bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Fatma Aliye Hanım- Paranın Üstündeki Fotoğraf

nevdalist | 01 June 2009 11:15

Fatma Aliye Hanım
Fatma Aliye Hanım

Bu yazıyı okumaya başlamadan önce, cüzdanınızdan (tabii ki varsa) 50 tl çıkarıp arkasındaki silik fotoğrafa bakmanızı istiyorum. Bu yazı tartışmalara sebep olan, “neden onun fotoğrafı?” kıyametlerini koparan o kadını tanımanız için yazıldı. İsmi Fatma Aliye Hanım. Her ne kadar popüler olmasa da bu onun değerini küçültmez. İlk kadın romancımız ve ilk feministlerden Emine Seyyime’nin ablası, manken Günir Özkul’un büyük büyükannesidir. Tartışmaların sebebi ise döneminde feminist, günümüzde de yobaz kabul edilmesidir. Oysa 200 yıl önce yazdığı kitaplar Fransızca, İngilizce ve Arapça’ya çevrilen, Halide Edip ile birlikte mitinglerde kadınları Kurtuluş Savaşı’na çağıran, soyadı kanunuyla birlikte Topuz soyadını alan bir kadından bahsediyoruz. Aslında ilk kadın romancımız 1877 yılında roman yazan Zafer Hanım’dır. Ancak kitabı kaybolduğundan tarih sayfalarına ilk kadın romancı diye Fatma Aliye Hanım’ın ismi not düşülür.

Babam Hasan Mellah kitabının ve Ahmet Mithat Efendi’nin hayranıdır. Belki Hasan Mellah gibi denizci olup dünyayı dolaşmak istedi. Belki onun gibi yeni yerleri keşfetmek istedi. Bilemiyorum, bildiğim tek şey; onun hayran olduğu yazara, başka hayran bir kadın daha vardı. Ahmet Mithat Efendi’ye mektuplar yazan, kendi başına Fransızca’yı söken, dil aşığı bir kadın. Fatma Aliye Hanım. Kızı onu tek eylediğinde, “senden nefret ediyorum” diyerek başka bir dini seçtiğinde bile vakurluğunu hiç bozmayan garip, yalnız, aristokrat, soğuk, iki ülke-iki farklı yönetim şekli gören bir kadın…

YANLIŞ HAYAT, DOĞRU YAŞANMAZ (THEDOR ADORNO)

****Tarih 1862 yılını gösterdiğinde, yelkovan akrebe şöyle bir dokunduğunda doğum sancısıyla inlemeye başladı, Adviye Hanım. Daha önce bir oğlan çocuk doğurmuştu. İsmi Ali Sedat’dı oğlunun. Sancılarının başlamasıyla ebeye haber verildi. O gece küçük bir kız çocuğu dünyaya geldi. İsmini babası Cevdet Efendi koydu, kulağına sessizce fısıldadı ismini. Fatma Aliye, Fatma Aliye…10 yaşında kendi kendine Fransızca’yı çözen; Ahmet Mithat Efendi’nin Hasan Mellah kitabını küçücük yaşında okuyan, haremde durması gerekirken selamlığa kaçan küçük bir kız çocuğu. Babası tarihçi ve devlet adamı Cevdet Efendi, annesi ev hanımı Adviye Hanım’dı.

insan bildiği kelime kadardır

taha3045 | 01 June 2009 11:01

Avrupa Topluluguna üye ülkelere bakacak olursak o ülkelerde ilköğretim bitiminde çocukların yaklaşık 5000 kelime öğrendigini görebiliriz, ülkemizde ise ilkokul mezunu biri okulda sadece 1500 kelime öğrenmiştir.

Çevremize bakacak olursak en düzgün kelime hazinesine sahip,düzgün konuşabilen kaç insan görürüz acaba, eskiden haber spikerleri konuşma kurallarına uyardı şimdi onların çogu herkesten beter bir anlayışla konuşma yapmaktalar. Dilimizi en güzel şekilde kullanması ,örnek olması gereken televizyoncular ,her gün gözümüze baka baka dilimizi katletmekteler, zamanında Yök başkanının ” Türkçe ile ilim yapılmaz” sözü ise ülkeyi ileri götürmekle görevli ilim adamlarının dilimize bakış açısını gözler önüne seriyor. O halde dilimizi mi değiştirecegiz ilim yapabilmek için?

ölü kraliçe

nazokiraze | 01 June 2009 10:09

Dona Constanza’la evlendiği gün kalbi başka birindeydi Portekiz Kralı IV. Afonso’nun oğlu ve çapkınlıgıyla ünlü Kral Dinis’in torunu Don (dom)Pedro‘nun ,kendi düğün günü aklında ve yüreğinde sadece soylu bir nedime olan Inês de Castro‘daydı.Bu kadın aynı zamanda aşkı için 29 yaşındayken öldürülüp, öldükten sonra kraliçelik ünvanı verilecek olan zavallı bir kadındı.Evet bahsi geçen kadın öldükten sonra taç giymiştir.

büstü
büstü

klavye insanı

taha3045 | 01 June 2009 09:36

Klavyeyi eline alınca erkek olmak
yüzüne asla söyleyemeyecegi şeyleri, büyük bir yüzsüzlükle yazmak,yazmak
gerçek hayatta yüzüne bie tükürük atmaya tenezzül edilmeyecek kişilerden gayet cesaretli cümleler okumak
Klavye sen nelere kadirsin, seni eline alan erkek oluyor, kabadayı oluyor sen ne büyük bir icatsın
görünce kıçımızda uçuk çıkacak insanlara bile rahatlıkla neler söyleyebiliyoruz
eh nede olsa seni elimize alınca insanlıgımızı kenara bırakıyoruz, ikisini bir arada kullanabilen kişi çok az, bu çok zor çünkü
Öyle ya tanımadıgımız insanların onurlarına kadar varan hakaretleri edebilmemiz için, yüzyüze yiyemeyecegimiz bokları yemek için insanlık ile klayvenin aynı anda bulunmaması gerek, yoksa nasıl yaparız hayvanlıgımızı, nasıl yaftalarız rahatça karşımızdakini, karakterini, ruh halini, sorunlarını bilmeden nasıl kırarız bu denli.

Nereden bilecektim ki!

bige | 31 May 2009 21:36

Kimsesiz kaldım gönlünde
ayaz, karanlık düşlerde
daha azını beklemeliymişim
o uçsuz sınırsız vaadlerde

amma cömert dedin niyetime
seni çok sevme isteğime
daha azını vermeliymişim
o zalim, korkak kalbine

Savunma Mekanizmaları

haritametoddefterikasalKSL | 31 May 2009 17:12

100 kişiye
psikoloji denince aklınıza gelen 3 şey nedir kuzum?
diye sordum.
allah sizi inandirsin çoğu id-ego-süperego dedi.
nedir bunlar diye sorunca ”tık” yok.Hiç biri oranina çok yakın adette kişi ,cevap veremedi.

İd denen şey birazcık ilkel duruyor,primat yani.haz ve taleplerin temini noktasinda pek bir baskın ve ilkel olnadir.Superego ise ego nun birboy büyüğümü ? daha süper olanimi
hayir tabiki.Şöyle ki taktir edilme ve onay görme kabul görme isteği.yani temelde dış dünya ile olan iletişimizle ilgili.
Kişinin ahlaki değerlerini, kurallarini,otokontrolunu ve kendi eleştirisini temsil eder. .Ego ise bu iki mekanizma arasindaki iletişimin ortak noktasi olup,yüzeye taşinan ve sizi siz beni ben onu da o yapan
temel ögeleri ortaya çıkarir.yani ego ,id ve superego nun kendi içindeki gereksinimmleri ile dış dünya ve beşeri ilişkilerimiz arasindaki uyumu
sağlamakta abilik vazifesi üstlenmiştir.Bu mühim ve saygıdeğer görevinden ötürü hepimizcede çok sevilir ve taktir edilir.
Her türden sıkıntılarimizi,çıkarlarimizi,zorunluluklarimizi ego temsil sürecimizde bir organ vazifesi üstlenerek dış dünya ile iletişimimizi sağlar.

Kilo Aldırıcı İlaçlar W-Max ve İran İksiri

ixzed | 31 May 2009 15:12

w-max
w-max

Bugünlerde takıntı yapmaya başladım. Ben neden bu kadar zayıfım diye. Araştırdım bulamadım. Kilo aldırıcı ürünlere bakayım dedim. İki adet buldum. Birincisi W-Max isimli bir ilaç. W-Max Kilo Aldırıcı kullanılmaya başlandığı günden itibaren gereğinden 2-3 katı fazla yeme isteği uyandırıyormuş. W-Max Kilo Aldırıcının fiyatı şuan için 50 TL. Gerekli açıklamalar için buraya bakabilirsiniz.
İkinci bulduğum ürün ise İran İksiri. Bu iksirin de amacı aynı. Sürekli açlık hissi vererek çok yemeyi sağlamak. İran İksiri ile ilgili bilgileri de buradan alabilirsiniz.
Bu ürünleri görünce aklıma takılan soru, acaba bunlar sağlık açısından sorun yaratır mı? Kilo alalım derken canımızdan olmayalım.