bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Aklım Herkesin Eseri Olabilir

chesss | 03 June 2008 12:17

Ayrılıklar, Üzüntüler, Hüzün, ve Keder Kalbin Mahsülü ve Eseridir.
Seçici Olan Akıl Hata Yapmaz
Seçme Olasılığı Olmayan Kalp Hata Yapmak İçin Can Atar.

Hayatımızdaki Bütün Olağandışı Olaylar Hislerimizin Eseridir.

Bizi Heyecanlandıran Hislerimizdir.

İnsan Verdiği Kararlar ve Vermediği Kararlarla Değil Ancak Kalbi İle Aklı Arasındaki Orantıyı SağlamasıylaYol Alabilir.

Kalp Olmasa Hata Olmazdı Belki.
Ama ?

Bilimsel Devinim (Hareket, Mücadele, Değişim, Tamamlanma, varlık biçiminin süreçler bütünü ) tamamlandığında İnsanın hayattaki misyonu ne olacaktır.

morrison tekmesi

| 03 June 2008 10:47

Süleyman Demirel’in zararlarını saysak bitiremeyiz.
33. derece mason Demirel, siyaseti bırakmakla gündemden uzaklaşmadı.
Zamanında dini duyguları sömürerek popülist tavırlarla prim yapan Morrison Demirel, bugün ise dini kavramlarla uğraşmaktan çekinmiyor.

Tv ekranlarında görmekten bıktığımız Demirel, üniversite ziyaretlerindeki konuşmalarını pek seviyor.
Son konuşmasında kendisini protesto eden genç bir kız karga tulumba dışarı çıkarıldı. Ardından takım elbiseli birisi beline tekme attı.
Mason Morrison‘un Türkiye’ye attığı tekmeler saymakla bitmez. Bu sonuncusu da hepimize atılan bir tekmedir.
Asıl hakedenlerin bir tekmeyle defedildiği günleri görmek dileğiyle…

Küçük Mutluluklar

deadcall | 03 June 2008 10:06

İnsanları anlamak zor.
Küçük şeylerle mutlu olabileceğimizi bildiğimiz halde neden mutlu olmuyoruz. Ufak şeylere çok çabuk sinirlenebiliyor fakat küçük şeylerden mutlu olamıyoruz. Devamlı bir mücadele. Öyle bir mücadele ki gırtlak gırtlağa. Bir adım çıkabilmek için gerekirse 10 başı eziyoruz. Küfür ediyor, aşağılıyor ya da susuyoruz. Paylaşmak için değil, bir şeyler koparmak için uğraşıyoruz.
Böyle davranıyoruz çünkü hayat gerçekten zor ve pis. Böyle davranıyoruz çünkü ezilen taraf biz olmak istemiyoruz. Onlara kızarken onlar gibi oluyoruz. Çarkın dişlilerine katılıp yağlanıyoruz, yağlıyoruz. Zamanla aynadakinin kim olduğunu kendimize sormaya cesaret edemiyoruz. Aynaya bakmaktan korkuyoruz. Ama hala pis değilmiş gibi davranmaya devam ediyoruz. Aslında bunu düşünecek zamanımız bile olmuyor. Çünkü hızla dönen bu çarkın dişlilerinden biriyizdir artık. Nereye gittiğimizin, ne hale geldiğimizin farkında bile olmuyoruz. Hayattan keyif almayı, eğlenmeyi, sevmeyi ve sevilmeyi unutuyoruz. Yaşamayı sadece hayatta kalmak sanıyoruz. İşte o zaman aslında yaşayan cesetler oluyoruz. Gömülü olanlardan tek farkımız nefes alıyor oluşumuz. Belki de yatacak mezarımız olmadığı için hala nefes alıyoruz.

YAYLALAR YAYLALAR

baharali | 03 June 2008 01:41

çiğdem yaylasından bir manzara
çiğdem yaylasından bir manzara

Güneşli bir pazar günü kendimizi kırlara bayırlara vurup, yaylalar arasında dolaştık. Ben ve birbirinden sportmen on arkadaşım bir günde üç yayla gezip tam onbeş kilometre katettik. Mutluluk paylaşıldıkça artar tezi gereği yediğimizi içtiğimizi bir kenara bırakıp gezip gördüklerimizi anlatıyım diye düşündüm. Ve siz hafif ahalisine bu yazıyı yazmayı borç bildim. Saygıyla sunarım efenim.

mudurnu çayı
mudurnu çayı

Yaylaların en bilineni olan Çiğdem Yaylası, Adapazarı’na bağlı Hendek ilçe sınırları içinde Elmacık Dağı üzerinde. Yüksekliği 1500 metre olup, türkiyenin en büyük on yaylasından biri. Bağrında birbirinden şirin otuz yayla evi barındırmakta. Biz buraya Adapazarı’nın Bolu sınırındaki Dokurcun Beldesi üzerinden ulaştık. Tavanından asmalar sarkan serin bir kır kahvesinde, Mudurnu Çayı’nın çağıltısı eşliğinde yapılan bir kahvaltıdan sonra otobüsümüzle sarsıla sarsıla bir süre dağ yolunda gittikten sonra tabana kuvvet vurduk kendimizi yayla yollarına.