Kimi insanlar suç işlemeyi bir meslek haline getirmişler.Örneğin, doğudaki bazı beldelerimizde birçok vatandaşımız desteyle çocuk dünyaya getirip, büyük şehirlerde gasp, kapkaç ve hırsızlık yaptırıyorlar.Bu çocuklar daha 7 – 8 yaşlarında bu mesleklerin ustası oluyor, aile bireyleri bu meslekten utanma ve sıkılma duygusuhissetmiyorlar. Hatta onları özendiriyor, yetiştiriyorlar.Kimileri suç işlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmişler.Kimileri de, görünüşte sütten çıkmış ak kaşık gibi temiz olmalarına rağmen, yukarıdaki gibi insanlara destek olarak, veya onlarısuça teşvik ederek yaşamlarını sürdürüyorlar.Burada kabaca değinmekle çok şey anlatılamıyor. Ama şunu söyleyebilirim; suç işlemeyi bir meslek ve bir yaşam biçimi halinegetirmiş insanların durumu gerçekten ilginç. Onlar hakkında tecrübeleriniz arttıkça gerçeklerin bildiklerinizden farklı olduğunugörüyorsunuz. Duygu ve düşünceleriniz değişiyor.Bunlara daynarak şunu söyleyebilirim ki, toplumun huzur ve güvenliğini sağlamak gerçekten çok zor. Burada en büyük görev ulusalgüvenlik kurumlarına düşüyor.Her konuda olduğu gibi ulusal güvenlikte de bilginin önemi düşündüğümüzden çok çok fazla.Suçun işlenmesinden önce suçu meydana getiren unsurları ortadan kaldırmak,suç işlemeye meyilli olanları caydırmak, işlenen suçların faillerini tespit etmek ve yakalamakiçin kişilerin özel bilgilerinin kullanılması oldukça büyük bir yarar sağlıyor.Belki hiç önemsemeyeceğimiz kişisel bilgiler bile böyle durumlarda son dereceyararlı olabiliyor.Bu da, fişlemeyi kaçınılmaz ve son derece gerekli kılıyor.Peki ülkemizdeki fişleme faaliyetleri ne derecede yarar sağlıyor?..
yorumlar
Ek 1.İnsan eğitim yoluyla çok şey öğrenebiliyor. Fakat ülkemizdeki hemen hiçbir eğitim “karakter” üzerinde olumlu gelişmeyi amaçlamıyor, hedeflemiyor.Böylece, hayatta çokça rastladığımız yavşak, zevzek, ciddiyetsiz insan tiplerine; ulusal güvenlik kurumlarımızın en hassas birimlerinde de rastlıyoruz.Böyle insanlar, bizim kişisel bilgilerimizle eğlenebiliyorlar.Tabii ki bu, içinde bulunduğumuz trajik durumun en hafif yönü. Küçük maddi menfaatlere bile göz koyabilen istihbaratçılarımız, bizim en özel bilgilerimizi nasıl kullanabilir acaba?Devam edecek…
İşe ekşın katanda o değil mi zaten?–Ben de tam olarak anlamadım ama fişlemeyi enine boyuna ele alıcaz gibi görünüyor. Takip ediyoruz.–Kişisel kanaatim bizi fişliyorlar ama bizim iyiliğimiz için diyecek pek insan çıkacağını düşünmüyorum. Paranoyak milletiz.
@majorian, @AvalianchMalesef ki birçok yerde olduğu gibi ulusal güvenlik kurumlarımızda da “o türden” insanların varlığı – çokluğundan yakınmak istedim. Kişisel bilgilerin nasıl insanların eğlence konusu olduğuna şahit oldum. Bunun için, malum şekilde değinmeyi uygun gördüm.
Ek 2.Sıradan bir vatandaşın işyeri açması, şirket kurması bankadan kredi çekmesi zordur, zahmetlidir, çoğu zaman imkansızdır.Diyelim ki kimliğinizi kaybettiniz. Bulan kişiler sizin kimliğinizle yukarıdakilerin hepsini yapabilir, piyasaya borçlanabilir, evlenip yurtdışna kaçabilir.Tüm bunlar olurken, mahkeme bildirileri gelinceye sizin haberiniz bile olmaz. Tabii ki ulusal güvenlik kurumlarının da ruhu duymaz. Sizin kimliğinizi kullanan dolandırıcı kişi ortalıkta elini kolunu sallayıp gezerken su uyur, güvenlik de uyur…Bir de şu var. Burada bahsettiğimiz şekilde bir durum tespit edildiğince; işgüzar emniyetçilerimiz isim benzerliği nedeniyle hiç ilgisi olmayan birine yönlendirir.O kişi de ne derse desin yargıyla uğraşmaktan kurtulamaz. Çoğu zaman yıllarca hüküm yediği de olur. Her şey anlaşıldığında iş işten geçer, ama vatandaş Mehmet’in mağduriyetinin hesabını soracağı bir yer yoktur.Bu maddedeki her iki durum da gazete haberlerinden alıştığımız sıradan şeylerdendir.Fişlemenin boyutunu irdelediğimiz zaman işin vahameti ortaya çıkacak.
Rastladığım ilk fişleme bilgileri, ODTÜ’deki dinci öğrencilerle ilgiliydi. yanılmıyorsam MİT’e ait dosyalardı. özellikle liderlik vasfı bulunan, çevresindeki insanları etkileyebilen öğrencilerle ilgileniyorlarmış.Kız arkadaşı var mı, kırmızı kitapları okur mu (risale-i nur), hocaefendiyi sever mi (malum kişi), parasını nasıl harcar (savurgan mı, tutumlu mu, cimri mi, cömert mi…), arkadaşlarıyla ilişkileri nasıl…Bu bilgilerin nasıl bir insanda bulunduğu ise başlıbaşına bir felaket.O da Tuncay Güney gibi karmaşık işleri ve ilişkileri olan karanlık bir kişilik. Kapkaççı ve hırsız (doğu kökenli) gençlerle fazlaca içli dışlı, çalıntı eşya da satan, işi olmadığı halde ayda 3000 – 5000 USD harcayan, babası rütbeli bir asker olan birisi…
Rastladığım ikinci fişleme bilgileri ise bizzat bana ait olanlardı. Ayrıntılar ilginç…
Doğru, iyi günlük tutmuşlar.
Doğru. Aile ilişkilerimiz de pek önemsenmiş.
Yanlış, bu kanıya nasıl varmışlar şaşırdım. Bu yönde izlenim uyandıracak bir davranış sergilediğimi hatırlamıyorum.
Evet, tabancalara pek merakım yok. Hem fiyatı hem de elde edilmesi benim imkanlarım dışında olduğu için ilgilenmiyorum.
Bilgisayar manyağı olduğum doğru. Aslında dizüstü bilgisayarım ihtiyaçlarımı karşılıyor. Ama düşünebilirim.
Muhteşem! şantaj, tehdit ve yıldırma için bu ve benzeri bilgiler çok şe yarar. Umarım zayıf yönlerimi de biliyorlardır. Ki, bu çok önemli.
@majorian,Değinmek istediğim şuydu. Fişleme sadece benim gibi “özel durumu” olanlar veya güvenlik kurumlarının “şüpheli” gördüğü kişilerle sınırlı değil.Bunu şu şekilde anladım: benim kişisel bilgilerimden bahsederek kendince kafa bulmaya çalışan arkadaş R. isimli başka bir kişi hakkında da ilginç şeyler söylemişti.R., maddi çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, siyasi hareketlerin hiçbiriyle ilgilenmeyen, çıkar için dalkavukluk yapabilen bir karakterdir. AKP’ye sadece “kişisel menfaatleri” dolayısıyla sempati duyan birisi. Yani ulusal güvenlikle ilgili şüphe duyulacak bir karakter değil.R.‘nin evlendikten sonra (bile) zamparalık yaptığına dair bilginin kaydedilmiş olması durumu açıklığa kavuşturuyor.Gelelim benim özel durumlarıma.ABD’nin direktifleri doğrultusunda Türkiye’de kaos ve terör ortamı oluşturuldu, ardından 12 Eylül faşist darbesi yapıldı.Bizim bir önceki neslimiz, bu ABD yanlısı ihanet zincirine karşı sol görüşlü siyasi akımlarla fazlasıyla içli dışlı oldular. Silah, öldürme, yaralama türünden olaylar bizde olmaz. Bizimkiler toplantı, eylem, siyasi parti faaliyetleri gibi şeylerle meşgul olmuşlar.Yüce devletimiz bizi bu nedenlerle kara listeye aldığı için bunun sıkıntısını çok çektik.Hayat bize katillerin, hırsızların, bozguncuların nasıl rahat dolaştığını her geçen gün yeniden öğretiyor. tepkmiz bu adaletsizliğedir.