bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

yürekaltı..

morfik | 05 April 2011 00:56

annemi kardeşlerime verdim, istemiyorum, olmasın bir annem.. o da benim evlatlığımdan sıkılmıştır muhtemelen..

melekler, Tanrı falan umurumda değil de şu dramatik sözler pek can sıkıcı.. ağlıyormuş melekler bizlere, Tanrı affedermiş bizi yine de.. melekler ki onlar omuz köşelerinde, düşününce, değil omzunda olmak rastlaşmak bile istemediğim binlerce..Tanrı ise sevaplarımı affetsin..

dostlar, para, güzel havalar, aşk.. elde değil bunalmamak.. yok bir kıymeti, ne güzel ki onlara; kendilerini avutmanın bir yolunu bulmuşlar.. iyi hoş da bana göre değil tüm bunlar..

Yazanın da çizenin de okuyanın da..!

| 04 April 2011 21:20

Bizimkisi hayatla oyalanmaktan ibaret bir avuntu iken, gördüm ki, ucuzluğun, ahlaksızlığın ,kuralsızlığın,gündelikçiliğin ta dibine vurmuşuz. ne yapıyor isek hepsi külliyen yalan külliyen değersiz;
Şu kusmuk dolu deryada, siktirici yaşamı, vitrinden izleyen de aynı izlenen de..
Kapitalizmin ahlakı, pis nefsini bir türlü gebertemeyen yığınla götü salmış ortaya; yağmacı ,cahil, çaresizliğin ve hurafenin eline teslim edilmiş yığınla göt!
Aşağılık bir sinsilik çoluk çocuk demeden, her alanda ırzımıza geçmeye hazırlanıyor..

Üç bebek evet üç bebek memleketin orta yerinde ne olduğunu anlamadığı bir pisliğin içinde duygusuz bir cellata teslim olup gidiyor!?

keşke siz bir hayat

esra7909 | 04 April 2011 18:47

Her yeni güne umutla başlamak,bugün dünden daha güzel olacak diye düşünmek…Aslında o kadar kolay görünüyor ki…Hayatın ya da yaşadıklarımızın bize getirdiği zorluklar,insanların yaşattığı kırgınlıkların aslında önemi olmamalı.Yaşadığımız her an,aldığımız her nefes zerresi o kadar kıymetli ki…Ne olursa olsun inadına hayata gülmeli ve direnmeliyiz.Kendimizden daha değerli hiçbirşey yok. bu gerçeği görmek için çoğu zaman malesef ki bazı şeyleri yitirmemiz gerekiyor.

Kalitesiz Silgi

admin | 04 April 2011 15:52

Sevdiğim filmlerin tekrarını hiç izlememiş gibi heyecanlı izliyorum ya bazen. Şimdi yine, hiç gitmemiş gibi gitmek istiyorum kendimden. Sanki daha önce ağlamamış gibi ağlamak istiyorum. Her şeyin ilkini tekrar yaşamak istiyorum. Mesela küçükken kayalıkların üzerinde attığım çığlıkları yeniden dağlara duyurmak istiyorum. Atladığım uçurumların dibini bir daha görmek istiyorum.
Neyin iyi neyin kötü olduğunu düşünmeden her şey tekrarlansın diye diliyorum. Aslında biliyorum artık mümkün değil ağladıktan sonra gerçekten gülümsemek. Yanaklarındaki damlaların nemi kurumadan neden ağladığını unutmak…

34 yıllık taze kaşardan (*) doğum günü yazısı

admin | 04 April 2011 10:18

Dünyaya gelirken neyi seçebiliyoruz ki? Ülkemiz, ırkımız, ailemiz… Saç rengimiz, göz rengimiz, kişiliğimiz, aklımız, yeteneklerimiz. Doğa denilen üretim bandından çıkıp dünya denilen sahneye arzı endam ediyoruz.

Bilim ve teknoloji akıl almaz bir hızla gelişiyor ama birçok şeyin özünden haberimiz yok. Birçok şeyi yeni yeni anlamaya ve öğrenmeye başlıyoruz. Maddeyle ilgili, ruhla ilgili bilgilerimiz derinlere indikçe sığlaşıyor.

Mikis Theodorakis

admin | 04 April 2011 08:53

Zorba the Greek adlı parça ve bunun gibi bir sürü eserle dünya müziğinde önemli bir yere sahip Mikis Theodorakis, çağdaş Yunan müziğini Manos Hadjidakis ile kuran kişidir.

theodorakis
theodorakis

Yunanistan‘ın Sakız Adası‘nda 1925 yılında doğan Theodorakis, çok erken yaşlarda müzikte yeteneğini göstermeye başlamıştır. Çocuk yaşta kendi şarkılarını yazmaya başlayan Theodorakis, 14 yaşında Patras Konservatuarı’na başlamıştır. Daha 17 yaşında iken, Atina Konservatuarı’na başladığı sırada, İtalya Yunanistan’a savaş açtı ve kendisi de direniş ordusuna bu yaşta katıldı. Direnişçilere katıldığı için hapis cezası aldı, bir ara serbest bırakılsa da tekrar esir alındı ve hatta ölüm cezasına bile çarptırıldı. Ama şans eseri, ölüm o an kaderi değilmiş ki ölmedi ve bu olaylardan sonra hapis cezaları aldığı gibi sürgün yedi. 1953’de İtalya’ya kaçıp orada Paris Konservatuarı’na girdi ve eğitim bitince Yunanistan’a 1961’de döndü ve Lambrakis Gençlik Örgütü’nün başkanı oldu. Milletvekili oldu. 1967’de albaylar cuntası,

theodorakis
theodorakis

Theodorakis’e karalama kampanyası yapmaya çalıştı ve hatta şarkılarını yasaklattılar. Theodorakis ise buna karşı Yurtsever Cephe’yi kurdu ve davasını savundu. Fakat tutuklandı ve ülke dışına sürüldü. Nihayet 1974’te albaylar cuntası düşünce kendisi ülkesine döndü. Bu sırada dünya çapında verdiği konserler ile de kendini ifade etme imkanı yakaladı.
Theodorakis, ömrü boyunca bir çok beste yapmış olup 12 sinema filminin de müziğini bestelemiştir. Dünyaca bilinen ve sevilen bir çok eseri vardır.
Yunanlar’ın dünyaca ünlü dansı Sirtaki‘nin dünyaya yayılmasını ve çok sevilmesini sağlamıştır. Buzuki adı verilen Yunan çalgısı, en güzel şarkıları Theodorakis’in besteleri ile tanımıştır diyebiliriz. O, Yunan müziğinin babasıydı. Zülfü Livaneli ile düet yapmışlığı vardır ve bendeniz de bu düeti canlı izleme fırsatına sahip olan insanlardan biriydim.

Memurluktan Atıldı, Patron Oldu

admin | 03 April 2011 18:28

MEMURLUKTAN ATILDI, PATRON OLDU

26 yaşındaydı. Mühendis olarak devlette çalışıyordu. Dönemin Bitlis valisi Onu bir gün makamına çağırdı. Vali,İdeolojik sebeplerle il Milli Eğitim Müdürünü görevden almak istiyordu. Onu bu konuda ispiyonculuk yapmaya zorladı. Genç mühendis valiye karşı çıktı: “Böyle bir şey yapamam. Milli Eğitim Müdürü ile ilgili bir sorun varsa müfetişlere havale edin,” dedi.

Mikis Theodorakis

admin | 03 April 2011 14:46

Zorba the Greek adlı parça ve bunun gibi bir sürü eserle dünya müziğinde önemli bir yere sahip Mikis Theodorakis, çağdaş Yunan müziğinin Manos Hadjidakis ile kuran kişidir.

theodorakis
theodorakis

Yunanistan‘ın Sakız Adası‘nda 1925 yılında doğan Theodorakis, çok erken yaşlarda müzikte yeteneğini göstermeye başlamıştır. Çocuk yaşta kendi şarkılarını yazmaya başlayan Theodorakis, 14 yaşında Patras Konservatuarı’na başlamıştır. Daha 17 yaşında iken, Atina Konservatuarı’na başladığı sırada, İtalya Yunanistan’a savaş açtı ve kendisi de direniş ordusuna bu yaşta katıldı. Direnişçilere katıldığı için hapis cezası aldı, bir ara serbest bırakılsa da tekrar esir alındı ve hatta ölüm cezasına bile çarptırıldı. Ama şans eseri, ölüm o an kaderi değilmiş ki ölmedi ve bu olaylardan sonra hapis cezaları aldığı gibi sürgün yedi. 1953’de İtalya’ya kaçıp orada Paris Konservatuarı’na girdi ve eğitim bitince Yunanistan’a 1961’de döndü ve Lambrakis Gençlik Örgütü’nün başkanı oldu. Milletvekili oldu. 1967’de albaylar cuntası,

theodorakis
theodorakis

Theodorakis’e karalama kampanyası yapmaya çalıştı ve hatta şarkılarını yasaklattılar. Theodorakis ise buna karşı Yurtsever Cephe’yi kurdu ve davasını savundu. Fakat tutuklandı ve ülke dışına sürüldü. Nihayet 1974’te albaylar cuntası düşünce kendisi ülkesine döndü. Bu sırada dünya çapında verdiği konserler ile de kendini ifade etme imkanı yakaladı.
Theodorakis, ömrü boyunca bir çok beste yapmış olup 12 sinema filminin de müziğini bestelemiştir. Dünyaca bilinen ve sevilen bir çok eseri vardır.
Yunanlar’ın dünyaca ünlü dansı Sirtaki‘nin dünyaya yayılmasını ve çok sevilmesini sağlamıştır. Buzuki adı verilen Yunan çalgısı, en güzel şarkıları Theodorakis’in besteleri ile tanımıştır diyebiliriz. O, Yunan müziğinin babasıydı. Zülfü Livaneli ile düet yapmışlığı vardır ve bendeniz de bu düeti canlı izleme fırsatına sahip olan insanlardan biriydim.