bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

İKİ BOYUTLU HAYAT

admin | 02 December 2009 09:50

Göz doktorum tüm analizleri yaptıktan sonra gözlerimdeki sorunu açıkladı;
-“Sana saçma gelecek ama tek gözlüsün.”
-“Ne,tek gözlü mü?Ama ben iki gözümle de görebiliyorum!”
-“Evet iki gözünle de görebiliyorsun ama aynı zamanda ikisiyle değil.Sağ gözün miyop,sol gözün de hipermetrop.Yani gözlerin birbirlerinin yerini alıyor ve bu yüzden de sana bir sorun yokmuş gibi geliyor.Yüzünün yirmi santimetre uzağına konulmuş bir nesne düşün, (masadan üzerinde harfler olan bir çerçeve aldı) bunu kusursuz bir şekilde görüyorsun ama sağ gözünle.Harfler sol gözün için fazla yakın,o,bu sırada dinleniyor.Nesneyi uzaklaştırıyorum.Elli santimetre de,şimdi de sol gözünle kusursuz görüyorsun,sağ gözün yoruluyor,çünkü sağ gözün için bulanık bir nesne,biraz daha uzaklaşıyorum ve sağ gözün nesneyi görmekten vaz geçti,artık sadece sol gözünle görüyorsun.”
-“İyiyde bunun anlamı ne?Çok mu gelişmiş bir adamım ben,çok saçma bir durum değil mi!Benim gözlerim yoruluyor ve bu yüzden de dinlendirici almak için buraya geldim.Fakat karşılaştığım duruma bakar mısın!Bu güzel bir durum mu yani?”
-“Çok da iyi bir durum değil.Örneğin engebeleri algılayamıyorsun.Engebeleri algılamak için iki gözünle de aynı anda görebilmen gerekir.İki görüntünün hafif farklılığı verir engebe izlenimini.”
-“Demek sadece iki boyutlu bir dünya görüyorum.”
-“Evet,dünyayı düz görüyorsun.Senin için sağ ve sol var,yukarı ve aşağı var,ama derinlik yok.Tek gözlünün görüşüdür bu.”
-“Çok şaşırtıcı!Peki ne yapmalıyım?”
-“Senin için bir gözlük siparişi vereceğim.İki gözünle de görmeni,derinliği algılamanı sağlayacak bir gözlük.”
Üç gün sonra gözlüğümü alıp doktorun yanında çıktım.Gözümde gözlüğümle yürüyüp bunun tadını çıkarmaya başlayacaktım ki yandan gelen bir kadına yol vermek zorunda kaldım.Pardon kadın dedim,bir buruna.Arkasında bir kadın olan buruna.Çünkü böyle bir burunu daha önce görmemiştim.
Sonra sokağa çıktım.Sokağa mı? Kargaşa desem daha doğru olur,cehenneme.Bir kanca tarlası,bir çekilmiş kılıçbalığı,bir mızrak gösterisi,azgın boğaların saldırısı.Arabalar kudurmuş bir köpek sürüsü gibi üzerime fırlıyorlar,insanlar bana doğru atılıyorlar,son anda kurtulabiliyordum onlardan.Nesneler kablolar gibi yüzüme sıçrıyorlardı.Her yanda,apaçık,yaygınlaşmış,evrensel bir kinin hedefi olmuştum.
En sonunda kendimi bu iç sıkıcı durumdan kurtardım.Gözlüklerimi çıkardım.İşte yine herşey eskisi gibi,durağan,sakin ve yavaştı.Herşey dümdüz,istediğim gibi.Karmaşıklıktan uzak,olması gerektiği gibi.Gözlüksüzlüğümün tadını çıkarmadığım için kendime kızdım.On dakikalık gözlük maceramı iki boyutlu,engebesiz hayata tercih ettim.

ilahi manzara, ilahi aşkların toprağı..

admin | 02 December 2009 09:44

Arife günüydü. kuzguncuk mezarığına gitmişken, eski zaman güzeli çamlıcaya da uğrayayım dedim.
buralarda pek hatıralarım yok ama genede o muhteşem güzellikte kendi kendimle kalmanın zevkini yaşamak istedim..
ilahi bir manzara ve manalı manalı bakan bir boğaziçi; geçmişte, buralarda sevişip koklaşan, birbirlerine vefa ve sadakat yeminleri eden aşıklara bu dekorun verdiği hazzı başka ne verebilir ki? yaşmaklı, feraceli, yeldirmeli kadın selinin akın ettiği çamlıca.. erkeklerinin felekten nasiplerini alabildiği serin, berrak, şifalı aşkların aşk toprağı , ölmeyen hasret masallarının ve şarkılarının mekanı.. Bizler için geç kalınmış bir lezzetti, tadımlık… bu lezzet tepesinden mahrum olmak bütün hayat nazlarından yoksun kalmak gibi birşey olmalı..
Buradan ayrılmak, kendinizi beton yığını şehir girdabının içine yeniden yollamak, ölmeden ölmek gibi bir kasavet ve umutsuzluk veriyor insana..

Irk ve insanlık

admin | 01 December 2009 16:03

Bugüne dek ırklar üzerine yapılan araştırmalar üç büyük sonuç verir.

Birinci sonuç: Irklar arasında yalnız deri rengi, saç yapısı, yüz ifadeleri değil, düzinelerce fark olduğudur. Bu fark kemik biçiminden kulak kirinin kıvamına ve vücut kimyasına kadar değişir.

İkinci sonuç: İnsanın evriminde başarılı oluşunun büyük genetik farklar göstermesine bağlı olduğudur. İlk atalarımız yeni bir çevreye göç ettiklerinde içlerinden hiç olmazsa bir bölümü farklı oluşları sayesinde o çevreye uyarak sağ kalabilmiştir.

Üçüncü sonuç: Bir ırkı diğer ırklardan ayıracak kesin bulguların olmadığıdır. Örneğin deri rengi ırkları ayıramaz. Büyük Sahra’nın güneyindeki Afrikalılar ve onların dünyaya dağılmış torunları koyu kahve renklidir. Fakat Hindistan’da antropolojistlerce beyaz ırktan sayılan milyonlarca insanın rengi Amerikan zencilerinden bile daha koyudur. Diğer yandan Kuzey Afrika’da yaşayan birçok insan bir İspanyol, İtalyan veya Lübnanlıdan daha esmer değildir.

BORSALAR

admin | 01 December 2009 15:01

Ekonomik verilerdeki dalgalanmalar ve spekülasyonlar bir türlü durulmuyor.Bu hareketli günlerde yorumcular krizin v,w,u şeklinde harflere benzeterek olası felaket senaryolarına yeni şekiller uydumaya çalışıyorlar.Ama dünya borsalarındaki aşağı ve yukarı hareketlerden sonra yorum yapmak akıllarına geliyor.Piyasalarda durum yatayken hepsi kabuklarına çekilip bir kelime dahi etmiyorlar.En son trend Dubai spekilasyonu ,bir gün ülke batıyor diyorlar,ertesi gün herşey yolunda diyorlar.Arada bu sert endeks harekitini yakalayan parayı cebine koyuyor.
İMKB kasım ayında dış borsaların yükseliş hızına yetişemedi ve kasım ayını kayıplarla kapattı.Dış borsalardaki yükselişe tepkisiz kalan İMKB dış piyasalardaki değer kayıplarına aşırı tepkiler verdi.
Bunun nedenleri olarak ortaya bir sürü neden gösterildi.Peki bunların nekadarı gerçekci ,nekadarına inanalım bunu yatırmcılar değerlendirsin.
Bu hareketli günlerde kazandıran hisselerde oldu.
Carrefour hisse senetleri Carfa ve Carfb yatırımcısının yüzünü güldürdü.Yıllık değerlerinin enüst seviyelerinde bulunan kağıtlar Dia’nın satış söylentileriyle hareketli bir dönemdeler.Çift saens tavan yapıp ertesi gün düşüyorlar.İyi takip edildiğinde al-sat yaparak kazanç getirebilen hisse senetleri arasındalar.Sportif kanatta yer alan dört hisse senedi de dalgalı grafikleriyle dikkate alınması gereken guruptalar.İstikrarlı yükselişleriyle Türk Hava Yolları (THYAO) ve Koza Davetiye Mağdencilik İşletmeleri (KOZAA) Hisse senetleri uzun vade de yatırımcısına kazandıracak bir görünüm sunuyorlar.
Sert yükselişlerin gözlemlendiği Okan Tekstil (OKANT) ve Metemtur Otelcilik ve Turizm İşl.A.Ş (METUR) Hisse senetleri şuanda uyku modundalar.
Elinde OKANT hissesi olan yatırımcılar paniklemeden beklemeleri yönünde yarar var.Şirket yönetiminde değişiklikler gerçekleşti ve ana ortağı İhlas Madencilik oldu.Metur’da yaz sezonu başında yine eski değerine dönecektir.
En büyük oyun Doğan gurubu hisselerinde yaşandı.Vergi cezası,Doğan Yayının satışı derken Tavan yapan hisseler,şimdi taban fiyatlarında işlem görmekteler.
Dow Jones 10500 puana yaklaşmışken İMKB’da elbette yıl sonuna kadar Ulusal-100 endeksi 50000 seviyesini kıracaktır.Yıl içinde 50bin seviyesi zaten aşıldı.
Borsa Yatırımcısı Yurt dışında 1 Yıl üzerindeki beklentileri satın alarak işlem yapmaktalar.Fakat Yerli Yatırımcı Haftalık,Aylık beklentiyle hareket ettikleri için negatif gelişmelere ani ve sert tepkiler veriyorlar.Borsada biraz uzun vadeli düşünülmeli.
Bol tavanlı ve kazançlı günler dilekleriyle.

O – 4

admin | 01 December 2009 14:01

Yeniden uyandı. Mavi bir ışık. Tek gördüğü buydu. Işığın içinde kıpırdayan silüetleri farkederken ilk düşüncelerini de oluşturmaya başlamıştı. Gördükleri yavaşça netleşiyor, konuşma sesleri buna eşlik ediyordu. Seslerdeki anlamsızlık içini ürpertmişti. Eskiden bir ara, anlamsız sözcükler türetip, bunlara farklı anlamlar yükleyerek şifreli bir konuşma şekli ortaya çıkartmaya çalışmıştı. Bu sesler ona bunu hatırlattı. Geldiği yerde tek bir lisan var olduğu için farklı dillerin algısında karşılığı yoktu.

Yavaş yavaş tüm vücudunu saran bir acının varlığını hissetmeye başladı. Bu acıyla birlikte sanki zihnindeki tüm açıklık ortaya çıkıyordu. Etrafı tamamen net bir şekilde görmeye başladığında ise şaşkınlıktan donup kaldı. Ders kitaplarının içindeydi adeta. Milyonlarca yıl önce Pladeba’da yaşayıp yok olan bir ırkı oluşturan canlılardı bunlar. Ya da şaşırtıcı derecede benziyorlardı.

SENİ DÜŞLEMEK YUTKUNARAK..

admin | 01 December 2009 13:19

Öyle zorki
Merhaba diyebilmek sana,
Anlatmak istediklerimi anlatabilmek.
Yutkunarak içime hapisetmek..

Öyle zorki,
Sen kozanda iken, bu senfoniyi yalnız dinlemek
menuhin çalarken
seninle sevişmeyi düşlemek.

Yani sen istersen
Tabulara inat
Bir seni arzular
Bir senin olurum umursamadan…

Chuck Palahniuk – Tıkanma

admin | 01 December 2009 12:12

kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır
kitapokuyoruz.com adresinden alınmıştır

Sanırım sadece kitaplardan keyif alıyorum artık. Böyle bir insanlardan, hayattan keyif almama durumu. Bir depresyon belirtisi de olabilir tabii. Bol bol kitap.

tanshaydar.com adresinden alınmıştır
tanshaydar.com adresinden alınmıştır

Palahniuk’un daha önce Günce’sini önermiştim yanlış hatırlamıyorsam. Günce’yi 1 öneriyorsam Tıkanma’yı 10 kez öneriyorum. Dan diye bir kitap. Çekinmeden, eksiltmeden yazmış adam, cinsellik olsun, şiddet olsun. Öyle numaradan, mış gibi kitaplardan değil. Tam da gerçek hayatın olduğu gibi. Üstelik sürükleyici. Kitabın karakterlerinden biri sekskolik, ev arkadaşı ise mastürbasyon yapmadığı her gün için eve bir tane kaya taşıyan bir adam. Karmakarışık olaylar. Ben kitabı evden işe gelirken ve işten eve dönerken otobüste bitirdim, otobüs taksim’e geldiğinde kaç kez üzüldüğümü hatırlıyorum, o kadar sürüklüyor insanı. Alın okuyun, sonra teşekkür edeceksiniz bana. Ayrıntı YayınlarıYer altı Edebiyatı’ndan yine.

Göz Yaşım

admin | 01 December 2009 11:08

İki damla göz yaşımdın,
Ağlayamazdım…
Yalansız sevmiştim seni,
Sensiz yaşayamazdım.
Bırakıp gitsende beni,
O puslu kış sabahında
Kalsamda sensiz soğuk gece karanlığında,
Giderken koydum seni hiç terketmeyeceğin
İki damla göz yaşıma.
Sensiz uyandığım sabada
Koyduğum demli bir bardak çada
Belki beraber gezdiğimiz o çamlıkda
Aradım seni… Sonra buldum
İki damla Göz Yaşımda…