bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

YABANCILAŞMA

Thing | 20 June 2008 10:11

Her gün gelişen ve gelişimi durdurulması imkansız hale gelen teknoloji toplum yaşamında çok özgün bir olay meydana getirdi. YABANCILAŞMA ilk olarak 18. yüzyılda JEAN JACQUES ROUSSEAU tarafından politik bir içerikle daha sonraki yüzyılda HEGEL ve MARX ile felsefi boyuta taşınmıştır.

HEGEL
HEGEL
MARX
MARX

Rousseau, kalvinci cenevre cumhuriyetin’de gördüklerinden, bir halkın milletvekilleri ile temsil edilince kendi yaşayışına yabancılaş-tığıhalk olmaktan çıktığı sonucuna varmıştı.

HEGEL yabancılaş-ma kavramını dialektiğin bir öğesi olaraktan öngörmüştü. Bu dialektiğin hareket noktası tin veya ide’dir. Tin ya da ide, asıl varlıktır ve mutlak özgürlüktür. Ancak her ikisi de realiteden yoksundur. Tin realite kazanmak için kendi dışına çıkar ve kendini dışlaştırır. Ve kendini dışlaştırmasıyla doğa varlığı meydana gelir.

BONCUK GELİN OLDU

teacher07 | 19 June 2008 17:05

Minicikti evimize geldiğinde… Çocuklar bizden habersiz getirmişler. Ah oğlum ne yapacağız bunu? diye çıkıştık… Ama bir iki gün sonra alışmış, bir bebek gibi bakmaya, beslemeye başlamıştık… Pek de sevimliydi yaramaz. Kucağımızdan inmez olmuştu… Türlü oyunlar yapıyordu. Kendimizi kaptırıp, biz de oyunlarına katılır olduk. Dedim ya bir bebek gibi sevdik onu…Annesi Van Kedisiymiş. Süt beyazdı. İki kulağı arasında siyah bir leke bile beyazlığını bozamıyordu. Günlerce gözlerini kontrol ettik ama anneye çekmemişti gözleri. Süt beyazlığından, adını pamuk dedim ben. Boncuk olsun dediler çocuklar. Demokratik bir oylama ile adı Boncuk oldu.Yaşına geldi Boncuk. Evde bakamayacağımız fikri sardı bizi.Evde girmediği yer yoktu. Karıştırmadığı köşe bucak kalmamıştı… Bırakıp bir yerlere de gidemez olduk. Ne yazık ki her taraf da tüydü… Götürüp; ne sokağa, ne de parklara bırakabiliyorduk. Şaşkınlığımız bir sevinçle son buldu. Verecek yer ararken; karşı apartman komşumuz istemez mi . İyi bakılacağını bildiğimizden, havalara uçtuk. Bir erkek kedisi vardı, ona arkadaş arıyordu. Yani gelin gidecekti Boncuk…Duygularımız kabardı., Boncuk giderken… Hiç kızımız yoktu. Kız gelin eden ana-babaların duygularını yaşadık… Dünür olduk dedi komşu kadın. İstediğiniz zaman gelip görebilirsiniz.Bilmediğimiz, tatmadığımız kız gelin etme duygusunu yaşadık… Mutluluk ve hüzün…

Gitme Bir Daha

| 19 June 2008 16:25

Gittiğinde;
Unutuveriyorum herşeyi.
Varlığında söyleyemediklerim
hep sen gidince aklıma geliyor.
Yoksun.
Biliyorum beceriksiz bir adamım ben aslında,
İnsan söyleyemez mi sevdalandığını,
Tutamaz mı yüreğini yanıbaşındayken.
Uzandığımda ,
Elimi başımın altına koymayı bile,
unutuveriyorum yokluğunda.
Hani nefes diyoruz ya,
çekiveriyoruz içimize bir çırpıda.
Yokluğunda anlıyorum,
nefessiz kaldığımı.
Varlığında söyleyemediklerim,
Hep koşarak geliyorlar aklıma yokluğunda.
E sen yoksan zaten anlamı da kalmıyor koşanların.
Gitmesen diyorum,
Diyemiyorum da değil mi?
Ama bak dedim gitme artık.
Yüzümü sana döndüm
yüreğim sana dönüktü zaten.
Hadi,
Omuzlarına güneşi,
Gözlerine yıldızları doldur
ve bir gece vakti,
gel çal kapımı,
Omuzlarında güneşi,
gözlerinde yıldızları seyredeyim
ve
bir daha gitme
öleceğim…..

MEHMET AĞA VE OĞLU

hakem78 | 19 June 2008 11:54

MEHMET AĞA VE OĞLU
İki genç evlenmişler,
Görmeden, tanımadan…
Birbirlerine aşık dahi olamadan.
Adet böyleymiş, kalma atadan.

Er zaman geç zaman
Bizimkileri sarmış bir telaş
Bir koşuşturma.
Olmaz böyle bir heyecan.

O zamanlar şimdiki teknoloji nerdee?
Sürekli gidemezlerdi hastahaneye.
Ne doğacağını nerden bilsinler,
Çaresi yok, inanacaklar kadere.

Gün gelir, mecbur giderler hastahaneye,
Alıverirler oracıkta doğumhaneye…
Mehmet Ağa dokuz doğururken kapıda,
Minicik bir sıpa gelir dünyaya.