bildirgec.org

spider hakkında tüm yazılar

FreeCell’in Çözülemeyen Gizemi

mturkmen | 19 March 2008 08:14

“Freecell hayatımı mahvetti… çoğunlukla beni gecenin bir buçuğuna kadar ayakta tuttu. Hatta bazen artık yatağa giderken önümü zor görür oldum.”
Eğer sizde böyle diyorsanız işte sizlere Freecell’in öyküsü.
Freecell 52 kartla oynanan hiçbir özel grafiği olmayan, hiçbir özel ses efekti olmayan bir oyun. Fakat tiryakilik yaratan bunun için ünlü oyunlarda yerini almayı hak eden bir oyun.
FreeCell’in kökeni 1945’lerde İskandinav kökenli “Napoleon in St. Helena” oyununa dayanır.
Oyunun çeşitli versiyonları 1968 ile 1977 yılları arasında geliştirildi. Fakat oyun Windows 95’in bir parçası haline gelince ana hatlarıyla belirlenmiş oldu. Bundan sonraki her Windows’ta karşımıza çıktı.
Peki Freecell’i bu kadar bağımlılık yaptıran sebep nedir? Orijinal Help dosyasında yazana göre “Kanıtlanmamasına rağmen her oyununun kazanılabilir olması.” Mükemmel bir oyunla çoğu solitare (Spider, Klondike, Pyramid, Forty Thieves) benzeri oyun kazanılabilir. Aynı zamanda neredeyse bütün freecell oyunları hatasız oynanırsa kazanılabilir. Freecell diğer oyunlar içinde en çok kazanılma oranına sahip olanı.
Orijinal Microsoft FreeCell 32.000 oyunu içeriyor. 1990’larda Freecell popüler olduğunda hangi oyunlar çözülebilir olduğu belli değildi. Durumu açığa kavuşturmak isteyen Dave Ring internet freecell projesini başlatarak bütün oyunları insanlara çözdürmeye çalıştılar. Proje 1995 Ekim’inde sonuçlandı ve sadece bir oyun hiçbir insan tarafından kazanılamadı: #11.982. Uğraşılan araştırmalar sonucunda çözülemez olarak belirlendi.
Kaynak

Uyuşturucuların Etkileri

zabun | 04 October 2006 17:48

Bilim adamları hayvanlara narkotik maddeler tatbik ederek tepkilerini gözlemlemişler. Uyuşturucu verilen bir hayvanının vücudundaki kimyasal değişmeleri ölçmek, artık bu maddelerin psikotrop etkilerini ortaya çıkarmakta, tek başına yeterli olmuyor. Hayvanlara -şimdilik- “Söyle bakalım şimdi nasıl hissediyorsun?” diye sorulamayacağına göre, normalde yaptığı ve dışarıdan rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz aktivitelerinde, nasıl değişimler olduğunu takip ederek veriler elde etmemiz, belki daha doğru, kolay ve hızlı olacaktır. Bilim adamları örümceklere narkotik maddeler tatbik ederek tepkilerini gözlemlemişler. Meskalin, LSD, Marihuana, Kafein, Benzedrin Kloral Hidrat gibi maddeler uygulanan örümceğin, ağ örme şeklinin “Zeki Müren Kirpiği”, “Haroşo” gibi bilinen örgü tiplerinden öte, kaotik bir hal aldığı görülüyor. İnsan üzerindeki etkilerini buradan tahmin etmek güç değil. Uyuşturucu almış insanların diğer insanlardan farklı düşünebildiği doğrudur. Bu maddeleri kullanan edebiyatçılar, şarkıcılar oldukça etkileyici eserlere imza atmışlardır. Sadece sentetik uyuşturucu maddeler değil örneğin her insanda bulunan kortizol hormonundaki aşırı yükseklik, duygusal hassaslıklara yol açabilmektedir. Buna güzel bir örnek “Cushing Sendromu” hastası “Sezen Aksu” (kortizol hormonunda yüksekliğin görüldüğü bir hastalık) olabilir. Uyuşturucu kullanımının özendirmek için yazmıyorum. İnsanların uyuşturucuya neden yöneldiklerini ve onda ne buldukları sorularına yanıt arıyorum. Uyuşturucular insanı olmadıkları hale sokan sinsi maddelerdir. Beyni yiyip tüketen, hayattan bıktıran, sürekli bir maddenin esaretinde ve onun çevresinde süren, yaşamı gittikçe kısaltan, çekilmezleştiren maddelerdir. Farklı olmak, kendini öyle hissetmek, kendini etrafından soyutlamak, bir amaca sahip olmak yada herşeye külliyen karşı olmak, ergenliğe adım atarken hepimizin yaşadığı duygular. İşte bu maddelerin simsarları bizleri en hassas zamanlarımızda yakalıyorlar ve en bağımsız hissetmeye çalıştığımız çağlarda, kendilerine bağımlı kılıyorlar. İlk başta hissettirdikleri tam istediğimiz gibiyken sonraları işler değişiyor. Bu maddeler içinde bulunduğumuz depresif hali kimyasal olarak kamçılıyor. Oysaki bu maddelere sıkıntılarımızdan kurtulmak, keyiflenmek için, başlamış oluyoruz ama iyice bizi bunalıma sokuyorlar. Sonra madde alımı daha fazla oluyor, bunalım artıyor ve buna karşılık daha da fazla madde alımı oluyor. Ardından durum bir paradoks halini alıyor ve kurtulmak imkansızlaşıyor. Bir başka yönüde bu maddeleri elde edebilmek için tüm maddi imkanların seferber ediliyor olması. Para bulunamazsa hırsızlık, fuhuş gibi kişinin normal hayatında yapmayacağı yollara girişiliyor. Artık amaç yaşamak değil o maddeyi elde edebilmek oluyor. Sonunda alınan doz öyle seviyelere geliyor ki, kişi yaşamını bazen istemeden, bazense isteyerek sona erdiriyor.
Spiders On Drugs

Karanlığın pençesindeki “Örümcek”

| 25 August 2006 09:02

karanlığa gömülmüş
karanlığa gömülmüş

3 mayıs 2007’de sinemalarımıza “How Long…
Can Any Man Fight The Darkness…
Before He Finds It In Himself” sloganıyla konuk olacak olan Spider Man 3 ‘ün fragmanı(smallmediumhighHDipod) yayınlandı.Fragman, serinin 3.’üncü halkası hakkında akıllarda varolan soruları kısmen cevaplamasına rağmen birçok yeni sorunun filizlenmesine zemin yaratıyor.
Bu soruların çüzümü için sanırım tek yapabileceğimiz beklemek.Beklerken şu duvar kağıtlarına da göz atmanızda fayda var.
1234

et yiyen örümcek

yusuph | 13 August 2006 16:27

solifugae
evet kenedir, salgındır derken şimdi birde solifugae türü örümceğimiz oldu

haberi okumak için şuraya,
yeni böcüğümüz hakkında wikipedia‘ya gidelim.

(bana göre bu amerikalıların vs. adamların bir planı mıdır nedir? baktılar bizi yurttan atamayacaklar böyle cins cins yollara mı başvuruyorlar yoksa?)

google sitemi hekledi

the.one | 18 July 2006 08:15

google örümceği, bir okulun sitesinden herkese açık olmayan bazı bilgileri alarak, arama sonuçlarında görülebilecek şekilde listelemiş.

okul yönetimi siteyi yayından kaldırsa dahi, 619 öğrencinin notları halen nette(ymiş). haberi şurada

güven(siz)lik

| 18 November 2005 18:45

büyük bir yazılım evinin, büyük bir holdingden aldığı projedeydim ve projeyi erken bitirmiştik. ya da biz öyle sandık. daha sonra orda kalmam gereken 1 ay boyunca çok can sıkıntısından dolayı çok güvenlik makalesi okudum. ve farkettim ki insanlar/programcılar, inanmak istedikleri bir güvenlik duygusunu kendilerine zırh bilerek çok kötü kodlar yazıp yazıp fırlatıyorlardı ortalığa. onlardan biri olabilir miyim diye baktığımda hayır diyebilmek rahatlatmıştı beni. o ay başlayan bu zevk, takip eden 3-4 sene boyunca takıntıya dönüştü. ve şimdi ben herhangi bir site duyduğumda bile hangi teknolojiyle yapıldığını, hangi veritabanını kullandığını, hangi firmanın bunu yaptığını, güvenli olup olmadığını anlamak için sitenin ana sayfasını açmazdan evvel; bunları anlayabileceğim >adresleri açıyorum yine aynı site bünyesinde. ardından bir kaç yöntem keşfettim, ve bunlarla ilgili bir programcık yazmaya başladım. google’ın hack versiyonu gibi bir şey hayal ettim başlangıçta. spider’larımı internete salarken yapmalarını istediğim şey, sitelerde açık olup olmadığını incelemeleri ve varsa alabildikleri tüm bilgileri alıp indekslemeleriydi. teorik alt yapı tamamlandı. ve çalışması bile zevk veriyor. ama güvenlik danışmanlığı bünyesinde gittiğim kendince büyük bir donanım firmasının teknik kökenli “title”ları olan iki müdürüyle görüşmedeyken bana verdikleri tepki sonrası projeden vazgeçme aşamasına geldim. bkz: “bizim veritabanımız asp, nasıl güvenlik açığımız olur ki?” (asp veritabanı değil, programlama dili. ve kendi siteleri asp ile yazılmış gerçekten de). etrafa bakıp gizli kamera “filan” aradım, “beğeniyle seyrediyoruz abi aylecek” demek için.. yazık ki bulamadım ve gerçekti. o zamandan sonra tiksindim müşteriye bir şeyin gerekliliğini anlatmaya çalışmaktan. kendilerine bir kısmını göstermeyi teklif ettiğim ve sitelerinden 5-10 dk’da alınabilecek durumda olan kredi kartları, onlara göre “zaten test için girilmiş”ti. kötü bir niyetim olsa ve şirketim bünyesinde danışmanlık yapmayıp başka türlü para kazanmayı istiyor olsam, şu anda çok ciddi paralar kazanmış olabilirdim sanırım. bu da bu memleketin garipliklerinden biri herhalde. acelem var, çıkıyorum. sev kendini günlük; çünkü sen buna değersin.

adsense

anafikir | 08 May 2005 17:30

adsense şöyle diyor: “sitenizle alakalı reklamların görünmesi biraz zaman alabilir. öncelikle sayfanızın sistemimiz tarafından indexlenmesi gerekiyor. zaman ilerledikçe yer alan reklamlar konularla daha ilgili olacaktır”

bu zaman meselesi hoşuma gitmiyor. evet bir iki gün sonra indexleme tamamlandı örümcekler sitemdeki tüm sayfaları gezdi. fakat pek yararlı bir sonuç çıkmadı ortaya. bazı sayfalarda bırakın alakasız reklam çıkmasını hiç reklam çıkmıyor.

sanırım sitenin “her şey”le alakalı olması buna neden oldu.