http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=292430
uncategorized hakkında tüm yazılar
PKK yı güldürerek öldüreceğiz
kayvenk | 16 October 2007 11:25
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=108877&uniq_id=1193122473
Bankacılık sektörünü kontrol edemeyen bir ülke “askeri harekât” yapabilir mi?
nebilim | 16 October 2007 11:25
http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=16.10.2007&Newsid=142044&Categoryid=4&wid=150
Gülümsedin
absynthe | 16 October 2007 11:23
Kız gülümsedi.
Erkek de.
Kız sadece o gülümsedi diye gülümsediğini sandı erkeğin.
Erkek kızla ikisinin aynı şeye gülümsediğini sanıp sevindi. ‘Demek aynı fikirdeyiz.’ dedi.
‘Sen aynı fikirde misin bilmiyorum ama ben değilim galiba.’ diye düşündü kız. Hiçbir şey söylemedi ama. ‘Bir gülümseme çok şeyin simgesi olabilirdi, onun aklına neden aynı fikirde olduğumuz geldi? Bir gülümseme ‘hiçbir şey’in bile simgesi olabilirken…’
Hiçbir şey söylemedi kız. Gülümsedi sadece.
Uğur Mumcu’dan ermeni ve abd ilişkileri belgeleri
OguzKagan35 | 16 October 2007 10:46
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/16/yazar/civaoglu.html
Eski Bir Eşya..
Dejavuu88 | 16 October 2007 10:46
Ne zaman eski bir eşyaya baksam,
Onu kimin kullandığını düşünürüm.
Bir masa örneğin,
Kimin evinde hangi köşede dururdu,üstü örtülümüydü
Yoksa sadece ıvır zıvır mı koyarlardı
Bir evde nelere şahit olmuştur o dantel oyalı örtülü masa
Kimler ağlamıştır tam yanında dirseğini masaya koyarak
Kimler toplanmıştır başında tatlı sohbetler için,aile ortamı için..
Ne amaçlı yemekler yenmiştir üzerinde
Kime mektup yazılmıştır son defalar üzerine..
Kimler acıkmıştır ve gözünü ona dikmiştir..
Kim yumruğunu vurmuştur engel olamadığı haksızlıklar adına
Ve kim çarpmıştır kenarına masanın,
kederden başı dönüp yere yığıldığında..
Yeni Galata Köprüsü, 3,5 saat kapalı olacak
SCAR TISSUE | 16 October 2007 10:26
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=274526
Şah-Mat
| 16 October 2007 10:20
Serilir Bismillah Dağları Mecnun’un ayağına…. Açılır Kerbela odaları Allah’ın sarayında. Sen Hüseyin’sin ya da Yezit’sin!!! Çöl aynı çöl olduktan sonra….. Sen belki şah değilsin amma…… mat da değilsin bu oyunda .
Kafamda bu dörtlük, çıktım yola üç gün beyaz kumsalda ateş yakıp gece samanyolundan yıldız kaydırmışım… Alaçatı, Karaburun, Mordoğan Dağlardan indim, ara köy yollarından gecerek ormanı denizi ..tekneyi balığı, o çivit maviyi içime çekmişim…. Bu günse alacak dersim varmış hayattan….. Dostlar çağırmış….yoldayim yeniden.
Çeşme otobana çıkarken yağmurda yürüyen bir dede gördüm… Dikizden baktım bir müddet. Aklıma rahmetli Selma’nın lafı geldi.
You’ll be loved, No worries! – 1
pilli pati | 16 October 2007 09:56
…
…
– Bahçede bulduğumuz, üzeri çim ve çiçeklerle örtülmüş bir kapağı kaldırınca kızı alıkoyduğu mahzene doğru inen 50 basamaklı bir merdivene rastladık. Aşağı inince de, zeminden daha derine kazılmış bir kuyu bulduk. Kuyunun iç çeperlerine muntazam taşlar döşenmiş. Kuyu ne bir insanın tırmanabileceği ölçüde dar, ne de taşlar yerlerinden sökülebilecek ölçüde gevşek döşenmiş. Muntazam bir iş. Kızı orada tutsak etmiş.
– Peki aşağıdaki inceleme ne durumda?
– Henüz tamamlanmadı. Kızın, tutsak olduğu süre boyunca kuyunun taş duvarlarına kendisine atılan kemikleri kullanarak, bir takım mesajlar kazıdığını tespit ettik. Fotoğraflanma süreci bittiğinde raporu size ileteceğiz, efendim. Ayrıca kuyunun dibinde muhtemelen kaçmak için bir nevi tırmanma çabası esnasında kırılmış insan ve kedi tırnaklarına rastlandı. Onların da DNA analizi sürüyor.
– Şüpheli, ilk kez kaçırdığı bu kız için bir hayli hazırlık yapmışa benziyor.
– Evet, efendim. Aşağıda bulunan tesisat; bir insanın normal ölçülerde nefes almasına yetecek kadar havanın içeride dolaşmasını temin eden bir havalandırma sisteminden oluşuyor.
– Kızın ailesine bulgular hakkında bilgi verildi mi?
– Evet. Hatta kızın taşlara kazımış olduğu mesaj içerikli yazıların bir kısmı da ilk bakışta anlam bütünlüğü taşımadığından, belki ailesi çalışmalarda bize bir ipucu verebilir diye deşifreden sorumlu ekibimiz, çalışmayı aile ile birlikte sürdürüyor.
– Demek ki; kız o mesajları kazırken psikolojik ve fizyolojik açıdan bir hayli bitap düşmüş olsa gerek!
– Evet, sanırım. Yazıların anlamlı olan bir kısmının, kızın tutsak edildiği ilk zamanlarına denk düştüğünü varsayıyoruz. Daha çok kendi kendisine yazılmış, kurtuluş ümidinden asla vazgeçmemesi yönünde destek veren sözcükler bütününden oluşuyor, gibi. Birçoğu ana dilinde, fakat başka bildiği dillerde de mesajlar kazımış. Bu ifadelerin kendisini psikolojik anlamda daha iyi hissettirme ihtimali olduğu için bu yönde bir uğraş verdiğini sanıyoruz. Örneğin; “You’ll be loved, No worries!” (Sevileceksin, Üzülme!) diye yazmış. bu bir pilli patisözüdür! Fakat öte yandan, “The end is near!” (Son yakın!) diye kazıdığı ayrı bir ifadenin ümitle mi yoksa ümitsizlik içinde mi kazınmış olduğunu henüz anlamlandıramadılar. Kendisini tutsak eden şüpheli şahsın kıza olan ifadeleri; eğer kızı o kuyudan yakında çıkaracağı şeklinde olmuşsa kızın bu davranışı bir ümit olarak görmüş olabileceğini düşünüyoruz. Sonuç olarak; o tutsaklıkta dahi şüphelinin kendisi ile kurmuş olduğu iletişimler kız için herhalde bir hayli önem arz etmiştir. Kendisi ile birlikte uzun süreler aç ve susuz bırakılmış bir kedi ile birlikte derin bir kuyuda, genellikle karanlık ya da loş bir ortamda bulunmak insanın psikolojisini alt üst etmeye yeter herhalde…
– Kedinin de bu şartlarda içgüdüsel olarak miyavlamış olması gerekmez mi? Etraftan bir insan çığlığı, imdat çağrısı ya da uzun süreli kedi miyavlaması duyan olmamış mı?
– Arada bu tür sesler işittiğini söyleyen aynı aileden 7 ve 9 yaşlarında iki çocuk olmuş fakat aile çocuklarının hayal gücünün bir ürünü olabileceği varsayımı ile olayın üzerinde durmamış. Nitekim, daha önce de çocukların anne ve babalarına şaka mahiyetinde birçok hareketi olmuş. Bunu mahalle sakinleri de doğruluyor. Bir keresinde, aile evlerinin çatısının batı kanadını komple yenilemek zorunda kalmış. Sebep de, çocukların üst katta kendi odalarında hazırladıkları tutkallı bir karışımı, uçan kuşlar konduğunda yakalamak adına pencereden bütün ara çatıya dökmeleri… Aile bu yüzden Doğal Yaşamı Destekleme Derneği ve Yerel İdareler ile mahkemelik bile olmuş. Neyse ki; çatıya konup bir daha havalanamayan kuşların bakım ve tedavi masraflarını üstlenmeleri karşılığı açılan mahkemeler çabuk sonlandırılmış.
– Peki aileden yine de bu iki çocukla konuşup, sesleri günün hangi zamanlarında, ne şekilde duydukları konusunda bilgi aldınız mı?
– Çevredeki ailelerle soruşturmasını yürüten ekibimize bu konuyu da hemen ileteceğim, efendim.
– Lütfen! Çünkü hayal gücü geniş bile olsalar, ifadelerindeki en ufak bir detay bizim için çok önemli olabilir. Çocuklarla soruşturmayı bir Pedagog gözetiminde gerçekleştirsinler.
– Emredersiniz, efendim.
– Hmm, You’ll be loved, No worries! İlginç!
Facebook’un Ogün Samast,Peker ve Çatlıları
SCAR TISSUE | 16 October 2007 09:47
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=274489