bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

TENİS

baharali | 10 June 2008 15:40

Oynaması da seyretmesi de zevkli olan tenisin mucidi kimlerdir, ilk nerede oynanmaya başlamıştır bilen yok. Her konuda, her mevzuya tuz biber olan eski mısırlıların ve yunanlıların tenis çorbasında da tuzları olduğuna dair rivayetler var. Bir de 12. yüzyılda hiçbir zevkden geri durmayan ingiliz ve fransız asilzadeleri kapalı beton binalarda Le Jeu du Paume adını vedikleri benzer bir oyunu çıplak elle oynamaya başlamışlar. Zamanla önce eldiven giymeyi akıl etmişler sonra da raketi icat etmişler.

Walter Clopton Wingfield
Walter Clopton Wingfield

Oyunun kurallarını koyan, standartlarını belirleyen ve patentini alan müteşebbis, ticari zeka ve deha saibi kişi ise Walter Clopton Wingfield adında bir ingiliz askeri olmuş. Walter Clopton Wingfield Sphairistike adını verdiği oyunu sarayda icat edilen şekliyle bakımlı çim kortlarda bir skorlama sistemiyle oynamayı akıl etmiş. Sonrada hemen top ve raket işine girmiş. Ancak işi abartıp malzemelere avuç dolusu para isteyince bizim mahalle aralarında iki taş arası kale ve bir lastik topla oynanan fotbol misali herkes kendi Sphairistikesini kendi uygun gördüğü topla, uygun gördüğü raketle, uydurduğu kuralla oynamaya devam etmiş ve oyun değişe değişe bildiğimiz tenis oluvermiş.

Almanak@

wassago2000 | 10 June 2008 12:59

Parlak bir ışığın tenimde yarattığı dalgalanma

istemsiz yayılan sıcaklık
tıpkı bir düşmüşçesine
Gerçekten banyodayım

Tıpkı hayat
Bir çocuğun düşleri değil mi?

Yoksa bir başkamıdır yaşanılanlar?

Bu olmadığını, şu olduğunu sandığımız!

Hatırlamak bile geç bazen
Hatırı sayılır yorgunluk
Ve eşsiz bir sukunet

Kendime gelmem zaman aldı
Ne aldı bilemem
Gazetede tarihler değişti
Birde yeni projeler geliyor
Oradan çıkarıyorum…

Değindim
Yerindim
Gücendim
Hikaye böyle

Yalnız Ölüm

linet | 10 June 2008 12:30

4 kedisi ile yaşıyordu. 5 gün kendisinden haber alınamadı, polis eşliğinde kapıyı açtıklarında, kesif bir koku ile karşılaştılar, içeri giremediler. İtfaiye erleri gaz maskeleriyle içeri girdiklerinde, korkunç bir görüntü ile karşılaştılar. Yerde yatan kadın, yer yer parçalanmıştı. Kediler etrafında idi, biri yanaklarını yemeye çalışıyordu…

Kaldıramadılar, tuttukları yer ellerinde kalıyordu. Ceset torbasına koyabilmek için çok uğraştılar, dayanamayıp dışarı çıkan görevliler, sürekli kusuyorlardı…*************************************************************************
Bildik sıradan bir gün, yine yalnızım, değilim aslında kedilerim ve ben.. Acıktılar demek ki,
Mamalarını vereyim ve bende birşeyler yesem iyi olacak. Sabahın köründe elimde viski bardağı, oysa birşeyler yemek için açmıştım buzdolabının kapağını… Ne zamandır bu durumdayım, kocamı terk ettiğimden beri mi? Yoksa en son babamı toprağa verdikten sonra mı? Kardeşim yok, sadece kuzenler.. Ve arkadaşlarım, bir gün yok olsam beni ararlar mı acaba??