bildirgec.org

siirimsi hakkında tüm yazılar

Bilemediğim

fevkulbeser | 08 July 2008 14:17

Bıçağın keskin tarafı ayaklarımın altında
Büyütürken yaramı
Olmayan ellerin sıkarken boğazımı
Kocaman bir bez parçası tıkamışken ağzımı
Kollarım bağlı iken halatlarla bu kör karanlık odada
İznim bile yokken duymaya sesleri
Gözlerimdeki karınca yuvasından çıkan karıncalar; girmeye başlarken burnumdan
Delinen parmak uçlarımdan sızan kan damlaları akarken soğuk beton zemine
Duyamasam da seslerini
Hiçbir şey giremeyecek kafama senden başka
Ama ne yazık ki ben ölürken bu kör karanlık odada
Mezarımın nerde bile olduğunu bilmeyecek olan sen
Bir gün bir film izleyip yaşlar dökülürken gözünden
Bir ürperti hissedeceksin sırtında…

anlam(sız)

morfik | 04 July 2008 10:29

toprak ölü
şairler idamsı
yalnızlıklar çoğul…

ne zaman dinecek bu ağrı??

üşenmesem öleceğim.

AŞK__ SA, NE RENKTİR?…

siirimsi | 06 April 2008 13:08

AŞK__ SA, NE RENKTİR?…

Şimdi size aşktan bahsedeceğim… Gidip de dönmeyenden, arkasına bakmadan yürüyenden, güneşe sırtını dönüp aya yüz sürenden, ne gidebilen, ne kalabilenden, yaşanmış ve yaşanılamamış sevdalardan, sevda deyip de geçilmeyenden söz edeceğim… Belki dokunmadan yüreğinize, gözlerinizden süzülüverecek ahlar, belki bir parça olup akıp gidecek birkaç dakikası yaşamın içinde, var olacak belki yoksulluğunuz… Belki belli belirsiz bir gülümseme yerleşecek dudaklarınıza… Eğer başlayışla bitiş arasındaki o çizgiyi yaşamışsanız, ‘tabii varsa?’ diyeceksiniz… Neredeyse?..

şiir kırıldı.

dasein | 15 March 2008 13:00

kararmış kedi
çöp arabasını itelerken,
ben bir itkiyim dedi muz kovası.
onları buraya ben eşedim dedi hanım demirlik.
herkes bana küs ama dedi yazar.
sen nesin ki dedi cevap.
sen sus dedi susmak eylemi
ve böylece kabuklandı şiirler.
kimse artıbir şey beklemedi.
iyi ki kapandı dedi. şiirler. şair.
çok üzüntü biriktiremiyordum.

KADINIM, KİMSEYE BENZEMEZ, YOKSULLUĞUM

siirimsi | 08 November 2007 09:14

KADINIM
KADINIM

Kadınım,

Yüreğim ipekten yumuşak, pamuk kadar beyaz, çiçek

kadar saf ve temiz…Ne sandığınız kadar masumum,

ne de düşünemediğiniz kadar güçlü…Yakama yapışınca

kederler,olumsuzluklar geldikçe peşim sıra, daha bir

bileyilenir sadece, yaşama tutunma umudum. Sizler gibi

değilim, bencilliği nefessizlik bilirim… Kaçmasını ,

saklanmasını, yok_ muş çasına yaşamasını ben, bilirim…

Saklanmak yok olmaktır, kendini hiçe saymaktır,

Sen ve Ben

siirimsi | 17 October 2007 13:17

  • Sen ve Ben

    İKİ ŞİİRDE KALDI

    YAŞAMIŞLIĞIM,

    BİRİ SEN’ DE BİRİKTİ,

    BİRİ BEN’ DE

    YİTİP GİTTİ……

* # Sen uzun günlerde kaldın, uzak yollara yürüdün hep…

Sıcak günlere sakladın sevincini, yeniden doğmuşluğunu

biriktirdin yüreğine…Yüzüne yapıştı mevsimler, inadına

hüzün yaşatmadın içinde.Hiç bir gülümsemek yakışmamıştır

sendeki kadar, güzellik katmamıştır filizlenmiş beşinci

HARİTA

asiti kacmis kola | 19 July 2007 15:58

HARİTA
HARİTA

Kayıp bir hazine haritasıydı: AŞK.
Aşkı bulma çabasıydı: HAYAT.
Hayatı takip etme aynasıydı: ZAMAN.
Zamanı akıtmasıydı: SAAT.
Saati sorgulamasıydı: AKIL.
Aklı kullanmasıydı: İNAT.
İnadı kırmasıydı: İTAAT.
İtaate boyun eğmesiydi: ÇARE.
Çareyi terk etmesiydi: İSYAN.
İsyanı süslemesiydi: EYLEM.
Eyleme katılmasıydı: DÜŞÜNCE.
Düşünceyi yok saymasıydı: SORUN.
Sorunu halletmesiydi: KİBİR.
Kibrini yaşatmasıydı: NEFİS.
Nefsine zor kullanmasıydı: SİLAH.
Silahı ateşlemesiydi: TUTKU.
Tutkuyu körüklemesiydi: İNTİKAM.
İntikamı engellemesiydi: VİCDAN.
Vicdanı öldürmesiydi: ENGEL.
Engeli aşmasıydı: GÜÇ.
Gücü sorgulamasıydı: BEYİN.
Beyni yormasıydı: SEBEP.
Sebebi bulmasıydı: SÖZ.
Sözü kullanmasıydı: ÇIKAR.
Çıkarı düşünmesiydi: BENCİL.
Bencili unutmasıydı: DOĞRU.
Doğruyu savunmasıydı: AŞK.

MİNİK KIRMIZI JAPON BALIĞI

asiti kacmis kola | 27 October 2006 15:36

Kazanmak gerekmez bazen.
Ölüme dair kısa metrajlı
film senaryoları geçer aklından,
gecenin ürpertisiyle sarsılıp,
sırtında gecenin
soğukluğunu hissederken.
İçinde bir yer titrer.
Emaneten aldığın her nefes,
geri iade edilmeyi bekler.
Galip gelmek,
akla gelen en son şeydir bazen,
sırtında bir savaş komutanın
kanlı zırhını taşırken.
Ağır gelir sana zırh,
ağır gelir yaşamak.
Birilerini aşka dair
yüreklendiremezsin,
Sende olmayan şeyi,
bir başkasına veremezsin.
Bazen hayatta kalmaktır
hayattan tek istediğin.
Ve işte ayaklarının altında
en değerli hazine:
HAYAT.
Yaşamak isteyeceksin bazen.
Kirli akvaryumunda soluk almaya çalışan,
minik kırmızı japon balığısın sen.
ötesini boş ver.

isimsiz kavga

| 25 October 2006 20:34

İsimsiz kavga

İstiyorum ki
Bir daha duymayayım sesinizi
Camın parlaklığında kayıp giden
Despot bir dudak çizgisi
Kuklalar kırgın
Yeşil ipleri
Ki elleri tanrının
Habersiz ansızın başlayan bir yağmur gibi
İlk yıldırım
İlk söz
Bugün de kötü başladık gene
Görünmez saatler
Hiç bitmeyecek bir kavgaya inat
Yazılan bu şiir.
İşte!
Tam!
Burada!
Bitmeli!

Yıllar önce felsefe hocasının biri sınıfa sormuştu; “ne yapmak istiyorsunuz bu hayatta” diye. Herkesin aklında bir şeyler vardı elbette ama bir kişi bile çıkıp kesin bir şekilde, altını çize çize yada gözleri parlayarak ben şunu yapmak istiyorum örtmenim diyememişti. Gerçekten de o sınıfta, hedeflediği hayatı yaşayacak olanlar vardı ve şu anda, onların çok ama çok mutlu insanlar olduklarına eminim ama galiba o anda bu basit sorunun altındaki asıl anlamı kimsenin kafası alamamıştı. Çünkü kadın, kimler mühendis olmak istiyor yada pilot olacaklar parmak kaldırsın dememişti. Bu soruya kesin bir cevap verilebilir çünkü. Ancak, bu hayatta ne yapmak istiyorsunuz sorusunun altında ölümden sonrası da vardı. Asıl soru biz öldükten sonra ardımızda bırakacağınız hayatta nerede olmak istediğimizdi. En azından ben öyle sormuştum kendime. Ben öldükten sonra, başımın hizasına çakacakları taştan başka bir şey olmalı diye düşünmüştüm. Hala da öyle düşünüyorum.