İsimsiz kavgaİstiyorum kiBir daha duymayayım sesiniziCamın parlaklığında kayıp gidenDespot bir dudak çizgisiKuklalar kırgınYeşil ipleriKi elleri tanrınınHabersiz ansızın başlayan bir yağmur gibiİlk yıldırımİlk sözBugün de kötü başladık geneGörünmez saatlerHiç bitmeyecek bir kavgaya inatYazılan bu şiir.İşte!Tam!Burada!Bitmeli!Yıllar önce felsefe hocasının biri sınıfa sormuştu; “ne yapmak istiyorsunuz bu hayatta” diye. Herkesin aklında bir şeyler vardı elbette ama bir kişi bile çıkıp kesin bir şekilde, altını çize çize yada gözleri parlayarak ben şunu yapmak istiyorum örtmenim diyememişti. Gerçekten de o sınıfta, hedeflediği hayatı yaşayacak olanlar vardı ve şu anda, onların çok ama çok mutlu insanlar olduklarına eminim ama galiba o anda bu basit sorunun altındaki asıl anlamı kimsenin kafası alamamıştı. Çünkü kadın, kimler mühendis olmak istiyor yada pilot olacaklar parmak kaldırsın dememişti. Bu soruya kesin bir cevap verilebilir çünkü. Ancak, bu hayatta ne yapmak istiyorsunuz sorusunun altında ölümden sonrası da vardı. Asıl soru biz öldükten sonra ardımızda bırakacağınız hayatta nerede olmak istediğimizdi. En azından ben öyle sormuştum kendime. Ben öldükten sonra, başımın hizasına çakacakları taştan başka bir şey olmalı diye düşünmüştüm. Hala da öyle düşünüyorum.