bildirgec.org

siyah hakkında tüm yazılar

Siyah

limoncello | 03 August 2009 17:50

Kaldırımdaki çatlaklara aldırmadan hızlı adımlarla yürüyordu. Dalgındı ama nereye gittiğini biliyordu. İlk sigarasını hep evden işe yürürken içerdi. Başka da sigara işmezdi gün boyu. O çatlak kaldırımları seviyordu. Orada yürümeyi seviyordu. Yüzündeki belli belirsiz çizgilerin çoğaldığını farkederdi her sabah.
O aynaya her bakışında bir önceki çizgilerin derinleştiğini de farkederdi. Umurunda değildi bunlar. O çatlak kaldırımlarda yürümeyi seviyordu. Sevmediği pek az şey vardı. Pırasayı sevmezdi eskiden, şimdi seviyordu. Hatta bi keresinde son kez olduğunu bilemden O’na yapmıştı zeytinyağlı pırasa.
Ne yapayım akşama dediğinde bugün zeytinyağlı pırasa yapartmısın uzun zamandır yemedim demişti.
O gün zeytin yağlı pırasa yapmış akşam O’nunla beraber yemişlerdi.
İlk kez o akşam yemişti.
Ve çok beğenmişti.
Beraber gülüşmüşler, o gece beraber uyumuşlardı.
O çatlak kaldırımlarda yürümeyi seviyordu.
Gideceği yere vardığında uzun süre yere baktı. Sonra eğildi dizlerini toprağa yasladı.
Siyah ayakkabılarının topraklanmasına aldırmadı.

ÇARŞI; Bir Marka !

renklikalem | 25 July 2009 13:00

Bazen futbolun renkli ve güzel olabilmesi için futbolu izleyenlerinde bu oyuna katılması gerekir.Beşiktaş taraftarı kuşkusuz Türkiye’de futbola en olumlu yönde renk katan gruptur.”ÇARŞI her şeye karşı!” , “ÇARŞI Atatürk harici her şeye karşı!” ve “Evdeki hesap ÇARŞI’ya uymaz!” sloganları ile ülkemizde ekol haline grup aslında 1982 yılında kurulmuştur.Maçlarda gösterdiği renkli ve değişik tavırlarla, açtığı mizahi ve gerçekçi pankartlarla ve söylediği ilginç tezahüratlarla farklı olmayı amaçlamışlardır.Aslında grup, ilk taraftar dergisi olan “Forza Beşiktaş” adlı dergiyi hiç bir yayın kuruluşuna bağlı olmadan insanlara sunarak bunu göstermişlerdir.Daha fazla kanıt sunmak gerekirse; grup, “ÇARŞI Nükleer Santrallere Karşı!” ve “Nükleersiz Türkiye!” pankartları ile Nükleer Santrallere karşı olan tepkisini en iyi şekilde ortaya koymuştur.

bir din; rastafari ve bir sembol; rasta

asiti kacmis kola | 15 July 2009 16:02

“bitli turist”, “işler arap saçına döndü” gibi betimlemeleri sıkça kullanırız. bir de öyle bakkalda sokakta günün her dakikası rastlamasak da arada 1 gördüğümüz, kolaylıkla “karman çorman, odun gibi, yağlı, yapışık” olarak nitelendirebileceğimiz, kimilerine göre dahiyane, kimilerine göre saçmalık adledilen bir saç türü vardır. bakalım o saç neymiş, ne değilmiş.
rastafarianizm, etiyopyanın son kralı Haile Selassie yani Ras Tafari Makonnen’in tanrının maddeleştirilmiş şekli olduğuna inanan bir inanç biçimidir. bu inanç türü eski mısır, hristiyanlık ve yahudilik dinlerinin bir karışımıdır. bundan dolayıdır ki bu inanç sistemi kutsal halk, vadedilmiş topraklar gibi unsurları barındırır.
rastafaride kutsal 4 renk bulunur. bu renkler ve anlamları şöyledir;
-kırmızı, sarı ve yeşil renkler; etiyopya bayrağını, yani üzerinde yaşanılan toprakları,
-siyah renk ise Afrika halkını temsil eder.
kısaca rastafarianların bu 4 rengin sarıp sarmaladığı bir hayatı yaşadığını söylemek yanlış olmaz.
rastafarianlar her inanç sisteminde olduğu gibi kendilerine has yeme, içme, barınma ve sosyal düzenlemelere sahiptir ve bu düzenlemelerde eski lahit’in koyduğu kurallar çerçevesindedir. 1-2 detay vermek gerekirse; alkol kullanmazlar, domuz yemezler, tek parça olarak ölme amaçları vardır. sigara kullanımı yasak olmasına rağmen ciddi şekilde marijuana tüketirler. dini müzikleri reggea akımına ilham olmuştur. bu dine mensup en ünlü kişi; Robert Nesta Marley yani bob marleydir.
gelelim rastaya. öncelikle rastanın ismi kral Ras Tafari’nden gelir. kesin olarak bilinmese de rastanın ortaya çıkmasının 2 nedeni vardır;
1-tabiatta zorlu şartlarla mücadele eden rastafarianlar kendilerini korumaya almak için saçlarını aslan yelelerine benzetmişler ve rastayı oluşturmuşlardır.
2- inançları gereği saçlarını kesmeyen ve yıkamayan rastafarianlar bir süre sonra doğal bir şekilde rasta saç modelini geliştirmişlerdir.
saç modeli kelimesinin üzerinde dikkatle durmak istiyorum. günümüzde rasta ülkemizde yavaş yavaş yayılan, dünyayı çoktan saran bir saç modelidir.
yapılışına gelince rasta; saçları rasta 2 ile 4 cm aralıklarla ayırmak, ayırılan saçları tersine taramak suretiyle tiftiklemek ve balmumu ile saçı sıvamak şeklinde yapılır. kulağa kolay gelse de “evde denemeyiniz” demeden edemeyeceğim.
rastaya dair 1-2 site verip yarım günde kirlendiğini hissettiğim saçlarımı yıkamak üzere huzurunuzdan çekiliyorum.
1
2
3
4

Michael Jackson saati mi?

onogono | 14 July 2009 18:33

Kibardin Design tarafından tasarlanan ve dört adet OLED rakamdan oluşan bu konsept saat, üzerindeki ışık sensörleri sayesinde gündüz siyah, gece ise beyaz gösteriyor.

Siyahtan beyaza geçiş bize Michael Jackson’ı hatırlatsa da, ikisi arasında bir bağlantı kurmaya çalışmak boşuna. Neticede bu sadece hoş tasarımlı bir saat.

Efsanenin Devamı: Nokia 6600i Slide

geceyazankedi | 13 July 2009 09:46

Efsanenin ismini yaşatıp yeni bir üye yaratılabilir mi? Emin olmamakla birlikte Nokia’nın 6600‘ın model numarasını bir kez daha kullandığını görmek dahi nostalji yaratıyor 3-4 sene öncesine dair.

Şirketin yakın zamanda tanıtımını yapmış olduğu Nokia 6600i Slide, şimdilerde piyasalara çıkabilmek için gün sayıyor. Nokia’nın sevmediği bir konu olarak bildiğimiz kızaklı telefonlar çeşit olsun diye mi bilinmez ama bu modelde kullanılmış. Zarif görünümünün eşliğinde sağlam dış yapıyla üretilmiş bu telefonun sanılanın aksine sadece görüntüden ibaret değil. Birçok telefonda 3.2mp ile sınırlı tutulan kamera özelliği 5mp gibi çok iyi bir değerde seçilmiş. Gümüş ve siyah renk seçenekleriyle sunulmuş telefonun teknik özellikleri ise bol ve nitelikli :

Siyah Beyaz Fotoğrafları Renklendirme

fistikfistik | 15 June 2009 16:39

Merhaba,
Elimde 1950’li yıllardan kalma siyah beyaz fotoğraflar mevcut bunları photshop ya da farklı bir yöntem ile nasıl renklendirebilirim?
Yardımcı olursanız sevinirim.
Selamlar,

Siyah Beyaz düşlerim..

basche | 14 November 2008 14:17

Düşünmekten başka hiç bir şey yapamazsınız ve düşünmek en berbat iştir o halde ve durumda. Gözlerini kapa ve hatırla, detayları hissedebilirsin. Kelimelere dökmeyi umursamadığın küçük parçaları, bir zamanlar yaşadığını ve istemesen bile bu uç noktaları hissedebilirsin. Bunları bir araya getirirsin ve bir insanı hissedersin. Onu ne kadar özlediğini anlamaya yetecek kadar. Ve onları senden uzaklaştıran insandan, kendinden ne kadar nefret ettiğini anlarsın…

Düşün, hayatın boyunca kaç kez bir olaya nokta koydun. Nokta koyarken neye güvendin. Aklına mı, kalbine mi, yoksa bir inat uğruna mı oldu olan biten her şey. Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsin; onları sadece geriye baktığında birleştirebilirsin. Koyduğun noktaların gelecekte bir yerde bir şekilde birleşeceğine inanman gerekiyor. Ve bunu bir şeye güvenerek yapmalısın; cesaretine, kaderine, hayata, karmaya herhangi bir şeye. Noktaların ileride birleşeceğine inanmak, sana kalbinin sesini dinleme rahatlığı verir. Kalbinin sesi, hiç onu duydun mu? Kalbinin söylediklerine kulak verdin mi, yoksa onu aklından geldiği gibi yönetmeyi mi tercih ettin. Onu yönetmeyi tercih ettin, bu senin doğrundu. Bu gerçekten doğru olan mıydı? Gülüyorsun, gülümsüyorsun. Bu sefer aklın kalbine hükmedemiyor. Çünkü artık her şeyin farkındasın. Kendini kandıramıyorsun ve yalnızsın.

USB den güç alarak neler yapamayabiliriz ki?

basche | 04 November 2008 15:01

evet, güç kaynağımızı usb den laptopunuzdan yada masaüstü bilgisayarınızdan alarak, basit ama bir o kadarda faydalı makinalar yapabiliriz. öncelikle usb den elektrik nasıl çekilir onu anlatacağım.
mp3 playerımızın, dijital fotoğraf makinamızın, cep telefonumuzun vs. bilgisayar usb kablosu kablosu vardır. evet aklınıza gelen o kablo. bir ucunu bilgisayarımıza diğerini elektronik eşyamıza bağladığımız kablo. onu bir kesici ile ile kesiyoruz.

kestiğimiz usb kablo
kestiğimiz usb kablo

daha sonra kablonun içinde 4 farklı renkte tel geçtiğini göreceksiniz. kırmızı, siyah, yeşil ve beyaz. yeşil ve beyaz bizi ilgilendirmiyor. kırmızı ve siyah olan (+) ve (-) kutup noktalarımız.

4 farklı renk tel
4 farklı renk tel

eğer usb yi bilgisayar bağlarsanız ve multimetrenizde varsa kablolardan yaklasık 5 voltluk güç olduğunu göreceksiniz. bunu basit bir şekilde kabloları dilinize deydirerekde anlayabilirsiniz:)
şimdi ne yapmak istiyorsunuz. buna karar vermelisiniz. sıcak havalar için küçük bi vantilatör, gece çalışmak için led ışık yada masanız için süs amaçlı yaptığınız led küpü. buradan sonrası sizin hayalgücünüze kalıyor. benden çok çabuk biten pillere alternatif güç kaynağınız, gerisi sizden..