bildirgec.org

tatar hakkında tüm yazılar

‘konuşmak’ kelimesinin kökü nedir?

sinjob | 13 March 2010 14:15

Türkiye
Türkiye

Lise yıllarımda en çok sevdiğim ders Türk Dili ve Edebiyatı idi.Bu süre içerisinde,Türkçe kelimelerin ve Türkçe‘ye yabancı dillerden gelmiş kelimelerin köklerini araştırmak, benim için vazgeçilmez bir zevk olmuştu.Üniversite yıllarında devlet yurdunda kaldığım dört senenin, son ikisini Gagauz,Tatar ve Azeri Türkleri ile geçirdim.Grup içindeki muhabbetler genelde dil üzerinde yoğunlaşırdı.Yine bu muhabbetlerin birinde ‘konuşmak’ kelimesini yalnız Türkiye Türklerinin kullandığını farkettim.

Kırım Türkleri
Kırım Türkleri

Tatarca‘da ‘konuşmak’ değil,laf etmek;Gagauzca‘da söyleşmek,laflamak kelimeleri kullanılıyor ancak bir ayrıntı var, Gagauz dilinde konuşmak kelimesi yalnızca oturularak yapılan muhabbetler için kullanılıyor.‘Konuşmak’ fiilinin kökünün konmak olduğunu ve işteş bir kelime olduğunu anladım.Yani, ‘kon-uş-mak’. Bir yere konarak(oturarak),karşılıklı yapılan söyleşi.

Doğu Türkistan
Doğu Türkistan

Yabancı dillerden gelmiş fakat Türkçeleşmiş kelimeler,aslından geriye bir şey bırakmayacak şekilde Türkçe’nin içinde adeta erimişlerdir.Örneğin;‘Çeyrek’ kelimesinin ‘çar-ı yek’‘ten yani Farsça asıllı dördün biri tamlamasından geldiğini biliyor musunuz?

Azerbaycan
Azerbaycan

Çeyrek kelimesini de Anadolu Türkleri kullanır.Örneğin,Kırgız ve Kazaklarda ‘dördünbır’ kelimesi kullanılır. ‘Hafta’ kelimesi yine Farsça asıllı ‘hefte’ yani ‘yedilik’ demektir. Hakeza ”Sehpa” kelimesi,Farsça kökenli ve üç-bacaklı anlamına gelen tamlamadan gelmiştir.”Çardak” kelimesi,çar-dak yani dört-direkli demektir.

Kırgızistan
Kırgızistan

HÜRREM SULTAN’IN SARAYA GİRİŞİ

wowo | 02 October 2008 11:32

1506-1558
1506-1558

aslen rus asıllı bir Polonyalı köy papazının kızıydı. Köyde geçirdiği sıradan günlerinden birinde Tataristilacılar köylerini bastılar ve güzelliğinin azizliğine uğrayıp daha 14yaşındayken 1520 yılında kaçırıldı. asıl adı Roxelanne’dı. Bir anda kendini hiç bilmediği bir dilin konuşulduğu topraklarda buldu. Osmanlı’nın Kırım Hanı ilan etmesiyle tahta geçen Giray tarafından Osmanlı’ya sunuldu.
Hareme alındığı andan itibaren hırçınlığıyla fazla dikkat çekmeye başlamıştı. Bulunduğu yerin hapishaneden tek farkının şatafatı olduğunu düşünüyordu. Yine haremi birbirine kattığı bir sırada, tahta henüz yeni oturmuş olan Sultan Süleyman ve annesi Hafsa Hatun içeriye girdi. Sultan Süleyman başına buyrukluğuyla kimsenin zaptedemediği bu genç kızı hayran hayran seyretti bir süre.
Öfke ve hırçınlığın kimseye bu kadar yakışamayacağını düşünmüştü. Masmavi gözlerine vuruldu. Ve bağırdı çevresindekilere; inciltmeyin! Hemen o akşam allayıp pullayıp Padişahın odasına götürdüler Roxelanne’yı. Kafasına koymuştu padişahı kendine aşık etmeyi.
O gece odadan sürekli kahkaha sesleri geliyordu. Sultan Süleyman bu neşeli kızın adını Hürrem koydu. Hürremin tek amacı bir bebek dünyaya getirip padişaha varis vermekti. Adetler gereği varis verince ya kölelikten kurtulup özgür olacaktı yada padişahın nikahlısı.
Sultan süleyman büyülenmiş gibiydi, sürekli Hürrem’le vakit geçiriyordu. Geceler ilerlerken Hürrem amacına ulaştı ve Sultan Süleyman’a bebek beklediğini müjdeledi.. Padişah çaresizdi çünkü hristiyan kullarla evlenmek mübah değildi. Sultan Süleyman’ın ilk oğlunun(Şehzade Mustafa)nın annesi Mihridevranolan biteni sessizce izliyordu. Bir gün dayanamadı ve atladı Hürremin üzerine. Hırpalamıştı Hürremi oldukça, kendisi nikahlanmak istiyordu Kanuni Sultan Süleymanla. Ama ters tepti bu yaptığı, Hürremin abartılı anlatışıyla kavgayı öğrenen Sultan Süleyman hiddetlendi ve hürremle nikah kıydı. Böylece Hürrem Sultan islam dininden gelmeyip padişahla evlenen ilk gayri müslim oldu.

Tatar Ramazan

mansonilized | 20 February 2008 11:38

Tatar Ramazan Türk sinema tarihinin benim gözümde en iyi filmlerinden biridir. Film temelde günümüzdeki takım elbise, silah, süslü cep telefonları ve arabalar, bol miktarda genç kirli sakallı adam, birkaç derin devlet hikayesi ile sunulan delikanlılığı anlatır. Ancak bu filmde konuyu cilalayacak unsurlar, bir adet Kadir İnanır, birkaç ağa ve figürandan oluşmaktadır.

Tatar Ağa’nın akrabalarından biri öldürür ve 4 yıl hapis yatar. Hapisten çıkınca ona rahat vermezler; bir cinayet ve ardından gelen sürgün. İşte bu noktada Tatar Ramazan Sürgünde çekilir. Bu filmde bir garip kızcık rolünde Esin Moralıoğlu yer alır. Şimdi filmin konusunu detay vererek anlatmaya çalışırsak kritik noktaları deşifre edeceğiz ki filmi izlemeyenler olduğunu düşünerek bu kısmı geçiyoruz.

Antoloji :Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları

biSGen | 04 February 2008 04:23

buradan kültür bakanlığı tarafından hazırlanan aşağıdaki başlıklarda sıralanan edebiyat antoloji“lerine ulaşabilirsiniz:

  1. Azerbaycan Türk Edebiyatı 1.- 2.- 3.- 4.- 5. – 6. Ciltler
  2. Irak (Kerkük) Türk Edebiyatı (6.Cilt)
  3. Makedonya- Yugoslavya (Kosova) Türk Edebiyatı 7. Cilt
  4. Bulgaristan Türk Edebiyatı 8.Cilt
  5. Batı Trakya ve Kıbrıs Türk Edebiyatı 9. Cilt
  6. Romanya ve Gagavuz Türk Edebiyatı 12. Cilt
  7. Türkmenistan Türk Edebiyatı 10.-11. Ciltler
  8. Kırım Türk – Tatar Edebiyatı 13. Cilt
  9. Özbek Edebiyatı (14.-15.-16.Ciltler)
  10. Tatar Edebiyatı 17.-18.-19.Ciltler
  11. Kumuk Edebiyatı 20.Cilt
  12. Nogay Edebiyatı 21. Cilt
  13. Karaçay- Malkar Edebiyatı 22. Cilt
  14. Karakalpak Edebiyatı 23. Cilt
  15. Altay Edebiyatı 24. Cilt
  16. Hakas Edebiyatı 25.Cilt
  17. Çuvaş Edebiyatı 26. Cilt
  18. Kazak Edebiyatı 27 ve 28.Cilt
  19. Başkurt Edebiyatı I.29. Cilt
  20. Başkurt Edebiyatı II.30.Cilt
  21. Kırgız Edebiyatı – I 31.Cilt
  22. Kırgız Edebiyatı – II. 32. Cilt

    hazırlayanların ellerine sağlık.

semaver

makaleci | 20 November 2007 11:11

Arkadaşlarla ‘hadi bakalım buluşup bir şeyler içmeye gidelim!’ dedik mi, bellidir program… Pratik hayata teslim olmuş modern pastanelerde daldırma diye tabir edilen poşet çaylardan içilip biraz laflanacaktır. En iyi ihtimalle bu pastanelerde ‘demleme çay alacağım yalnız ben!’ deyip gelecek olan kapkara olmuş mide kazındırıcı, hafif ılık bir içeceğe rastlama şansınız olabilir. Bu tür yan ihtimallerle uğraşmamak, sohbetin orta yerine ‘of be şekerim, bir çay içemedik keyifle’ dememek, ağız tadını en azından o gün için koruma istiyorsan öyle özel bir muhabbet gününde ağız tadıyla çay içmeye, semaver keyfi yaşamaya programlanacaksın…

Antalya’ da denize nazır çay bahçeleri vardır genişçe parklar içinde… Semaver keyfi bu şehirde en güzel buralarda yapılır en azından bana göre… Bol sigara dumanlı, nargileli fiyakalı ortamlar yok değil, son zamanlarda sayıları da iyice arttı fakat bu klasikleşen açık hava deniz kenarı keyfi semavere en yakışandır bu şehirde…

Çok sevdiğim semaveri size tanıtmaya çalışacağım, buyrun…