bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

“SEK”

| 06 May 2008 12:40

“sarı fırtına” metin tekin’le dünyaevine girdiğinde,
ünlü şarkıcı (şarkıcı-sanatçı ayrımı başka bir yazıya inşallah maşallah!) leman sam’ın (azar azar geber sam amca bu arada!) kızı olarak genç kızların haset dolu bakışlarına ve iç çekişlerine kurban
edilen şahnaz çakıralp göz ekolünden şevval sam’ın
SEK adını taşıyan albümü kalan müzikten çıktı!
duymayan varsa, ıskalamasın dedim!

nevizade’ye, kadıköy balıkçılar çarşısı’na, çiçek pasajı’na gitmeye üşenenler için evde has, SEK
TSM eserleriyle günün yorgunluğunu, hayatın moktan yanlarını ütüleme, neşeyi köpürtme
motoru şarkılar, çok sağlam düzenlemelerle, sıkı
bir icrayla dinleyeni (ki, o bendeniz oluyorum!)
mest ediyor…
parasına kıyıp alan ve dinleyen sizleri de mest edecektir, eminim!

VAKTİM ÇOK AMA YOK.

haberhaberhaber | 06 May 2008 11:29

Vaktim çok ama hiçbir şeye yetişemiyorum. Günümün sadece beş saati işte geçiyor geri kalan saatlerin hepsi benim. Evde çocuk yok eş yok. Kızım zaten büyük her işini kendisi yapıyor.
Günümü planlamaya çalışıyorum. Bu gün iş çıkışı kendime bakım yapacağım, manikür pedikür ve cilt bakımı yaşlanmayacağım hep bakımlı olacağım. Yaşadıklarıma ve hayata inat pırıl pırıl olacağım. Önümüzdeki hafta yarım kalan resmimi tamamlarım, uzun zamandır yapamadım canım çok resim yapmak istedi.
Gece dizilerimi izlerken yeni gelecek olan toruna kazaklar örerim Perdeler kirlendi onları da hafta sonu yıkarım. Makina çalışırken de hafife girerim uzun zamandır girmedim özledim oradaki arkadaşları okurum havadis alırım(equ çilekle evlen dimi düğünü nasıl oldu)
Yarın akşam iş çıkısı hava güzel olursa sahile inip denizi seyrederken çayımı içerim.
Planlar güzel değil mi? Gelgelelim uygulamaya gelince icraat yok.
İşten gelince azıcık uyuyayım diyorum, kalkınca biraz televizyona takılıyorum. Kendi kendime canım sıkılıyor şarkısını söylüyorum(benim bestem)
Vakit çooookkk, ama bu işleri yapmaya vakit bulamıyorum. Ne olacak benim bu halim. Silkelenip kendime gelmem lazım.

KÜRESEL ISINMA (KÜRESEL TEHLİKE!)

cavo | 06 May 2008 10:14

küresel ısınma
küresel ısınma

Gerçek hayatta, kehanetlerde ya da filmlerde olsun dünyanın gelecekte bir şekilde yok olacağını anlatmışızdır hep. Bu ya dünyanın uzaylılar tarafından ele geçirilerek, ya bir meteor düşerek, ya da kıyamet günü gelerek olacağı geçmiştir. Bunların gerçek olup olmayacağına dair kesin bir cevap veremeyiz elbette. Ama yinede bunlara benzer bir şeyi yaşamaya başladığımızı söyleyebiliriz…

Öncelikle küresel ısınma tam olarak nedir, nasıl oluşur bunu öğrenelim. İnsanların bir şekilde atmosfere gönderdiği gazların sera etkisi sıcaklığın artmasına ve zamanla iklimlerin değişmesine neden olur ve bunun sonucuna küresel ısınma denir. Buna sebep olan şeyler ise karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazların atmosferde birikmesinden kaynaklanıyor.

Empyrium

xmetisx | 06 May 2008 09:21

Gürül gürül akan suların şappadanak durduğu noktadır… Neden duruyo bu sular derseniz işte bu grubun yaptığı müziği dinlemek için… ahhh ahh markus burada olacağıdı… Hikâyemin başına sarıyorum… Ortam filen buğulanıyo böyle… Ben bi gün içmişim kederliyim böyle şiir filen yazmaktayım derkene sokaktan duydum seslerini demek isterdim ama ülkemizde seveni sayanı yoktur pek… Yani sokaktan duymadım, pek sevgili bi arkadaşım, yağız bi delükanlı geldi dedi ki; sen bilir misin empyrium diye bir grup var, çalar söylerler böyle, iliğine kemiğine işlerler… Dedim de git… yok dedi ille anlatacağım… Git-anlatçam, git-anlatçam derkene iyi dedim anlat kim miş bunlar neymiş bunlar…

EANAİNANA

| 06 May 2008 08:29

silahını çektiysen tereddüt etmE
alnıma dayA
ismin de haline ıslak bir hüzünle çıkarkeN
sızlanmA
belki eşyanın devrik halidir yalnızlığın iç çekişİ
elbiseni yak geri dönmeyenler içiN
aramA
lale devrini kınayan topal bahçıvan gözlerini oyarkeN
ağlamA

ŞUARAYA BİR YATAK SER

| 05 May 2008 20:00

şuaraya ölüm, harflere zulüm
hayatınızı sokuşturun haymatloss imparatoyluğuna
im, para ve toy aşkına
söylesene verde nerde anne; vird değil verde
kafiyenin bilekleri mi haymana odasında dezenfekte

micky mouse ellerimizde, verne de mi doğrandı jülyen nöbetleşe
yedi leşim var, üç kardeşim mahsus haneye tecavüzde
çatapatlı bir günahı çıkartıyorum opak gövdemden dem be dem
ipimi verin, pimi çekilmiş bir kalbin hatrına aybetmeyin

“nen var” diyemediğim hayattan ürkmüyorum
bedestende mor salkım bir beden bölüşülürken
şuraya bir yatak serin
şuaraya simsiyah bir kuğu verin ki
çin’deki beyazı tarif etsin

DEĞİRMENDE GÖMME

teacher07 | 05 May 2008 19:11

Güneş dağların başını yeni yalıyordu. Oğlunu başucuna geldi Döne Ana… Oğlum Hasan! dedi usulca. Kıyamadı uykusuna yavrucağın. Alçak sesle yeniden, Yavrum Hasan! dedi. Geç kalmamalıydı değirmene… Sular azdı bu mevsimde. Su değirmeni ağır çalıştığından, değirmen önünde sıra olurdu. Geç kalırsa, akşama kadar beklemek de vardı… Bıraksa uyusa yalnız kalacak yaşta değildi ki Hasan… Konu komşu herkesin de işi vardı. Kimse bakamazdı. Ablaları tarlada babaya yardım edeceklerdi. Harman da vardı daha…

Harman, tarladan getirilen ekinler, uygun düz bir harman yerinde serilir. Üzerinde, hayvanların çektiği düvenle ezilir. Ekin sapları saman haline gelir. Başaklar ezilir taneler dökülür. Samanla karışık harman bir öbek yığılır, çeç yapılır. Rüzgarda savrularak samandan ayrılır. Günümüzde modern makinalar harman yapmayı kaldırmıştır artık.