bildirgec.org

ulusal güvenlik hakkında tüm yazılar

Bu toplumu ne yapmalı!…

kaleidoskop | 12 January 2012 10:31

Şirketler, devletler ve devlet kurumları da tıpkı insanlar gibidir. Kendilerine özgü düşünme biçimleri, mantıkları, davranış biçimleri, kaprisleri, ihtiraslar, nefretleri ve sevgileri vardır.
Bu yüzdendir ki neredeyse hemen hiçbir devlet – devlet kurumu tam olarak MİLLETİNİN HUZUR VE REFAHINA ÖNCELİK TANIMAZ!
Yaşam deneyimi bize göstermiştir ki; devletler birçok durumda milletinin aleyhine olacak kararlar almış, milletin zararına olacak uygulamalar yapmıştır.

Örnekleri saymakla bitmez. ABD ve Türkiye’den başlayıp dünya turuna çıksak bunun sonu gelmez.

bir Ortodoks diyor ki !

| 14 February 2009 09:48

http://arsiv.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2005/01/13/politika/politika7.html

http://www.fisleme.gov.tr

| 12 December 2008 10:55

Kimi insanlar suç işlemeyi bir meslek haline getirmişler.
Örneğin, doğudaki bazı beldelerimizde birçok vatandaşımız desteyle çocuk dünyaya getirip, büyük şehirlerde gasp, kapkaç ve hırsızlık yaptırıyorlar.
Bu çocuklar daha 7 – 8 yaşlarında bu mesleklerin ustası oluyor, aile bireyleri bu meslekten utanma ve sıkılma duygusu

hissetmiyorlar. Hatta onları özendiriyor, yetiştiriyorlar.
Kimileri suç işlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmişler.
Kimileri de, görünüşte sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz olmalarına rağmen, yukarıdaki gibi insanlara destek olarak, veya onları

suçlu bulundu !

| 23 September 2008 17:20

Ulusal güvenlik tehlikede. Dış siyaset geyik muhabbetine dönmüş. Sağlık ticaret haline gelmiş, içler acısı. Eğitim çürütme ve öğütüm görevini yerine getiriyor…
Sorunlarımız saymakla bitmiyor. Hem çok, hem büyük, hem derin.

Alışkanlığımızdır, kahvehanelerde oturup her sorun için bir suçlu buluruz. İki dakikada hem yargıla hem infaz ederiz. İşimiz bu kadar kolay. Aslında doğru, çoğu yanlış davranışın arkasında birinci dereceden sorumlu kişi – kişiler olagelmiştir.

Peki a madalyonun öteki yüzü?

Biz, birey olarak, toplum olarak ne kadar temiziz? Adalet istiyoruz, ama biz yaşamımız boyunca ne kadar adil olduk?
Haksızlıklardan yakınıyoruz. Peki biz yaşamımız boyunca ne kadar haksızlıktan kaçındık?

Küresel iklim değişikliği ve ulusal güvenlik

Gigabyte | 25 February 2008 16:24

Küresel iklim değişikliği ve artık kesin olarak öngörülebilen olumsuz etkileri konusunda millet olarak ne kadar bilinçliyiz pek bilemiyorum. Sanki bu konuyu pek üzerimize alınmıyoruz gibi geliyor bana. Bize bir şey olmaz diyemi düşünüyoruz yoksa elle gelen düğün bayram modundamıyız anlamış değilim. Ancak kesin olarak bildiğim şey bu konunun Türkiye için yüksek öncelikli bir ulusal güvenlik sorunu olduğudur. Aslında beni bu konu üzerinde yazmaya iten şey bugün The Observer‘da okuduğum bir haber oldu. haber’e göre küresel ısınmayı uzun süre inkar eden bush yönetimine, pentagon tarafından küresel ısınmanın gerçek olduğu ve 2020’ ye kadar dünyayı ağır sorunlara yol açacak bir krize sürükleyebileceği yolunda gizli bir rapor verilmiş. Raporda bahsedilen sorunlar kısaca şöyle: eriyen kutuplar ve yükselen sular nedeniyle Avrupa’nın bazı önemli şehirlerinin sular altında kalması. Yükselen suların Gulf Stream akıntısına engel olmasıyla İngiltere ve daha bir kısım Avrupa ülkesinin Buzul çağına girmesi, Büyük kuraklık, Nükleer çatışma, açlık, büyük çaplı ayaklanma ve göçler ve nihayetinde küresel bir kaos.

Gelelim bu konunun neden türkiye için öncelikli ulusal güvenlik sorunu olduğuna. Küresel ısınmanın yarattığı iklim değişiklikleri bütün ülkeleri olduğu gibi Türkiyeyi de kesin olarak olumsuz etkileyecek olmakla birlikte içinde bulunduğumuz cografya diğer ülkelere göre biraz daha şanslı. En azından önümüzdeki bu 10-12 yıllık süre de açlık ve kuraklık gibi sorunları çok ağır biçimde yaşamayacağımız kesin. Ancak raporda belirtilen bir husus bizim açımızdan çok önemli. ”Nükleer çatışma”. Raporda nükleer gücü olan ülkelerin kendi kaynaklarını korumak için nükleer silaha başvurabileceği belirtiliyor. Bizim nükleer silahımız yok ancak merak ettiğim husus nükleer silahı olup da su, besin ve enerji gibi yaşamsal kaynaklardan yoksun kalacak ülkelerin ne yapacağı. Konu açlık, susuzluk ve enerji kaynakları olunca sorunun cevabı da belli sanırım…

kaçabilirsin, ama saklanamazsın !

taninmayan-68170 | 20 October 2007 20:39

işte mpeg video formatının ortaya çıkış hikayesi ! 🙂
( bu bilgiyi doğrulayacak resmi bir kaynak yoktur .! )

internet dediğimiş şu iletişim teknolojisi bile
bir askeri iletişim projesi olarak doğduğunu düşünürsek ! 🙂

herkezce bilindiği gibi ilk uyduların uzayda yer alma amacı haberleşmeydi !
radyo dalgalarının yayınmasını kolaylaştırmaktan daha başka bir amaçı ise
amerika ile rusya arasındaki soğuk savaş döneminde olası gelişmeleri izlemek amacıyla
uzaya yollanan ilk dijital uydu kamerasını verilerini elle ve gözle analiz etmek bile baya bir zaman aldığı için gerçek zamanlı bir sonuçlara ulaşmak baya bir zordu sadece belli bir alan içerisindeki olası hareketlenmeleri tespit etmek amacıyla
bir grup matematikçi ve programcı bir araya gelerek mpeg sıkıştırma formatının farkında olmadan temellerini atmış oldular!
o günlerde yani bundan 20 yıl kadar önce ilk HD mpeg kodlama askeri amaçlı olarak yapılmıştır denilebilinir.

Son Günlerde TSK’ya Yapılan Baskılar

elfiya | 20 March 2006 20:26

Özellikle Irak İşgali’nden beri ülke içinden ve ülke dışından birçok grup çeşitli yöntemlerle TSK’yı baskı altında tutmaya çalışıyor. Son zamanlarda ise bu durum karalama kampanyasına dönüştü. Özellikle Şemdilli olayları ile alevlenen yıpratma kampanyasına, medya gücüne de sahip bir grubun Jandarma’nın uygulamalarını hergün eleştirmesi eklendi.

En sonunda Kara Kuvvetleri Komutanı için soruşturma talebinde dahi bulundular ki bu komutan önümüzdeki dönemde Gen. Kurmay Bşk. olacak.

Bazı internet sitelerinde ilerleyen yıllarda AB’ye uyum sürecinde Güneydoğu’da çarpışan askerlerin yargılanabileceği dahi konuşuluyor.