bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Şirin’i göndermek…(1)

| 28 June 2010 11:53

Şirin, onbir aylık, iki numara terier bir kız evlat..
Sahibesi için, sevdanın özüdür, yeri geldiğinde bu öz kemana, saza dökülür..
” Şirin’i her gittiğimiz yere taşıyamayız” dedim.
önce fikrimi beğenmedi, sonra kabul etti..
Şirin bize bakıyor, gözleri çakmak çakmak, hiçbir şey söylemeden öylece bakıyor.. Patisi kalbinin üzerinde, bir heykel gibi bizi dinliyor..
Şirin’e bir fiyat belirledik ve gazete ilanı ile sattık.. Satmamızın nedeni alıcıların gerçekten ciddi hayvansever olmaları içindi..
Şirin gitti,
Sersemce bir düşünce idi onu yollamak; Evet sersemce bir düşünce. yağmur altında dolaşmak romantizmini icat eden insan, aç insanların hayvanca oburluğuyla adeta kendi hayatına tükürebiliyor..

Berrak bir istanbul akşamında, denizin ortasında bir ada göz kırpıyor; Üzerinde hiçbir bitki yetişmeyen küçük bir ada.
Kimilerinin “sivri ada” kimilerinin “Hayırsız ada” ada dedikleri toprak parçası..
Hayırsız adanın bu kötü adı nereden gelmektedir?
Piyer Loti’nin anılarında şöyle anlatılır; ”
İstanbul’u köpeklerden temizlemek için serseriler,işsizler ve haydut kılıklı adamlar görevlendirildi. Bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından ayaklarından ya da kuyruklarından yakalıyor ve onları rasgele kan-revan içinde Hayırsız adaya götürecek mavnalara atıyorlardı…”
Adaya o günlerde yaklaşan teknelerde bulunanlar, gördükleri dehşet karşısında gözlerini kapamakta,
duydukları leş kokusu sonucunda burunlarına bez bağlamaktadırlar.Köpekler sefil bir biçimde ölürken,
şuurlarını yitirmekte ve birbirlerini parçalamaktadırlar. Çığlık ve havlamaları yeri göğü yırtmakta lodosla birlikte İstanbul’a ulaşmaktadır…
İki ay sonunda Hayırsızada’dan gelen tüm sesler kesilmiştir…

yemede yanında yat sanatı

morbeyin | 28 June 2010 10:57

jeli tasarım
jeli tasarım

Zap yaparken birden alttaki ve üstteki resimler karşıma çıktı,hiddetle resimlere tıkladım,birde ne göreyim,jelibon sanatı,yani yemede yanında yat sanatı(?).Adamlar sanırım jelizm gibi bir din yaratıp,bu dine inanıp,jelibonları yemeyip bu hale getirip yatak uçlarında süs ve tapınma eşyası olarak kullanmakta.İçinizden “ben olsam yerim arkadaşım” yada “manyak mı bunlar?” dediğinizi duyar gibiyim.Aslında çok güzel bir olay ama uğraşmak biraz zordur sanırım.Origami gibi kağıttan model yapma sanatından sonra çok ilginç gelmemekte bana.

jelibon keçi
jelibon keçi

maskeli jeli kız
maskeli jeli kız

Origami demişken biraz onuda açıklamak lazım.Japon amcalarımızın bulduğu bu sanat çok ilginç.Her türlü hayvan ve çiçek figürü yapılabilmekte,dışarıdan göründüğü kadar da zor açıkçası.Ayrıca origami klasik origami ve parçalı origami olarak ikiye ayrılmış durumda.Şurdan ayrıntıya ulaşabilirsiniz.

“Kırmızı Işık” ve Ötesi

jurnal | 28 June 2010 10:09

“O ses” de neydi öyle?
Gözlerimi açtığımda karşımda
harap olmuş yıkık dökük bir bina…
Etraf toz duman içinde,
Kasvetli bir hava ve dayanılmaz bir koku…
Ötede bir araba var, hafiften yanıyor,
Dumanlar yükseliyor dört bir yandan.
Önümde sırtı bana dönük bir cansız beden.
Bense yerde iki büklüm, yatıyorum,
Vücudum kan bere içinde…
Kendimi bile hissetmiyorum.
Her şey o kadar güzel planlanmış ki!
Adeta bir korku filminin karesindeyim.

Çok geçmeden telaş ve koşuşturmaca…
“Neyin var?“ diye bile sormadan
alıp apar topar götürdüler beni.
Hem de hiç bilmediğim, görmediğim,
gitmediğim, kapkaranlık ve soğuk bir yere…
Üşüdüm, hem de iliklerime kadar,
Üstümü örtecek bir battaniye bile vermediler

Sanat geleceği içinde barındıran bir silahtır.

morbeyin | 28 June 2010 09:50

Sanat bir oyundan ibaret aslında.Ellerimizde enstrümanlar nerde nasıl durup,neyi nasıl nereye sokabileceğimizi düşünüp oyalanıyoruz.Aslında sanat neye denir sanat nedir tartışmaları sürekli dillerdedir.Sanat nedir,neler sanat olabilir,nasıl yapılır,kimin için yapılır ..vs.. ve daha bir çok soru.En genel anlamda sanat,yaratıcılığın ve hayalgücünün ifadesi olarak tanımlanır.Günümüz ve ülkemiz insanları için sanat gayet basit ve net bir terim olsada,akademik insanlar ve sanat çevresi sanat kelimesini ne şekilde tanımlayıp,neye sanat diyibileceğini hala düşünmekte.

playingforchange
playingforchange

Sanatın bu derece tartışılır olması evrensel olmasındandır aslında.En basit örneği playing for change oluşumunda onlarca ülke ve tabiri caizse etnik kimlik var,ama hepsi tek bir ağızdan tek bir şarkıyı söylemekte.(bkz: http://www.playingforchange.com/episodes/3/One_Love )-(bkz: bob marley )

med-cezir

kharis | 27 June 2010 16:48

deryada bir sal’ı yok esmer ellerimin.
esmer ellerin kalbin kadar büyük..
yanılıyorsun.
su sensin..
der ya hani:” su kayıp gider ellerimden,
su sensin deremem çiçeklerimi”..
sadece içerim senii gözlerimlee
saklarım bir de yüreğimle..
daha fazla yapamam..
sen semasın…
toprağım med cezirlere mahkum küçüğüm,
bir filizlenir bir geri çeker verimini.
sen küçüksün büyütemem yüreğimde.
aynı hisler, ayrı yolların birleşiminde
sen dalarken mehtaba
ben düşünemem ki ikimizi..
okşayamam hasretini..
kaybolamam uçsuz bucaksızz sema işteee semaaa
der ya hani sema sema
sema sema..

temmuz gelirken haberler

nazokiraze | 27 June 2010 14:36

Şaka maka yazı yarılamak üzereyiz, Temmuz yaklaşırken hemen bir yazı patlatayım dedim, zira günlerdir pek birşeyler yazmaya fırsat bulamamıştım. Üzüme, incire,duta adım adım yaklaşırken , hala dondurucuya konulmamışsa eğer bezelyenin çok az bir zamanı kaldığını, bitmek üzere olduğunu belirteyim. Bununla birlikte enginar ve marulun da mevsimi geçti geçecek. Temmuz çıkınca Ramazan telaşı bizi bekler.

Ayrıca çocukların kaderini belirleyen SBS sınav sonuçları Temmuz ayında açıklanacak.
“Istancool” Festivali 2-4 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da sanat,sinema,moda rüzgarı estirecek.

Ayrıca I. Uluslararası İstanbul Opera Festivali 2-23 Temmuz tarihleri arasında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü katkılarıyla İstanbul’lularla birlikte olacak.