*Bundan bir kaç yıl öncesine kadar F–16 üretim merkezi TAI de uçakların
dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistemi, bir tane dahi Türk
mühendisin bile giremediği bir bölümde üretiliyordu. * *Bu sistem Türk
F–16 sının bir uçak ile karşılaştığında karşıdakinin dost mu düşman mı
olduğunu pilota iletiyordu. Yalnız burada bir sorun vardı. Bir Türk F-16
sı stratejik kadim dostlarımızdan (!) ABD, İngiliz veya Yunan
uçaklarından biri ile karşılaştığında onları DOST görüyordu. Bu da bir
savaş halinde Bu kadim dostlarımızın (!) bizi sinek avlar gibi avlayabilmesi anlamını taşıyordu. ASELSAN mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede ABD tarafından bize
güdülen bu uçak tanıma sisteminin hâkimiyetini lehimize çevirmeyi
başardı. ABD’nin yıllarca çalışarak kurduğu tezgâh, dahi Türk
mühendisleri tarafından kısa bir zamanda bertaraf edilmişti.* Peki, dahi mühendislerimiz şimdi ne ile uğraşıyorlardı?**Kadim
dostumuz (!) ABD, sadece uçak tanıma sistemini elinde tutma kozunu elinde
bulundurmuyordu. Bundan daha vahim ve önemli bir kozu var:*ABD, herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından
satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip
uçak, helikopter, tank, zırhlı birlikler, izleme sistemleri gibi hayati
araçları UYDUSUNDAN VERDİĞİ BİR EMİR İLE SAF DIŞI BIRAKABİLİYOR. *Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler istendiği anda uzaktan
kumanda misali uydulardan kontrol edilebiliyor. Bu Türk Ordusunun savaş
başlamadan yenilgisi anlamına geliyor. İşte 3 dahi mühendisin
katlinin nedeni :ASELSAN mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin
MİLLİLEŞTİRİLMESİ konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı
bu ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu
müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün MİLLİLEŞTİRİLMESİ için çalışıyorlardı.
Bunlardan 3 gencimiz kadim dostumuz (!) tarafından ŞEHİT edildi.
*Dostumuz bu sistemi EŞREF BİTLİS PAŞA’NIN ŞEHİT EDİLMESİNDE DE içinde
bulunduğu helikopterde kullanmıştı.