bildirgec.org

tavuk hakkında tüm yazılar

Renkli civciv isteyeniniz varmı?

mturkmen | 18 December 2007 15:04

Aslında bizde inanmadık! Fakat oldukça inandırıcı görünüyor. Porto Riko’nun San Juan kentinde A.R. Zeno isimli birisi iki düzine yumurtaya kırılmalarından iki saat önce sebze özlü boya enjekte etmiş. Yavrular çıktığında çeşitli renklerdeymiş. Aynı zamanda bu civcivleri Pan American hava yoluyla sekiz saatte New York’a gönderiyormuş. Ayrıca boyaların civcivlere herhangi bir zarar vermediği söyleniyor.
Aslında bizde Türkiye’de pazarlarda zaman zaman renkli civciv görüyoruz. Fakat bizimkiler birkaç saat içinde hayata gözlerini yumuyorlar. Ne dersiniz bunlar ne kadar dayanabilir. Kaynak

Fırındaki tavuk dolma

AlpYusuf | 27 August 2007 21:03

Kürdan kırıldı diye tavuk dolmasının içi dökülmeyecek artık!

Fırına sürülen balık dolması veya tavuk dolmasını bağlamak için kullandığımız fırın iplerini ve kürdanları artık bir kenara bırakacağız.

Fırın içinde kullanmak için ideal olan FoodLoop 357°C sıcaklığa kadar dayanklı.

Sur la Table isimli yemek sitesinden altı tane ‘demetleme bandı’ için 14:95 dolar alıyorlar.

Zarını yırtamamış hayatlar. ya da üçten birisi.

| 02 August 2007 09:39

mübarek hayvanlar. her üç ayda birisi mutlaka “yumurtaya basıyor.”
“yumurtaya basmak” tabiri; bizim yörede tavuğun civciv çıkarmak için 19-21 günlük yumurta üzerinde nöbet merasimine deniyor.

şimdi yumurtaya basan tavuğumuz beyaz renkli ve ilk defa yumurtaya bastı. civciv çıkarabileceğine dair şüphelerimiz var. çünkü bazen tavuklar belli bir süre bastıktan sonra vazgeçebiliyorlar veya yumurtaları kendileri midelerine indirebiliyorlar. bunun nedeni de “yalancı gorg” olmaları. “gorg olmak” tabiri de bir tavuğun sesinin kalınlaşmasıyla beraber yumurtaya basma isteğinin oluşması manasına geliyor. eğer tavuklarınıza ıslatılmış ekmek veriyorsanız, yalancı gorg olma ihtimali yüksek. tecrübelerle sabit.ciddi bir şekilde yumurtaya basmaya devam etti. vazgeçmedi. son günlere doğru tahta bir sopa yardımıyla altını yoklayarak civcivlerin çıkıp çıkmadığını kontrol ediyorduk. tahta ile bakmamızın nedeni basan bir tavuğun saldırgan olmasındandır, ben tavuktan korkmam diye efelenmekte boşunadır.

ÇEK ELİNİ!

redorack | 22 June 2007 09:18

Kendimi bildim bileli yediğim şeye dokunmayı sevmem. Dokunduğum şeyi de yemeyi…
Hele başkasının dokunduğu gıda maddesi fikri beni çileden çıkarır!

İnsan eliyle temas etmemesi için mutlaka bir araç gereç vardır diye düşünürüm ki, sanırım hepsi için bu geçerli değil. Peki neden aynı muameleyi yapmıyoruz tüm yiyeceklere?

Çocukken ağzımı yüzümü karpuza buladığım zamanları hayal meyal hatırlıyorum; çizildiği kadar güzel görünen yarım daire karpuz dilimlerini… Aralarda bir yerde edindim bu takıntıyı. Hala da kendimi aşmaya çalışırım ama pek mümkün olmuyor. Milletin aristokrasiye yorduğu çatal bıçak kullanımım tamamen bu takıntıyla ilintili.

Yiyemem efendim balığı – tavuğu öyle elimle. Karpuzu da tutamam! Evet, tost yerken de mutlaka çatal bıçak ararım. Soğuk sandviçi elle yemek bünyemde sarsıntıya sebep olur. Gel gör ki yemek yapmak gerek arada. Eh, malzemelerin tamamı için alet edevat kullanarak yemek yapamazsınız.

aklınızdan geçeni okuyan tavuk

beyrek | 30 May 2007 20:59

buradaki uygulamayı açın. orada bir tavukla karşılaşacaksınız. Bu tavuk sizden, aklınızdan beş basamaklı bir sayı tutmanızı istiyor. Daha sonra tuttuğunuz sayının basamaklarını toplamanızı ve çıkan sonucu tuttuğunuz sayıdan çıkarmanızı istiyor. sonra sonucun kaç basamaklı olduğunu (4 ya da 5) soruyor. size göre doğru olanı seçıyorsunuz. eğer çıkan sonuç 4 basamaklıysa zaten kafadan 9999 sayısı çıkmış oluyor ki bunda zorlanmıyor. 5 basamaklı bir sonuç çıkardıysanız sizden sonucun herhangi dört rakamını kutulara yazmanızı istiyor ve vermediğiniz beşinci rakamı bulup size tuttuğunuz sayının rakamları toplamını söylüyor. (aslında bildiğimiz zeka oyunlarından bir tanesi, tek farkı arada bir tavuk görünüyor)

Bunu yemem ben

| 21 May 2007 13:57

Belleville’de Randevu geldi aklıma…