bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

sıkıştırılmış yaşamlar

elmay | 08 May 2008 10:01

herkese merhaba,

ben, yaşamda unutulan kaybolmuş oysa olmasının hayatı zenginleştirdiğine inandığım konuları paylaşmak istiyorum.

yaşam nasılda yutuyor o güzel değerleri……insan hatırı sormayı, ilgilenmeyi….kendimize çevremize zaman ayırmayı….yaşam nasıl unutturuyor asıl yaşamı. Öyle koşturuyoruz ki sabah servise yetiş, işe geç kalma…iş tempon düşmesin eve gel, yemek, ev düzeni ertesi güne hazırlık derken……zaman hızla akıyor bu akış içimizdeki samimiyetide silip götürüyor……korumak için çok çaba harcıyorsun….ciddi zorlanmalar, hayal kırıklıkları oluyor..oysa en baş yaşam stilimiz bu olmalı diye düşünüyorum…..bu hızlı akış nasılda yabancılaştırıyor herşeyi……ilgi azalıyor…hatır soramıyorsun…..ben sosyal iletişim azlığının toplumların en büyük felaketi olduğunu düşünüyorum….sıkıştırılmış yaşamlarda kendimizi kaybediyoruz………birde görsel medya doğru yayınlar yapmayınca büsbütün yaşamdan kopup korkuları, kaygıları artan, ilişkilere şüpheci yaklaşan bireyler olup çıkıyoruz…..
sonra sonrası malum sıkıştırılmış düşünceler ve yaşamlar tabiiiii şimdilik.

Dünyanın En İyi Annesi

Raola | 08 May 2008 09:38

Bu fotoğrafı anlatmak sanırım ne buraya ne de başka bir sayfaya yeter. O yüzden yorum yapmama gerek yok.

Ben diyeceğim ki bu fotoğrafa sebebiyet verenler utansın ama acaba bakıpta utanırlar mı? Acaba bakarlar mı?

Ve bu duruma gelmeyeceğimizi kim garanti ediyor?

Elimize su tabancalarını alalım..Star Wars olur mu bilemem ama Water Wars olur..

Ne oldu ?

necronamber | 07 May 2008 16:57

Hatırlıyorum da seni, uçsuz bucaksız yürüyorduk beraber, can yoldaşım. Sen beni beklerken iş dönüşü
çıkıyorduk tekrar tekrar beyoğluna iniyorduk ortaköye çekiyorduk kafaları. Taa dibine kadar vuruyorduk, benliğimizi kaybediyorduk. Kaybettiklerimizi bulmaya çalışma kaygısı içinde dolanıp duruyorduk. Ne oldu şimdi ne oldu ? Bitişe doğru hızlı adımlar ile ilerliyorduk. İlerledik ne oldu ki şimdi mutlumusun…

Geriye dönüp bakmak bile gelmiyor artık içimden peki sizlerin geliyor mu ? Gelse de hoş da ne değişir ki değişen zaten hayatımız, yaşantımız içinde hızlanan zamanımız. Hızlanmış olan düşüncelerimiz, sıyrılıp kendinimizi boşluga bırakmamız. Yamaç paraşütü ile dolanmamız haydi gel tekrar tekrar dönelim Karaburnun da ben paraşütün olayım sende dümenim ol. Götür uzaklara git gidebildiğin yere … Gidemezsin ki
ne oldu ? Korktun mu
Hani hiç bir şeyden korkmazdın, ölümden sonrası yalan derdin. Ne oldu ? Hızla akan zamanın ardından yetişemez olduk birde sürüklenmeye başladık akıntılar ile birlikte paraşütümüz rüzgarın bizi götürdüğü ve bıraktığı yerde seni bekliyorum. Bu gece…
Ne oldu ?

“MAK”Sİ MUM

| 07 May 2008 15:17

öldükçe büyüyoruM
tenimi gezgin bir ruhtA kaybettiğimden beri

haşarı, Körpe, merdane yüreğimi
pörsümüş duygulAra emanet ediyorum

çekiLmez oldu bu film baba’dan üryan rüyamdA
sokulmak istEyen kim o ânıma

ben bir hiç oğlanıyım dostum yevski
bir Cellatın celâli postundayım “insan babasızdır”

daaannn dİye dastana düşlerimi sürtmeyin
filinta kalbimin alnına yaslanın düşünmeyin

hasretinden prangalar eskiteni ârif olan anlar
ârif olan odur ki, yalanı başka bir yalanda doğrar

bu şiirin arabı belki Lawrence’ı bağlar
üç kuruşluk parodiler kesinkes brecht’i dağlar

İnan, Aslan, Gezmiş…

teacher07 | 07 May 2008 14:29

Utanmadı; demokrasi havarisi geçinenler. El kaldırdılar, güller dalından kırılsın diye… 6 Mayıs 1972, üç fidan yok edildi. Tabii 12 Eylül 1980’de de bir orman yok edildi… İnanıyorum, yeniden yeşeriyor, yeşerecek daha gür , daha büyük orman. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bereket ektiler toprağa, binlerce isimsizlerle beraber…

Yakalandılar Sivas Gemerek’te verilmiş fermanDalgalandı kabardı deniz, göklere kükredi aslanDarağacındaki ipi kravat gibi taktı boynuna inanNe kaçtılar, ne de korktular vatan için darağacında üç fidanSuçları;İşçileri desteklemek… Öğrenci haklarını savunmak… Devletin bakanını protesto etmek… ABD elçisini protesto etmek… Üniversitenin polise teslim edilip kapatılmasına karşı çıkmak… Banka soymak… 6. Filoyu protesto etmek…

özgürlük heykeli

cavo | 07 May 2008 13:44

özgürlük heykeli
özgürlük heykeli

Özgürlükler ülkesi Amerika! Kendi topraklarında yaşadığı her insana özgürlük haklarını sonuna kadar verdiğini iddia eden birleşmiş milletler topluluğu. Ama gelin görün ki iş diğer ülkelere geldiğinde büyük güç amerika hiç de öyle davranmıyor. Başta ırak olmak üzere! Neyse bunlar daha uzun sürecek konular. Ama size bununla bağlantılı bir amerika tarihinin gerçeğini yazmak istiyorum.

Özgürlük heykeli Amerikanın Newyork şehrinde 1886 yılından beri özgürlüğün simgesi olarak kabul edilmiş anıtsal heykel ve gözlem kulesidir. Bu heykel Fransa tarafından ABD ye kuruluşunun 100. yılı olarak hediye edilmiştir. Heykelin Sol elinde bulunduğu tablette 4 temmuz 1776 tarihi (Bağımsızlık Bildirgesi’nin tarihi) yazılıdır. Sağ elinde ise bir meşale bulunmaktadır. 46 m yüksekliği bulunan heykel, kaidesi ile 93 m’dir.