bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

ağıt

morfik | 30 June 2008 10:21

bir bebek mezarına
birkaç yaşam ve milyonlarca gözyaşı sığdı,
yüreklerde tanımsız acı..
duvarsız hapishanelerde
insanlar can çekişiyor.
gardiyan!gar-di-yan!
kelepçeleri çöz,nefes almaları lazım.
artık geç!
doktorlar değil imamlar çağırın
burada milyonlarca ölü var…

SENİN YÜZÜNDEN İKİ PAKETE ÇIKTI

haberhaberhaber | 30 June 2008 10:10

Bu eve benim üstteki komşuyumu oturtmalı acaba.

Ev alma komşu al diye boşuna dememişler. Evin güzelliğine aldandık, borç harç girdik aldık.
Üstteki komşum benim gelişime pek bir sevindi, aman komşum canım komşum birbirimize gelir gideriz, beraber pişirir taşırırız, iyi hoş aman ne güzel dedim.
Ben kendimi insanları tanıma konusunda iyiyim sanıyordum.
Kızım benden daha iyiyiymiş onu öğrendim.
Anne bu kadını hiç gözüm tutmadı bak haberin olsun bu kadın ruhsal problemleri var.
Neden öyle söylüyorsun kızım gayet samimi gözüküyor.
Ben uyarayım da sen yine bildiğin gibi yap.
Birkaç gün sonra interneti ortak kullanma konusunda karar aldık. Ben gerekli kabloları malzemeleri aldım, bağlayacak kişiyi de bulup evine gittim. Kabloların yarıdan çoğu bağlanmıştı ki ben gece fişi çekerim dedi.
Gece çeker misin, neden? Küçücük yanan kırmızı ışık beni rahatsız eder.
Koridorda sandalyenin altındaki ışık seni nasıl rahatsız ediyor.
Gece su içmeye kalkınca o ışığı orda görürsem hasta olurum.
Anlaşıldııı, Ahmet sök çocuğum kabloları al bu da paran güle güle yavrum, kusura bakma.
Ivır zıvırı toparlayıp evime indim. Bir gün sonra kapımda özürler diliyor ne olur kusura bakma ben gerçekten ışıktan rahatsız oluyorum, malzemeleri senin eve taşıyalım, bana bir kablo uzatın yeter.
Ben ne kadar önemli değil istemiyorum dedimse de israrı üzerine kırılmasın diye tamam dedim. Ahmet yine geldi, tüm düzeni benim eve kurdu yukarı kablo uzatıldı balkonundan içeri alınacak. Bu seferde ben bu kabloyu burada istemem, balkonda rahatsız olurum demez mi? Çocuk duvar kenarına tutturacak minik çivili aparatlar takmasına rağmen ben yine rahatsız olurum diyince bende şalter attı. Ahmet çocuğum topla al buda paran kusura bakma.

ANAMA- 1

| 30 June 2008 09:58

Saat… bakmadım bile.Ben seni kaybedeli öyle uzun zaman oldu ki.Bugün seni anlatacağım kendime.Ellerindeki çatlakları,alnındaki yanmış saman isini.Neden hep sağ omzunun ağrıdığını anlatacağım.Bugün sohbet edesim tuttu seninle.Duyar mısın? Bilmem ama deneyeceğim.Hep sağ omuzun ağrırdı değil mi?Çünkü anam yoksulluğa hep o kolunla saman atardın sen.Alnındaki is,terini silerken yapışırdı onurlu alnına.Şekerini,kalbini,safra kesenin alınışını,bronşitini,romatizmanı,böbrek ağrılarını ve zayıflayan gözlerini antacağım diyorum ama yok yok beceremeyeceğim bence sen anlat bana.Nasıl dayandın bunca acıya işin kötü yanı dilim varmıyor ama o kocaya.Anneni kaybettiğin gün bile o aınla borç para bulup beni üniversiteye gönderdiğin geldi aklıma.En büyük hayalin bir sağlık karnesine kavuşmaktı değil mi?.Nasıl sevinmiştin göreve başlayışımın ilk ayında onu sana getirdiğimde.Hala saklıyorum oraya yapıştırdığım fotoğrafı.Ellerin dizlerinde,cepheden ve alnında yazman.Nasıl ciddiyetle bakmış ve nasılda önemsemişsin öyle.Bugün sohbet edesim tuttu seninle.Hayatımda ilk kez denizi görüşün geldi aklıma.Bütün ısrarlarıma rağmen kendine kuma gömdürüşün.tek ağrın romatizman değil di ki ana.Haa dur.Hele kızımı büyütürken yaptıkların.Kızıma yemeğini yedirirken kaşığı önce kendi ağzına götürmüştün de ben kızmıştım sana.Sonra küsmüştün bana.Nasıl bakmıştın öyle gözlerime ben hepinizi öyle büyüttüm diye.Sığacak gibi değilsin be anam ak sayfalara.Dur dur hemen ıslanmasın gözlerindaha çok sohbet edesim tutacak seninle….

Davud’un Elleri

pilli pati | 30 June 2008 09:50

Elleri güzel erkekler dikkatimi hep cezbetmiştir. Davud’un ise; ellerinin güzelliği kadar daha başka birçok özelliği ile beni etkilemesi, aşağıda okuyacağınız satırların yazılma sebebidir artık.

“Bir zamanlar Davud bir hayli gençti. Gerçi elleri hala güzel ama o zamanlar ayrıca dayanıklı ve güçlüydü de… Çobanlığı kadar sapan atmasıyla da ün salmıştı.

Söylenegeldiğine göre, etrafına yansıttığı etki ile birgün bir avuç insanı da ardına katıp o çok güçlü düşmanına karşı savaşmaya karar verdiği anı, Davud’un babası, ne zaman sorsam, bana olağanüstü bir üslupla ve hiçbir detayı unutmadan anlatmıştır.