bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Kara lahananın dayanılmaz lezzeti.

nihansage | 17 April 2011 12:11

orjinal kara lahana bitkisi
orjinal kara lahana bitkisi

Herhangi bir şehir de, her hangi bir yolda yürüyorsanız ve bahçe içinde, müstakil bir ev gördüyseniz, üstelik te o evin bahçesinde çiçek yerine kara lahana ekilmiş olduğunu farketmişseniz, bilin ki o evin insanları ya laz ya da gürcüdür. Veya ev halkından bazıları böyledir.Kara lahananın pek çok yemeği yapılır. Bu işin uzmanları, bu harika bitkiden pek çok lezzet çıkarabilirler. Bunlardan en meşhur olanı kara lahana sarmasıdır. Maharetli eller, bin bir uğraşla ve sabırla, mübarek yaprakları incitmeden, içlerine doldurdukları dolma harcını ustalıkla sararlar. Ortaya çıkan sonuç ise, damakları şenlendirecek, midelere bayram ettirecek muhteşem bir lezzet şölenidir.

Bu bitkiden daha yöresel yemekler de yapılır. Gürcülerin has yemeği olan, kara lahana bitkisi nın iyice pişirildikten sonra, mısır unuyla birlikte ezilerek ve daha sonra da kızgın yağ ile buluşturulan ve damaklara ulaşan kara lahana yemeği enfestir. Arzuya göre iç yağı da katılabilir. Tabi bunun için sağlığınızın da iyi olması gerekmektedir.

Bazı egoist kızlar.

bithikotsis | 17 April 2011 00:51

Kızlar…Onlarsız yapamayız, onlarla da olmaz derler çoğu erkek…Haklıdırlar da bazen. Hep bir olumsuz yaşanmışlık vardır geçmişlerindeki ilişkilerde bu erkeklerin. Kimi saman alevi gibidir, yaşanır ve hemen unutulur. Kimisi de kalıcı bir zift gibidir ömür boyu akıldan çıkmaz.

Kimi kızlar, fedakardır. Nasıl daha iyi olurum diye düşünürler, art niyet yoktur neredeyse…Aşık olmak isterler, aşık olurlar ama bu aşkları da suistimal edip erkeği kullanmazlar. Tabii sayıları da yok denecek kadar azdır bu tiplerin. Bir erkek için en güzel hediyelerden biridir aslında.

~Yolcu~

Cali Kusu | 15 April 2011 11:27

Gözlerin bıçak dayadı ön yargılarıma. Ya seveceksin ya öleceksin…Gözlerin öyle bir baktı ki gözlerime. Ya kalacaksın ya gideceksin…Gözlerin öyle bir konuştu ki yüreğime. Seveceksin, sevginle öleceksin, kalacaksın, gücün yetmiyorsa aşka, kaçacaksın…

Rüzgâr gözlerini kararttı bu gün. Gökyüzü bardaktan boşalırcasına tükürüyor suratıma. Yoldan geçen kuru bir yaprak sövüyor anama, bacıma. Birazdan taşa tutacaklar beni aşkın er meydanında.
Oysa basit bir yolcuyum ben. Ne gerek var yolumda senin gibi bir sevdaya…

İŞTE BEN BUNA HAYATIMIN EN KÖTÜ GÜNÜ DERİM

Aret Can Bal | 15 April 2011 06:16

Her sabah yaptığım gibi uyanarak başladım güne. Ne kadar ilginç değil mi? Uyandım. Sonra her sabah uyandıktan sonra yaptığım şeyi yaptım. Saate baktım. 07.36. Daha fazla zaman kaybetmemem gerekirken yaklaşık 20 saniye donakaldım ve durumu algılamaya çalıştım. Pek kolay olmadı ama başardım. Saat artık muhtemelen 07.37 idi. Bir önceki gece 01.25te eve girip ancak 01.36da yatağıma girebilmiştim. Kaçta uyumayı başardığımdan emin değilim ama en az yarım saat yatakta debelenmiştim. Saat 06.10 ve 06.15e iki farklı alarm kurmanın verdiği rahatlıkla yatıyordum, gerçi o saatte kalkacak olmaz bir huzursuzluk veriyordu ama keşke gerçekten o saatte kalkabilsem de bu berbat günü yaşamak zorunda kalmasaydım diyorum şuan. Zamanında kalksam bu garip tecrübeyi yaşayamamış olacaktım ve bunu okuyor olmayacaktınız, bunu da biliyorum ama gerçekten çok zor bir sabahtı. Tek söylemek istediğim bu.

doğal kaynakların verimli kullanımı

super hero | 15 April 2011 03:58

Birbirlerine yakın iş yerlerinden akşamları aşağı yukarı aynı saatlerde çıktığımıza göre onu herhalde daha önce de görmüşlüğüm vardı; ama onu fark edişim bundan 5 – 6 ay öncesine rastlar. Ya da belki daha fazladır, çok emin değilim.

Benim boylarımda, muhtemelen benimle aynı yaşlarda, ve aşağı yukarı aynı kilodaydı. Aksayarak yürüyordu. Saçları alın bölgesinden başlayarak yarı yarıya seyrelmeye başlamıştı. Dişleri eksikti; zaten çirkin bir adamdı, ağzını her açtığında iyice itici oluyordu.

Ama bu adamı fark etmemin, fark ettiğim günden itibaren de tiksinmemin sebebi dış görünüşü değil, o gün şahit olduğum inanılmaz derecede seviyesiz küfürleşmeydi.

İzmir

bithikotsis | 15 April 2011 02:02

Hava bugün yağmurlu şehrimde…Nisan ayının ılıman etkisini bünyesine katmış, usul usul yağıyor…Terbiyeli, efendi bir çocuk gibi. Saldırmıyor yağarken, çok tatlı bir toprak kokusu bırakarak düşüyor İzmir’ime…

Havası değişken derler İzmir’in. Evet öyledir. Hatta İzmir kızlarının İzmir havasına benzediğini söyleyenler de olur. Nitekim haklıdırlar. Mayıs’ta yağmur, Şubat’ta güneşli bir hava sizi bekliyor olabilir. Yanıltabilir sizi, sonra yaramaz bir çocuk edası ile güler size, afacanlık yapmıştır işte. Size kendini öyle ya da böyle sevdirir…

Projenin adı; MAVİ IŞIK 7

nihansage | 15 April 2011 00:42

Başbakan Tâlât Özügüzel, genç asistanlara döndü.

– Fazla vaktimiz kalmadı. Mehdi nin askerleri isimli savunma sistemimizin devre dışı bırakılması an meselesi. Şu an ki durumunuz nedir?

Gurubun lideri olan Emre, başbakana cevap verdi;

-Virüs sadece ana bilgisayarı etkilemiş. Bu konuda çok şanslıyız. Eğer tüm sisteme ve uydulara karışmış olsaydı, mehdi nin kalkanı nı çalıştırmamız asla mümkün olmazdı. Ana bilgisayarı devreden çıkardık, birazdan yenisi gelicek. Arkadaşlarımızdan Uğur ve Ahmet yeni getirilen bilgisayarı monte ederken biz de Aylin ile birlikte, Muhsin hocamızın daha önceden yazmış olduğu ve bazı eksiklerinin bulunduğuna inandığı eski yazılım üzerinde çalışıyoruz. Virüs giren yazılım, bu proğramın beşinci versiyonuydu. Bizim elimizde dördüncü üretilen yazılım proğramı var. Üzerinde çalışıp, onu geliştirmeye uğraşıyoruz. Fazla bir işimiz kalmadı. Bilgisayar monte edilir edilmez hemen yüklemeyi yapıp, mehdi nin kalkanını çalıştırabiliriz.

Doğa severlere muhteşem bir panoramik gezi.

bithikotsis | 14 April 2011 15:46

Dağ, deniz, ova, bayır, göller, ormanlar, kısacası doğa ananın kendini gösterdiği her yere muhteşem bir panoramik gezi tadında düzen planlanmış. Siteye girdiğiniz zaman, farenizi sağa, sola, yukarı, aşağı istediğiniz yöne sürükleyerek bu geziyi gerçekleştirebiliyorsunuz. Ayrıca istediğiniz fotoğrafın üstüne tıklayıp daha yakından bakma imkanınız var.