Göz doktorum tüm analizleri yaptıktan sonra gözlerimdeki sorunu açıkladı;-“Sana saçma gelecek ama tek gözlüsün.”-“Ne,tek gözlü mü?Ama ben iki gözümle de görebiliyorum!”-“Evet iki gözünle de görebiliyorsun ama aynı zamanda ikisiyle değil.Sağ gözün miyop,sol gözün de hipermetrop.Yani gözlerin birbirlerinin yerini alıyor ve bu yüzden de sana bir sorun yokmuş gibi geliyor.Yüzünün yirmi santimetre uzağına konulmuş bir nesne düşün, (masadan üzerinde harfler olan bir çerçeve aldı) bunu kusursuz bir şekilde görüyorsun ama sağ gözünle.Harfler sol gözün için fazla yakın,o,bu sırada dinleniyor.Nesneyi uzaklaştırıyorum.Elli santimetre de,şimdi de sol gözünle kusursuz görüyorsun,sağ gözün yoruluyor,çünkü sağ gözün için bulanık bir nesne,biraz daha uzaklaşıyorum ve sağ gözün nesneyi görmekten vaz geçti,artık sadece sol gözünle görüyorsun.”-“İyiyde bunun anlamı ne?Çok mu gelişmiş bir adamım ben,çok saçma bir durum değil mi!Benim gözlerim yoruluyor ve bu yüzden de dinlendirici almak için buraya geldim.Fakat karşılaştığım duruma bakar mısın!Bu güzel bir durum mu yani?”-“Çok da iyi bir durum değil.Örneğin engebeleri algılayamıyorsun.Engebeleri algılamak için iki gözünle de aynı anda görebilmen gerekir.İki görüntünün hafif farklılığı verir engebe izlenimini.”-“Demek sadece iki boyutlu bir dünya görüyorum.”-“Evet,dünyayı düz görüyorsun.Senin için sağ ve sol var,yukarı ve aşağı var,ama derinlik yok.Tek gözlünün görüşüdür bu.”-“Çok şaşırtıcı!Peki ne yapmalıyım?”-“Senin için bir gözlük siparişi vereceğim.İki gözünle de görmeni,derinliği algılamanı sağlayacak bir gözlük.”Üç gün sonra gözlüğümü alıp doktorun yanında çıktım.Gözümde gözlüğümle yürüyüp bunun tadını çıkarmaya başlayacaktım ki yandan gelen bir kadına yol vermek zorunda kaldım.Pardon kadın dedim,bir buruna.Arkasında bir kadın olan buruna.Çünkü böyle bir burunu daha önce görmemiştim.Sonra sokağa çıktım.Sokağa mı? Kargaşa desem daha doğru olur,cehenneme.Bir kanca tarlası,bir çekilmiş kılıçbalığı,bir mızrak gösterisi,azgın boğaların saldırısı.Arabalar kudurmuş bir köpek sürüsü gibi üzerime fırlıyorlar,insanlar bana doğru atılıyorlar,son anda kurtulabiliyordum onlardan.Nesneler kablolar gibi yüzüme sıçrıyorlardı.Her yanda,apaçık,yaygınlaşmış,evrensel bir kinin hedefi olmuştum.En sonunda kendimi bu iç sıkıcı durumdan kurtardım.Gözlüklerimi çıkardım.İşte yine herşey eskisi gibi,durağan,sakin ve yavaştı.Herşey dümdüz,istediğim gibi.Karmaşıklıktan uzak,olması gerektiği gibi.Gözlüksüzlüğümün tadını çıkarmadığım için kendime kızdım.On dakikalık gözlük maceramı iki boyutlu,engebesiz hayata tercih ettim.