bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

hepimiz önce insanız

lazybohem | 17 October 2007 11:42

Bir mesaj;
bir papa öldü hristiyan oldular, bir hrant öldü ermeni oldular, 2 gunde 15 sehit verdik hangisi Turk oldu?

insallah bir gün hiçbiri ölmez, devlet denen düzenin başındaki insanlar yüzünden…
Allah aşkına savaş ne zaman çare oldu kanayan yaraya?

Evet Türküm ama öncelikle insanım. öldürülen papazda insandı, hrant dink de, dağ başında birbirini öldürmeye çalışan askerle pkkli da.
ne deyim, insanları bu hale getirenler utansın;
15 yasındaki çocuğa esrarla silah verenler
öldürmeyi marifet sayanlar
öldüreni övenler, klipler yayınlayanlar

Ankara’yı Öğretmedi Hayat

pelitas | 17 October 2007 10:44

Çocukluğu öğretti hayat; horoz şekerlerine aldanırken tebessüm etmeyide! Okula gitmeyi öğretti hayat; annelerinden ayrı kalmanın korkusunu yaşayan bebelerin gözyaşlarınıda! Çalışmayı öğretti hayat; Allah sağlık versin de bir ömür çalışalım bilincinide! Askerliği öğretti hayat; anadan babadan ayrı kalınca nasılda çaresiz kalındığınıda! Üsküdar sahilde balık ekmek diye bağırmayı öğretti hayat; palamutların kulaklarını boyayıp müşteri aldatmanın utancınıda!
Hata yapmayı da öğretti hayat; her yaptığım hatadan ders alıp pişman olmayıda! Msn kullanmayı öğretti hayat; 3-5 tane hesap alıp görmemişlik yapmayıda! Çamlıca’yı öğretti hayat; o eşsiz manzaraya dalarken, İstanbul’u kanatlar altına almayıda! Sevmeyi öğretti hayat; kimseyi incitmemem gerektiğinide! Derin darbeler yemeyi öğretti hayat; gelen her darbeden sonra kendime biraz daha bağlanmam gerektiğinide! Hayal kurmayı öğretti hayat; kurduğum hayallerin, nesnel gerçeklerle örtüşmesinin zor olduğunuda! Saati sabahın 05:00 i yapmayı öğretti hayat; ondan bir haber beklemenin telaşınıda! Kimi zaman isyanı öğretti hayat; hemen arkasından duaya sarılmayıda! Filistinli direnişlere acımayı öğretti hayat; soğuk savaşın gerçeklerini öğrendiğimde biraz da hak etmişler diye sitem etmeyide! Film izlemeyi öğretti hayat; Nuri Alço’lu filmlerin klasik sahnelerinde bayanlara yapılanlara ağız dolusu sövebilmeyide! Ankara’nın başkent olduğunu öğretti hayat lakin gün gelipte kalbimi orada bırakacağıma ilişkin hiçbir bilgi vermedi…

Dişi Robot – Türkiye’ de Gidermi?

kayvenk | 17 October 2007 10:18

Blade Runner filmini izleyip oradaki robotiyelere aşık olabilenlerdenim. Ama kim filmdeki rachael isimli hanım robota aşık olmaz ki?. Demek çok fazla kişi talep etmiş olacak ki haberlerde çıktı dün, bilim adamları sevişebilen robotlar üzerinde ter döküyorlar.

Valerie isimli robotiye, önceden sipariş ile 16 ayda üretiliyor.

Ev işlerinde yardım ediyor, internetten alışveriş yapıyor,
4 bin kelime hafızası var ve bunlara yenilerini ekleyebiliyor. (sıradan bir insanın kaç kelime kapasitesi vardır ki) Fiyatı sadece ve sadece 1000 $ (yani bilgisayar yerine bundan alabilirsiniz)

Replie Q2isimli robotiye, 14 yaşında bir insanın zekasına sahip ve dünyanın en akıllı robotu.

Bu robotiye konuşulduğu zaman tepki veriyor. Henüz satılmıyor. (kötü yola düşmemiş daha)

Şimdi haberde bu robotiyelere 5 yıl gibi bir süre içinde sevişme işlevi kazandırılacağı, yani açık bir ifadeylen bu robotlar ile 5 yıl sonra doya doya aga nigi naga nigi yapılabileceğini söylüyor.

İnsanlığın geldiği bu nokta beni sarsadursun, ilgili sitelerde ilgili haberlerde gördüğüm yorumlar milletçe hayal gücümüz beni daha da şoke ediyor.

Bir Türk kızımız “onlar Türk çayı demleyebilirler mi? Japon çayı için de aklınız başınıza gelsin” demiş. (kaçak çay seviyor olamaz mı alacak olan adam??)

Kimi, “bu robotlara baş edilmez, 4000 kelime bilen ve yenilerini öğrenen robotla nasıl baş edeceğiz?” demiş (tabi okumayı sevmeyen bir ulusuz. 200 kelime kapasiteyle dırdır edenini de görmüş olacak ki 4000 kapasiteli haliyle ihtiva ettiği tehlikeye dikkat çekmiş efendi)

Efendim yine bir Türk kızımız, “bu robotlar asker sevgilisine hergün moral mesajı yazar mı?” demiş. (Biz sevgilisi askerdeyken moral mesajı yazıp saman altından su yürüten ve adamın terhisine bir ay kala, “beni artık arama, ben evli ve çocuklu bir kadınım” diyen ne kadınlar gördük gülüm…)

biri, “ben bundan birkaç tane alabilir miyim?” demiş. (ya harem kuracak ya deyyusluk yapacak arkadaş.)

bir beyefendi, “naz yapma ve alışveriş yapma fonsiyonları opsiyonel olsun.” demiş (Ben isteyince naz yapsın istemezsem yapmasın demek istiyor. Peki ya robot naz yapma fonksiyonu açıkken, kapatma isteğine naz yaparak olumsuz yanıt verirse?)

Başka bir kızımız, “bunun erkeğinden de yapsınlar da evde kalma olayı tarihe karışsın” demiş (mahalledeki sütçüye hanım olacağıma robota sultan olurum demek istiyor.)

bir diğeri “sırtında top mermisi taşıyamadıktan sonra neyleyim ben onu” demiş (Kurtuluş savaşına girersek orjinali lazım olur diye sanırım)

bir diğeri “eğer erkek robot üretirlerse ve benim baktığıma bakarsa ben de bunlara çok pis dalarım” demiş (istersen şimdiden şu dalma işlemine, çalışmakta olan mutfak robotları üzerinde başla. senin hatun gün içinde senden daha fazla dokunuyor o cihaza.)

bir diğeri “bunun duası kabul olmaz” demiş. (e doğru tabi aletler seks makinesi olarak üretildiklerinden default olarak cenabet gezecekler. gusül abdesti de alamazlar paslanmasınlar diye…)

bir diğeri “yedek parça garantisi var mı?” demiş (Arkadaş fazla hor kullanacak)

Binnetice toplum olarak yaşadığımız histerileri, sosyal korkuları, kompleksleri yumak halinde sundu ve gerçekten sarsıldım. Hani ilim adamları bunlardan seri üretir ve bu memlekete gönderirlerse toplumca biteviye aşamadığımız dertlerimize dert katacak.

Bu arada bilim adamlarına tenasül uzvunu birebir benzetmeye kafa yormalarına gerek olmadığını söylemek isterim. Ne de olsa alacak kişiler çoğunlukla orjinaline de yabancıdır.

Ölürken Neler Hissedersiniz?

macro | 17 October 2007 09:00

Ölmek üzere olan bir insanın neler hissettiğini hiç düşündünüz mü? Gerçi bu ölümün çeşidine göre de değişir diyeceksiniz haklısınız . Buradanhaberin devamını okuyabilirsiniz ancak haberin asıl ilgi çeken tabiri caiz ise can alıcı yeri burası…