımızı hatırlayamayacak kadar hızlı ve acemice bir bölüm bu.) Bu giriş bölümlerinde benzerlikler de oluyor haliyle, hepsinde şeker ve çikolata yoğunluğunu görebilirsin. En sevilen yeri bu kompozisyonların gelişme bölümünün ilk sayfaları; öyle bir rüzgâr estiriyorsun ki, ayaklarımız yerden havalanıyor. Ey gençlik ne çabuk tüketilen bir dumansın; hâlbuki hiç tükenmeyecekmişsin gibi yaşanırsın. Güzel rüzgârdı be Dünya, o estirdiğin gençlik rüzgârları.

Dyscalculia

admin | 26 February 2009 14:20

Dyscalculia genellikle çocuklarda görülen,matematik öğrenme bozukluğudur.

Dyscalculia matematik ve aritmetik algılayamama sorunu olarak bilinir ve tedavisi mümkündür.Akraba evliliginden genetik faktörlere, kan uyuşmazlıgından hamileyken girilen röntgene,anne-çocuk ilişkisindeki problemlere kadar pek çok şey dyscalculia sorunununa sebeptir.Okul çocuklarının yüzde 6 ile 10 ununda görülen bu rahatsızlık, aslında pek çok kişi tarafından zeka geriliği olarak düşünülebiliyor.Çocuklar çarpım tablosunu öğrenemiyor, geometrik şekilleri karıştırıyor, yönleri bilemiyor ve problemleri değil çözmek, anlayamıyor ise çocuga dyscalculia yönünden yaklaşmak gerekir.Bu çocuklar sıradan eğitim yerine sabırla, yardımla, matematiği yaşamın içine alarak eğitilmelidir. Çünkü dyscalculialı çocuklar normal yada normalin üzerinde zekaya sahiptir,bu sorun zekayla alakalı değildir.Şarkı söyler gibi bağıra bağıra problem okutmak, resim yerine sayıları boyamak, matematik işlemlerini hoş, çiçekli,renkli,cazip kağıtlarda yaptırmak sayıları kendine çok uzak gören çocuklara önerilen tedavi yöntemlerinden birkaçıdır.

Varlık Vergisi

admin | 26 February 2009 13:25

Varlık Vergisi; şimdilerde kimsenin ismini bile bilmediği, ama zamanında bir çok kişinin canını yakmış, hatta onları vatandaşlıklarından bile vazgeçirecek şekilde uygulanmıştır.

Varlık Vergisi, T.B.M.M tarafından 11 Kasım 1942 tarihinde ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır.

Başlangıçta amaç, savaşı kullanıp zenginlik, yani haksız kazanç elde edenlerden alınması idi. Ama uygulamada azınlıklardan alınan bir vergiye dönüştürüldü. Rum, Ermeni ve Yahudi kökenli atandaşlardan alınan bir vergi haline geldi.

aşk adası ve dünyanın kalpleri

admin | 26 February 2009 12:34

Hırvatistan’a yakın bir bölgede şekliyle ilgi çeken Galesnajk Adası , sahibi tarafından tesadüfen kalp şeklinde olduğu keşfedilince, daha önceden Juresko olan adı aşıklar adası anlamına gelen Galesnajk Adası olarak değiştirildi, kalp şeklindeki adanın şekli, Google Earth’te gezinen ada sahibi tarafından farkına varıldı. Adanın şeklinin 14 şubata yakın dönemde ortaya çıkması ise ayrı bir güzellik.

duyu

admin | 26 February 2009 11:43

Toplumsal ve gerici güçlerin, bu güçlerin günde on defa kafanıza vura vura sizi tutsak ettiği yapının dışına çıkma dürtüsü; söz konusu yapının kendisi kadar yapışkan, ve karakterde “fala inanmam, ama falsız da kalmam” şeklinde bir mezbelelik yaratan canayakın bir tepkidir. Bu tepkiye teslim olmak, doğduğuna pişman ettirir insanı. Doğmamış olmak ise, olabilecek en korkunç tutsaklıktır. Artık ölme özgürlüğünüz bile yoktur.

Konuşamamaya başladığında, önce kendisini ayakları dengesiz bir masa gibi hissetti. Cümle yapısı bozulmamıştı, ancak artık yeryüzüne denk düşmüyordu. Sinir bozucuydu. Sanki bundan sonrası insan eliyle kontrol edilebilir birşey değildi. Altındaki toprak kayarsa ne yapardı, ne olurdu bilemiyordu. Ve bu karanlık içinde yuvarlanmak istemiyordu. Daha detaylı düşününce; sadece hislerine aracı olan dili değil, beraberinde bir amacı olduğu hissini de kaybetmişti.

Saat…

admin | 26 February 2009 11:18

kırık dökük vodvillerinizi alın da çalın başınıza (hem ya tutarsa?) gayri varlığını tek kaybeden ve/veya tek kazanana borçlu hikayelere tok karınlar, müteakiben kısmetimize sadece bedel ödeyen ve eşzamanlı ödetenler düşerler…

zamanın siyam ikizidir, kum saati devinir döner, kumlar su misali akar, yukarılardan çağlar aşağıya düşerler, evet üstteki kristal haznede sürekli kaybetmenin safrası haki cinneti, ama ya alttaki azizim, aşağıdaki yığın da şekil şemal kaybeder, toparlanmaya çalıştıkça küçük parçaları zamanın, defaaten düşen diğer türdeşleri ayakta durma umutlarını lime lime ederler. ve hep göz ardı edilmiştir kum saatinin gizli öznesi, görünmez paydaşı hava…hava da var ardında çepeçevre camların kumdan ziyade. ziyadesi ile çalkantılı tabiyati ile, sefer olmuştur kumları yerinden etmeye…

beşik ölümü

admin | 26 February 2009 10:34

hiçbir şeyin anlamı kalmadı artık
sen gidince
damarlarıma kadar çekildi
düşünce
.
.
.
sen…

duyumsadığım her yerde
ağlama de bana
gülme de

ve
.
.
.
…ah
!
çocuğumuzu öldürdükten sonra
sakın beni bir daha

öpme

celâl hikmet
26209 istanbul