bildirgec.org

sömürgecilik hakkında tüm yazılar

Baharatın öyküsü

haritametoddefterikasalKSL | 10 May 2009 10:28

Hemen hemen hepimizin mutfaklarindan eksik etmediği ve yemeklerini tatlandirdiği,renklendirdiği ve çeşnilendirdiği baharatlarin öyküsü öylesine inanılmazki ,bu konuyu işlememek olmazdı.Bugun kolayca ve oldukça makul bedellerle ulaştiğimiz baharatllarin dünya tarihini şekillendirdiğinden haberiniz varmıydı?
Sadece lezzet avcılarinin çıktıgı bir serüvenden ziyade,şifa arayanlarinda uğrak noktasidir baharatlar ve şifalı bitkiler.Modern tıp ilmi ilaçlari bitkilerdeki etken maddelerin, sentetik hallerini üreterek (farmasotik botanik) veya eser miktarda kullanarak yapmaktadir.Şifa arayanlar yine ayni gaye ile aktarlarin kapısını aşindirir.Kimi doğru kimi yanlış olsa da bu yöntem geçmişte kullanilmiş ve nice lokman hekim yaralari sarmiş ve hastalara şifa vermiştir.Spekülasyona açik bir konu olsa da faydalarinin oldugu su götürmez bir gerçektir.1900 yıllarin başinda eczacilar siparişle ilaç yapar ve imalatta ise baharat ve bitkileri kullanirlardi.Koca karı ilaci diye de bugun yerildiğine şahit olsakda,doğru ellerde şifa kaynağidir ve farmakoloji bilminin temelidir.Bu kadarla sınırlı kalmıyor elbet kozmetik sanayi, özellikle parfüm imalatinda bitki tohum ve yağlarindan faydalanmaktadir.Bitki yağlari oylesine pahalidir ki,bizlerin marketlerden yada eczanelerden satın aldiğimiz bitki yağlarinin çok az bir kısmı gerçekten bitkinin yağı ,geri kalani ise zeytin yağidır.Benzer konu ve başlıklar hafif.org da burada,surada, ve orada işlenmiş,belirtmeden geçmek istedim.
Faydalari ve yarı mamul olarak kullanildiği sektorleri burada yazarak sizleri sıkmak niyetinde değilim,şimdi yazimin girişinde belirttiğim üzere baharatlarin dünya tarihini nasıl şekillendirdiği konusunda bilgi vermek istiyorum
Yeryüzünün verimli topraklarinda gelisip büyüyen bitkilerin :tohum ,çekirdek,meyve,çiçek,kabuk,kök,yaprak gibi aromatik kısımlarindan elde edilen bahratlar,dünya tarihinde önemli gelişmelerde neden olmuştur
Günümüzde kolaylikla ve ucuz sayılbilecek fiyatlarla edinilen ve genellikle yemeklere tat verici olarak kullanilan baharatlar, eski zamanlarda çok daha az miktarda ve sadece varlıklılarin ulaşabildiği ,öncelikle koku ve tat verici olarak kullanilirdi.
Baharatın öyküsü bes bin yıl önce, Hindistan’ın zengin cografyasinda baslar.Uzak diyarlarla ticareti geliştiren Sümerler Hindistan’da karşilaştıkları baharatı ülkelerine götürerek tanınmasini sağlarlar.Ancak pahalı ve zor bulunanan baharat, sadece soylularin sofralarina girebilirSümerleri:Asurlular,Babililer,Persler ve diğerleri izlerken, komşu bölgeler ve giderek Avrupalılar da tanırlar.Romalıların tüm akdenizi ele geçirmesiyle birlikte baharat yollari ilk kez Avrupalilarin kontrolune girer.Roma’da giderek statu sembolune dönüşen baharat,gösterişli yemeklerin gözdesi olurİslamiyetle birlikte yeni bir güç olarak sahneye çıkan Araplar özellikle Avrupalılara baharat temin ederek büyük bir refaha ulaşirlar.Bu dönemde Bağdat baharat ticaretinin en önemli kentlerinden biri olarak tüm dünyada tanınırTürklerin sahneye çıkmasiyla dengeler yeniden değişir.Baharat yollarını ellerine geçiren Osmanlilar bir yandan Avrupalilari köşeye şıkıştırırken,diğer yandan da baharatı sofralarının ve kültürlerinin ayrılmaz bir parçasi haline getirirler. Tarihler 1500’leri gösterdiginde ise zamanın akısını degistiren sıradısı gelismeler yasanır.Akdenizde sıkısan Avrupalıların arayısları İspanyol ve Portekizli denizcilerin, kesifler cagını baslatmasına yol acar.Hindistan’daki baharat ve altına ulasmak amacıyla yelken acan Christopher Colombus farkında olmadan Amerikayı kesferderken,Magellan ve Vasco de Gama gibi denizciler de yeni yollar bularak tüm dunyayı kesfederler.

Değerler Felsefesi (Aksiyoloji) ve Sömürgeci Siyaset

nebilim | 01 February 2009 12:39

Sömürgeci siyasetin değerler felsefesiyle ilgisine değinmeden önce değerler felsefesinden (aksiyolojiden) biraz bahsedeyim:

Etik ve estetik olarak iki ayrılan aksiyolojide etik, insanların ahlaki değerlerini sorgularken neyin güzel olduğuyla da estetik ilgilenir. Etik; doğru hareketlere temel olacak değerlerle ilgilenip hayalgücü ve yaratıcılığa dayanan doğal ve sanatsal güzelliklerle ilgilenme işini estetiğe bırakır.

Neyin etik neyin estetik olduğunu açıklamanın güçlüğünden hareketle aksiyoloji; bireylerin davranışlarına temel oluşturan değerleri araştırır. Yani, insanın yaşamı boyunca vardığı bir çok kanının kaynağı olan değerler sistemiyle ilgilenir.

1 mayıs tatil olmalı (mı?)

eratnow | 24 April 2008 14:43

1977 katliamının 5 dakika öncesi
1977 katliamının 5 dakika öncesi

dünyanın 134 ülkesinde tatil olan 1 mayıs günü bizim ülkemizde de tatil olmalı ?

kapitalizm denilen sömürgeciliğe karşı kurulmuş olan sivil toplum örgütlerinin devlet propogandası yapmasından korkulmalı mı sizce?
ülkemizde devlet işçilerinin memurlardan daha fazla maaş aldığını ve üç ayda bir olmak üzere destek paraları aldığını bunun yanında elverişsiz sağlık koşullarında çalışanlar için süt parası yoğurt parası gibi ekstra paralar ödendiğini hepimiz biliyoruz. şunu asla karıştırmamalıyız kapitalizmin doğduğu ve büyüdüğü sektör özel sektördür ve bu devlet düşmalığını gerektirmez.

kölelik

cemhani | 03 September 2007 08:11

adalar her zaman ilgimizi çeker değil mi, evet diyeceksiniz nasıl çekmezki örneğin karayipler adalar tarihte savaşçı halkların beşiğiyken hemen yanı başındaki antillerde barırçıl kabileler barındıran insanlar bulmak ne büyük tezat oluşturuyor diyeceksiniz amatıpkı karanlık ile aydınlığın yanyana olması gibi ne yazık ki en baştada sömürgeci ispanyollar kıtaya ayak bastığında şeker kamışı plantosyonlarında çalıştırmak üzere onları ve benzeri barışçıl ada halklarını köleleştirip çalıştırmış hatta bununla yetinmemiş eşya gibi görüp alıp satmış i ve hemen akla kim bu köleci toplum ve devletler sorusu akla geliyor en önemlisi köle taşıma ve toplama merkezi olarak şüphesiz büyük sömürgeci imparotorluk ingiltere ve onun liverpool kenti bu konuda üslük yaparak bu karaderili kara bahtlı insanları adeta hayvan yerine koyup azğın ticari karlarını artırmak için çoluk çoçuk ,kadın , erkek demeden milyonlarcasını amarikaya insanlık dışı koşullarda taşıyıp en az bir o kadarınıda insanlık dışı şartlar sebebi ile telef olmasına sebebiyet verdiler. şu an antiillerde karayiplarde küba da jamaikada ve hispanyola adasında gördüğümüz çikolata renkli kızlarda işte bu zavallı insanların torunları oluyor.
her ne kadar şimdi seksi bikiniler giyip bir sağa bir sola salınarak erkeklerin gözlerini yuvalarından çıkartıyorlarsa da mazileri yani bunların ataları dedeleri ve nineleri adeta sonsuz bir acı çekip sonsuz bir elemle yaşamaya bırakılmıştır. onun için diyoruzki sömürmeyin ve sömürülmenize izn vermeyin her zaman maksumun kapital insani yaşamdan çalınan parçalarla olur bunun için insanlık olarak paradan üstün değerleri hepimiz benimseyip insanlık idealleri peşinde koşmalıyız belki böylelikle bir daha bu sonsuz acıları yaşamayız ve diğer insanlarada yaşatmayız href=”http://http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%B6m%C3%BCrgecilik”>

insanat bahçeleri

funyeli abdullah | 03 May 2007 09:13

Tuareg kabilesinin sergilendiği bir gösteriye ait kartpostal
Tuareg kabilesinin sergilendiği bir gösteriye ait kartpostal

Sömürgecilik ve insan teşhiri

İnsanat bahçeleri isimlerinden de anlaşılacağı üzere insanların teşhir edildiği gösteri yerleri. Bu yerlerde teşhir edilen insanlar genellikle farklı etnik gruplardan yada yapısal olarak normlara uymayan kişilerden oluşuyor. Avrupalıların bu ilginçliklerle ilk defa karşılaşmalarının ve zihinsel olarak bu insanları aslında tam olarak insan saymamalarının müsebbibi olarak sömürgecilik insan teşhirciliğinin temelini oluşturuyor. Kristof Kolomb ve taifesinin yeni dünyada buldukları yerlileri Avrupa’ya getirip insanlara göstermeleriyle insanat bahçeleri tarih sahnesinde ilk defa vücut bulmuş oluyor. İnsanın kendinden farklı olana, ucube addettiğine olan vahşi merakı; günümüze kadar bu utanç verici mirasın taşınmasına yardımcı olmuş. İlk defa bu tarz gösterileri gerçekleştirenlerin bu insansı yaratıkların sergilenmesini herhangi bir Avrupalı insanın sergilenmesiyle aynı kefeye koymadıkları aşikar. Amerika’daki İspanyol yağmasına temel teşkil eden buralardaki yerlilerin bir ruha sahip olmadıkları iddiası, sonraları Sosyal Darwinizm ve Bilimsel Irkçılık tarafından sahiplenilmiş bu insanların ilkelliğine kanaat getirilerek ileriye götürülmüş. Sonuçta insanların teşhir edilmesi hayat tarzları arasındaki hiyerarşiye olan inanç ve kültürel farklılığa yönelen bir merakın eseri olarak halen yürürlükte.