http://www.potkal.com/yazi_icerik.asp?yID=648
uncategorized hakkında tüm yazılar
Bedava veya Ucuz Online İşletme Eğitimi
tenedian | 09 January 2008 12:29
http://telif-tercume.blogspot.com/2008/01/where-to-go-for-free-or-cheap-business.html
ÖTV şarap üreticisini vurdu
bgunay | 09 January 2008 12:10
http://www.ilkhabergazetesi.com/?p=8879
Teşkilatlarda Soylu sevinci
bgunay | 09 January 2008 12:09
http://www.ilkhabergazetesi.com/?p=8881
Mahkum olduğu davaya öfkelendi
agentforistanbul | 09 January 2008 11:34
http://www.milliyet.com.tr/2008/01/09/son/sonsiy04.asp?prm=0,5193859
αşк ηє ∂ємєк؟
jelibon87 | 09 January 2008 11:26
Aşk şimdilerde;sözüm ona sevmelerin,sözüm ona sevgililerin parolası,çıkar amaçlı ilişkilerin diline düşecek kadar iğrenesi bir kelime oluvermiş.Ben böyle öğrenmemiştim aşkı!şimdi size soruyorum:aşk ne demek?Engin görüşlerinize sığınıp,içinde bulunduğum aymazlıktan kurtulmak istiyorum…
Hepatit B nedir, ne değildir?
ladress | 09 January 2008 10:59
http://ladress.blogspot.com/2008/01/hepatit-b-nedir-ne-deildir.html
Kimse yalnız kalmasın
darjeeling | 09 January 2008 10:26
Yalnızlığıa mahkum olmama ramak kalmıştı. Kılpayı kurtuldum. İster geçici ister kalıcı olsun, yalnızlık kötüdür.Radyoda bir zamanlar birlikteyken dinlediğiniz şarkıyı gözyaşlarıyla bir kadeh votka eşliğinde yalnız dinlemek inanın ki zevkli değildir. Kumanda kavgasında ona kırıldığınız anı hatırlar, gülersiniz. Sonuçta birlikteydik dersiniz. O an kavga etmiş, 10 dakika sonra barışmıştık dersiniz. Göğsüne uzanmıştım..
Acı olsun tatlı olsun birlikte olmanın verdiği tat hiçbirşey de yoktur. Yeni bir kişiyi hayatında istememe bu Polyannacılıkla başlar işte, ve siz ne onsuz olmak istersiniz ne de bir başkasıyla…
Yalnız kalmamanız dileğiyle…
Dünyadan Recep Tayyip Erdoğan Karikatürleri
osidosi | 09 January 2008 09:30
http://azveoz.blogspot.com/2008/01/dunyadan-recep-tayyip-erdogan.html
кıяıк кαℓρℓєя ѕσкαğı
jelibon87 | 09 January 2008 09:11
Kalbime saplanmış cam parçaları…Lime lime doğranmış bitik harap hayatlar…Niye hafif meşrepliğin o şarap gibi tadını alamazdın ki sen?Bak masanın üstünde acı kahkahalarım,içime sinmiş artık benliğimi benden alan kahrolası benlikler…Dünyayı temizlemek sana mı düştü?Hiç sen mor gökyüzü gördün mü ,Küçük şeylerin seni kör bir bıçak gibi kesememesi,tutukluğun ruhuna işlemesi…Odamda dolabımda kapkara ,sersefil sevgiden yoksun usancım var…Bilir misin sen her gün usanç giymek ne demek? Hayatın evinde yosun tutmuş yerler var…Hani Kaf Dağı’nın o çocuksu uçsuz bucaklığı…Körpe derinliklerde boğulmak nedir bilir misin sen? Zemheri karanlığından içinden geçerek yerden mutluluk toplamak ürkek pamuksu sessizliklerin içinde yitip gitmeye benzer…Takıntılarını alırsın yanına doğmamış maviliklerin ferahlığında adım atarsın sonsuzluğa…Niye hep kalp kırılır ki sen hiç kalbi parça parça birini gördün mü?Kalbinin parçalarını: pembe jaluzili evin girişine koydum kimbilir belki bir gün ordan geçersen usancını giymeyi unutmuşsan ve pıhtılaşmışsa kanın eriyip giden masumluğunu yitirmişsen,al ,içinden onca hayatlar geçen evin riyakar soytarı kahkahalarına yenik düşmesine izin vermemelisin…