bildirgec.org

tebessüm hakkında tüm yazılar

Komşu Çocuğu

gozde94 | 06 January 2012 11:33

Zaman, unutmanın ilacı olsa da her zaman işe yaramaz.
Zaman, unutmanın ilacı olsa da her zaman işe yaramaz.

Yanağının çukuruna gömülmüş gamze
Gözler aldatmış seni boşuna yerinme
Papatya falları seviyor çıksa bile
Komşu çocuğu sevmez seni tüm kalbinle

Kalp tekmeler atışları onu görünce
Tutma nefesini karışsın o nefese
Biliyorum atıyor o kalbin güm güm
Ama bilmeden ediyor sana tebessüm

Komşu çocuğu kalsın onun adı sende
Esip geçen rüzgar diye nitele onu
Ona karşı beslemiyorsun bu umudu
Sevdiğin hatırlatıyor sana tutkuyu

Büyülü Gülüş

mavilikler | 23 July 2011 12:45

Bu kıpırtı… bir hoş ediyordu içini. Bir an rahat vermiyordu ona. Şu karpuzu yerken, sular ağzından akıyordu ya, öylesi bir iştahla saldırmak istiyordu bu yaşam denen zengin sofraya. Öyle çok çeşit vardı ki üzerinde, birine uzansan uzanamadıkların uzak bir rüya gibi sızlatıp duruyordu içini.

Her şey bu kadar dokunacak kadar yakınken sahip olamadıkların yaşamında kendilerine koca boşluklar açıyor, yerlerini başka bir şeyin doldurmasına izin vermiyordu. Keşke bu kadar güçlü olmasaydı! Hayatın kimi yanlarını görmezden gelmesini sağlayacak eksiklikler, imkansızlıklar kendisinde de var olabilseydi keşke!

Simetri Hastası!

Cali Kusu | 30 April 2011 12:06

Sabrımı deniyor cahil zaman. İki de bir basıyor damarıma. Cahilliğine veriyorum. Basit tebessümlerle affediyorum. Her affedişimde tekrarlıyor hatasını. Ne yapmaya çalışıyor anlamıyorum ki. Sürekli bir mesafe koyuyor onunla arama. Onu benden kıskanıyor mu acaba? Yok artık!

En komik film ve dizi sahneleri

bithikotsis | 11 April 2011 14:55

Sinemalarda, dizilerde, çizgi dizilerde, filmlerde gözümüze batan, kimi zaman kaçırdığımız, kimi zaman yakalayıp kahkahayı bastığımız sahne anları olmuştur. Bu anları diyaloglar ile yakalayıp resmetmişler. Diyaloglar İngilizce. Biraz tebessüm olsun bari diye düşünerek size buraya bakmanızı öneriyorum. İyi gülmeler…

Suçlu Kadınlar ve Hüznün ve Tebbessümün Ortak Yüzü: MONA LISA

firatocal | 26 July 2010 12:20

Öyle bir kadın düşünün ki , hangi ruh halinde olursanız olun , o , sizi anlayan ve kalbinizin sesi olup , duygularınıza tercüman olan büyülü bir kadın olsun… Eşsiz güzelliği ile düşler sofranızın baş köşesine kıvrılıverdimi , masum ama bir o kadar büyüleyici etkisiyle , dertlerinizi ve acılarınızı silip atan , aşkın gücüne inananların azizesi , eşsiz ve benzersiz , Mona Lisa

Leonardo Da Vinci ‘ nin çağları aşan başyapıtı olmasının ötesinde , yüzündeki kaotik duyguların yegane anavatanı , kadın ruhunun da şifreli anahtarı o…

Yüzyıllardır çözülemeyen mütebessim ifadesi kimlere ilham kaynağı olmadı ki… Hangi aşıkları dile döküp , sevgilileri karşısında el pençe divan durdurmadı ki… Kadının gizemli ruhunun asla çözülemeyecek Tanrısal güçle saklanmış şifreleriydi , kah gülümseyen kah hüzünlü o eşsiz yüz ifadesi…

Ama bilimin soğuk eli bu metafizik sıır perdesini araladı aralayacak… Yapılan araştırmalar Da Vinci ‘ nin kullandığı onlarca boya katmanıyla bu sihirli etkiyi yakaldığını gösteriyor… Henüz incelemeler tam olarak bitmiş değil… Ama yine de anlıyoruz ki , sanatın gücüyle yarattığı onlarca maske , bizi o eşsiz yanılmanın lezzetine itiyor…

ÖLÜMÜN DOĞUM SANCISI VE DOĞMAMIŞ ÇAKIL TAŞLARI

il mare | 04 January 2010 12:00

Telaşlı bir geçmişi anımsamanın giderek sakinleştirdiği bir şimdinin kıyısından,hatırlıyorum.
Düşünmeye çalışırken hatırlıyor buldum gene kendimi, düşündüklerim hatırladıklarımdan ibaret adeta…

Ses tonumu hatırladım ve sana anlattıklarımı.Saçmalamalarımı sonra,saçmalamalarını…Gülüyordum o zaman ya hani sana da çaktırmadan,görmüyordun sen,şimdi de aynını yapıyorum.Gülüyorum ama daha çok şeye,en çok kendime..Ses tonuma,yüz ifademe,ufak bir kareye nasıl sığdırmayı becerdiğimi şimdi bir türlü anlayamadığım,istesem de artık yapamadığım o şapşal ifadeye fazlasıyla gülüyorum.Yanındaykenki eskime,çizgilerime gülüyor, ardından biraz ağlıyorum.Yaşsız ve içten,eğri biraz,kambur…Bir soru işareti gibi aynı.. Sonramı ve sonranı bir soru işaretine benzetiyorum;kibirli ve kendinden emin bir başa oturtuyor bütün lahzalarımızı ve saymaya başlıyorum geride kalan soruları…Eğri sorular ve nizamlı..

BİR GÜNLÜĞÜNE SU OLMAK

admin | 04 July 2009 11:34

Eşlik eden şarkıya, yazmaya ara verip eşlik etmek ile, şarkının ilhamında yazmaya devam etmek arasında gidip geliyorum.İyisi mi birkere dinleyeyim,tadayım,öyle devam ederim..Tamam,iyiyim şimdi…

Değişik olduğu günler nadirdir insanın hayatında aslında…Bir gün her gün olduğundan farklı olup bunu farkettiği zaman keyfine diyecek yoktur.Bu farkındalık öylesine güzeldir ki,öylesine kendini bulmuşluk hissi verir ki ister acı çekiyor ol ister kahkahalar atmak gelsin içinden,tek ortak bir ifade vardır,evde,sokakta orda burda,izini bıraktığın her noktada bir güzel tebessümdür tek karşılık.Bir tebessüm hiç bu kadar kendini bilmemiştir,ne için gülümsediğinin hiç bu kadar farkında değilsindir,hiç bir gün bu kadar iyi tanımamışsın kendini,hiç bu kadar bütünleşmemişsindir kendinle…Her zamanki olağan, telaşlı ve çelişkili halin gidiverir yerini sağlam,neyi dinlediğini bilen,huzurlu bir beyine bırakır.Çok değişiktir bu his çokk… Vücudunun her hareketinin her zerresinin anlamını bilirsin o gün,elini istemsizce neden masaya koyduğunu bile ya da neden o tarafa baktığını ya da ne biliyim,o aklından geçen saliselik düşüncenin özünü idrak ederek yerini bir yenisine bırakırsın..Çok değişiktir o gün,çok safsındır o gün,o kadar şeffafsındır ki baktığın değdiğin her yere, gülümseyen gözlerinden yukarılara o kristal sesli yıldızlardan saçtığını görebilirsin adeta,içindeki o güzel şeyin baktığın her yere saçıldığını falan… Çok,çok az defa bulur böyle günler insanı… Ve çok az defa anlar insan her yaptığının anlamını..Geçmişte söylediği bir sözü nasıl algıladığına ve algılandığına,geçmişteki kararlarının, hareketlerinin ne anlama geldiğine ve gelmesi gerektiğine,doğru muydu yanlış mıydı diye kararsızlığa düşmeden çok çok az defa anlam verir.Çok zamanlar aklına gelen ya da şöyle bir gözden geçirilen bir karenin her ayrıntısı binbir soru ile tekrardan anlamlandırılırken kimi zaman tarifsiz bir acı ya da acıyı azaltan öfke ile bir yandakiyle kıyaslanamaz tabessüm vesilesiyle;çok az zamanlar anlarsın o karenin ne anlam ifade ettiğini,her zerresinin,her bir gözbebeğindeki bakışın ne anlatmak istediğini…En güzeli de ne bir kararsızlık gelir bulur seni,ne bir çelişki ne de bir öfke…Her şey silinip yerini koca bir tebessüme bırakır…Kutsallıkla dolar tüm ruh,sanki tüm şeytanların önünde diz çöktüğü,gene de affedici bir meleksindir,senden iyisi yoktur,gözleri senden güzel parlayan yoktur,senden yücesi ve kendine tapanı….Çok güzel hissedilirrr çokkk… Çok azdır böyle zamanlar ama… Böyle duru olunan zamanlarr….Bir gün de olsa farklı olmak güzeldir…Bu günün arefesinde tüm boğazlarda biriken acılar,ne çok soğuk ne de sıcak o tam kıvamındaKİ muazzam su ile yıkanır giderr,bu günün arefesinde içte bir yerlerde biriken kahkahalar,çok da anlam verilemeyen mutluluk zerrecikleri, yerini öylesine anlamlı bir hüzne bırakır kii… Bir gün öncesinden öylesine farklı yapar ki…Hüzne de anlamsız mutluluklara da öylesine bir anlam yükler ki…Bu ruh tazelenmesi henüz açan bir bahar tomurcuğunu bile geride bırakır.

UYANIŞ

il mare | 31 May 2009 13:23

Uzun zamandan sonra,gün ışığı vuruyor sayfama..Kendimi net görüyorum,içim yine bulanık..Her sabah gözümü açtığımda hareket etmek için sabırsızlanan ellerim perdelerimi aralayıp masmavi bir görüntü sunuyor gözlerime;bayılıyorum aralarındaki bu müthiş iş bölümüne…

Sonra kalbime dokunuyorlar biraz,geriye gidiyorum,biraz yüzeyselleştikten sonra dudaklarım hareket ediyor,tebessüm ediyorum,gözlerimi o an göremiyorum.Hissedemiyorum da,hoş hissetmek de istemiyorum.

Seyirdeyim hala,günü seyir ederek açıyorum,kanatlardaki yolculuğumdan sonra araya biraz yeşil katıp bir çiçeği mutlu ediyorum,bir bardak (dolu)suyla da ruhumu;akşamdan serptiğim tomurcuk iyi almış uykusunu…

2006 Yılında “Bilir”lerim

oyuncuhandan | 04 September 2008 15:00

“BİLİR” LER:)

Ayağınız takılıp yere düşebilirsiniz. Arkanızda kalan kişiye el sallarken ya da bitmemiş cümlenizi bu şekilde tamamlamaya çalışırken başınızı direğe çarparak yaralanabilir hatta ölebilirsiniz (ölme kısmı şükür beni teyet geçti). Kulağınızı kulak pamuğu (ya da kulak çöpü:)) ile karıştırırken çok derinlere dalıp kulak zarınızın üstüne değdirebilir inanılmaz bir ağrı çekebilir sonucunda sağır olabilirsiniz ya da kulağınızı huylandırabilirsiniz (Sağır olmadım ama kulağım huysuz bir kaynama kazanı sanki fokurduyup duruyor). Sebebini bilmediğiniz bir sırt kaşıntısı yanınızda kimse yokken gelebilir, hiç gitmeyecekmiş gibi kalabilir. Ayağınızdaki ayakkabı aslında hiçte o günün hava koşullarına uygun değildir ama giymişsinizdir bir kere ve farkında değilsinizdir. Ta ki kayıp düşene kadar. Düşüp kafanızı gözünüzü yarabilirsiniz (çok şükür gözümde birşey yok ama ağrı kesici kullanıyorum başım için).