“BİLİR” LER:)Ayağınız takılıp yere düşebilirsiniz. Arkanızda kalan kişiye el sallarken ya da bitmemiş cümlenizi bu şekilde tamamlamaya çalışırken başınızı direğe çarparak yaralanabilir hatta ölebilirsiniz (ölme kısmı şükür beni teyet geçti). Kulağınızı kulak pamuğu (ya da kulak çöpü:)) ile karıştırırken çok derinlere dalıp kulak zarınızın üstüne değdirebilir inanılmaz bir ağrı çekebilir sonucunda sağır olabilirsiniz ya da kulağınızı huylandırabilirsiniz (Sağır olmadım ama kulağım huysuz bir kaynama kazanı sanki fokurduyup duruyor). Sebebini bilmediğiniz bir sırt kaşıntısı yanınızda kimse yokken gelebilir, hiç gitmeyecekmiş gibi kalabilir. Ayağınızdaki ayakkabı aslında hiçte o günün hava koşullarına uygun değildir ama giymişsinizdir bir kere ve farkında değilsinizdir. Ta ki kayıp düşene kadar. Düşüp kafanızı gözünüzü yarabilirsiniz (çok şükür gözümde birşey yok ama ağrı kesici kullanıyorum başım için).
Mutfakta yemek pişirirken bir taraftan çorbayı karıştırmak zorunda kalabilir, bunu yapmaya çalışırken yemeğin içindeki kaşığı düşürebilir, kaşığı almak için eğildiğinizde hala çorbayı karıştırıyor olabilir ve bu sebeple bütün tencereyi başınıza boca edebilirsiniz (Eğer iyi bir refleks kullanmasaydım yapıncak gibi gezecektim ortalıkta). Çorba gitmiş, kavga bitmiş, çorbasız bir sofraya oturmuş olabilirsiniz.
Fakslanacak bir çok evrağınız olabilir. Yetişmesi gereken acil bir iş olabilir ve acilen pofpoflanacak (içinizden of of çekerek) bir müşteriyle vakit geçirebilirsiniz (deneyin vakit geçiyorsa elbet iyi bir yönteminiz var demektir bana da haber verin). Gün içinde yapmaya söz verdiğiniz ama pofpoflanacak müşteri yüzünden unuttuğunuz, mesai saatinin bitimine beş kala aklınıza gelen iyi bir çalışma arkadaşınızın, iyi bir işini kaçırmasına neden olabilir ve kahrolabilirsiniz(içim parçalanıyor hala).
Bütün bunlar için yapılabilecek hiçbir şey olmayabilir. Hatta bütün bu “bilir”leri okumaktan sıkılmış (sinirlenmiş) olabilirsiniz ( bu sonuncu “bilir”imdi:)).
Ama bir düşünün!Kaçımız “bilir”lerimizin farkında?
Not: Bu yazmış olduğum “bilir”ler kendi tecrübelerim ve bir hafta içinde başıma gelenlerin bir kısmıdır. Aman diyim “bilir”lerinizin farkında olmaya çalışın (asla tam olarak ne zaman geleceklerini bilemezsiniz) ve başınıza geldikçe barışık olmaya çalışın:)
Sevgiyle:)*** 2006 yılının 11 Ekim günü yazılmış bir yazıdır.