bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

2 aylık ömrüm kalmışşş :((

kelebeklerozgurdur | 02 June 2008 11:22

Dört arkadaş, çimlere atılmış minderlere kaykılmış vaziyette oturuyoruz.hava sıcak, gözlerimiz boğazın muhteşem manzarasında arada çaylarımızı yudumluyoruz .fincandan oldum olası hazetmem, benimkisi ince belli ama büyükçe çay bardağı..

Dördümüzün de canı sıkkın.bugünkü bulaşmamızın asıl sebebi ise, bişeyler içme bahanesi altında birbirimizi “geçecek” teskinleriyle rahatlatmak.

Uzun siyah saçlımız, evli birine tutkun. açılacağından söz edilen boşanma davasının yegane sebebi olmamakla birlikte ne yapacağını bilemez halde..aklı ile duyguları arasında med cezirler yaşıyor..

Mavi gözlü kalkık burunlu ve en güzelimiz, eşinin ilgisizliğinden şikayetçi, hayatı ve çocukların sorumluluğunu tek başına yüklenmekten yorulmuş, kocasının ilk zamanlardaki sevgi dolu halini özlemekte…


Ufak tefek, gözlüklü olanımız, hayatın her alanında
iyi niyetinin kullanıldığından hayıflanıyor, kimseye hayır diyememekten muzdarip.İyi bir psikolog araştırma aşamasında…


“Bırakın çayları hadi kahve içelim”
diyerek garsona 4 orta kahve söylüyorum..köpüklü kahvelerimiz, buzlu sularımızla birlikte 10 dakika sonra geliyor.

Kolektivizm ve ahlak kavramımız

| 02 June 2008 10:40

Fatih semtinden...
Fatih semtinden…

Ahlak kavramı bizim için ne kadar önemli farkında mısınız? Her nedense “etik” kavramından birazcık daha farklı ülkemizdeki ahlak kavramı.
Türkler olarak ahlak için ”namus cinayetleri” işlemekte sakınca görmeyiz. Ailemizdeki kadınların ahlakı bizden sorulur. Bu ahlak kurallarına da ailedeki erkekler karar verir. Bu erkeklerin ahlaklı işler yapıp yapmadığı da asla sorgulanmaz.
Aynı ahlaklı Türkler taytlı sporcuları dövmekten çekinmezler. Ne de olsa mahallenin namusu onlardan sorulur. Taytla gezerek kadınlarının namusunu bozan bu kişileri cezalandırmak görevleridir.
Yine aynı ahlak kurallarına göre amacı eşcinsellerin eşit diğer bireylerle eşit koşullarda yaşamalarını sağlamak olan lambda derneği kapatılır. Bu derneklerin senelerdir yasalara göre çalışmalarına rağmen. Fakat bu sefer ahlak normları büyük yerden gelir. Toplumumuz adına emniyet müdürü ve vali karar verir neyin ahlaksız neyin ahlaklı olduğuna…
Şu köhnemiş ahlak kurallarımızda sergilediğimiz duyarlılığı keşke biraz olsun iş ahlakı, dürüstlük, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi meselelerde de sergileyebilseydik. Belki o zaman belki bugün aslında yıllardan beri varolan mahalle baskısı kavramını tartışmıyor olurduk.
Gitgide muhafazakarlaşıyor muyuz, yoksa her zaman böyleydik de şu an mı gözümüze çok batıyor bilmiyorum. Ama tek bildiğim şey Batılıların sık sık eleştirdiğimiz bireysellik kavramını Türkiye’de çok ama çok özlediğim.