bildirgec.org

şiir hakkında tüm yazılar

eşittir kalan

faraza | 06 April 2010 11:08

iki ayrı düş…
ortak bir payda.
buluşma yerinde,
elin elimde.
O an;
bir başkayız, sanki biriz.
yabancı bir huzur içimde,
değişik bir armoni.
alkış yerine gözden yaş getirdi,
böyle bitmese,
daha iyiydi bu seramoni.

bir ilüzyonsun.
başını sonunu karıştırdığım,
bir yol;
yürümek,ilerlemek isterdim oysa,
kaybolmak pahasına sana karışırdım.

ellerimiz ayrıldı,
payımıza düşen yalnızlık:
ihtiyar bir bunak,
huysuz ve histerik.
düşler düşe düşe öldüler.
paylarımız küçüldü artık.
iki basit kesiriz!
birisi için.

Kitap yazdım, yayınevi arıyorum

ServerOz | 04 April 2010 14:54

Yeni yazarlara kitaplarını bastırıp yayınlatma fırsatı sunan, iuniverse.com, lulu.com gibi yabancı yayınevlerinin Türkiye şubesi olduğu hissi uyandıran yayınevi. Destekli Kişisel Yayıncılık diyorlar bu hizmete (tahmin edeyim Supported Self Publishing’den geliyor). Lakin havaları, üslupları falan gayet hoş, profesyonel bir yayınevi belli ki. Roman dosyanız, şiirleriniz, denemeleriniz varsa ve bunları artık kitaplaştırayım, kitabım idefiks’de, netkitap’da ya da d&r, remzi gibi kitabevlerinde satılsın diyorsanız deneyebilirsiniz.

Cinius Yayınları
Cinius Yayınları

GÜZEL OLURDU…

il mare | 26 March 2010 12:45

göz alıcı;çünkü çok renkli
göz alıcı;çünkü çok renkli

Bir trenddir gidiyor,şimdi tüm dizilerde millet illa birbirini aldatıyor,bacısına bilmem nesine yan gözle bakıyor.

Aşkı Memnu ile başladı,Behlül amcasının karısına baktı,

Ondan önce Kavak Yelleri vardı, orda kim kiminle ne yaptı,zaten belli değil..

Yaprak Dökümü’nde Leyla ile Necla ortalarına tek bir adam aldı, yeri geldi Leyla sardı yeri geldi Necla bağrına bastı, ama Oğuz’a bir şey olmadı.

Rindlerin Akşamı (Dönülmez Akşamın Ufkundayız) Güfte:Yahya Kemal Beyatlı,Beste:Münir Nurettin Selçuk

sinjob | 22 March 2010 18:05

Bilmem ki dünyaya bir Yahya Kemal ve bir Münir Nurettin daha gelir mi? Şüphesiz biri edebiyatın zirvesi diğeri musikinin…Her dinlediğimde ruhumda fırtınalar koparan ‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız’adlı eser, bu iki büyük şahsiyeti bir araya getiren emsalsiz bir örnektir.Güftesi,Yahya Kemal Beyatlı‘ya ait eser,Türk Sanat Musikisi’nin son büyük üstadı Münir Nurettin Selçuk‘un bestesi ve yorumu ile ölümsüzleşmiştir.

Münir Nurettin SELÇUK
Münir Nurettin SELÇUK

”Rindlerin Akşamı” Yahya Kemal‘in rindler serisinin ikinci şiiridir.Yahya Kemal‘in ve Münir Nurettin‘in hayatlarını uzun uzun anlatmak fikrinde değilim ve isimlere eklediğim linklerden isteyen bilgi edinebilir.

‘Rindlerin Akşamı’
hayatının sonuna geldiğini farkeden bir insanın o anki duygularını anlatmaktadır.

bahar gelmeden bahar yazısı

nazokiraze | 09 March 2010 12:32

“Damlardaki kar, saçaklardaki buz
Kanı kaynayan suya dar geliyor.
Haberin var mı, oluklardan sonsuz
Akan su sesinde bahar geliyor”
Cahit Sıtkı Tarancı

Mart’ın kapıdan baktırıp olmadık yerlerimizi dondurduğu şu soğuk havaya ve bir haftadır ciğerlerime inen boğaz enfeksiyonundan tam anlamıyla kurtulmamış olmama rağmen hatta kışı çok çok sevmeme rağmen yine de baharın gelişinin yaklaşması içimi kıpır kıpır ediyor.

Evelikdenilen ot çeşidi genellikle yapraklarının ve sapının tuzlanması şeklinde yenir, baharda tüketilen bu bitki çorbalara konur.Aslında bahar gelince yenilebilir otların çoğu kendini göstermeye başlar.Genellikle benim gibi kış günü eve domates, biber,patlıcan gibi yaz besinlerini sokmayan kurufasülye, kapuska,karnabahar , nohut türü yiyeceklerden sıkılanlar için bahar yeni bir dönemdemektir.Enginar, çilek, can eriği insanı o biçim heyecanlandırıyor.(baharda ot yemeli)

OTURUP KENDİME BİR MEKTUP YAZDIM

sonbahar kizili | 09 March 2010 11:42

Yıldızsız bir geceydi… Yalnızdım, üşüyordum. Dışarıda deli bir rüzgâr, yüreğimde hüzün vardı. Hasretinin en dayanılmaz olduğu yerde, istemeden gitti ellerim eski resimlerine… Saatlerce baktım her birine… Ne güzel gülümsüyordun ne güzel, ayrılmayacaktık sanki günün birinde…
Çekip o resimlerden çıkardım seni
Duruldu birden gülümsemen.
Olsun gelmiştin ya bana… İşte ellerin, işte gözlerin… Yanımdaydın.
Nerelerdeydin, dedim yıllardır neredeydin?
Hiçbir şey söylemedin.
Bir mektup da mı yazamazdın? Öyle çok bekledim ki…
Üzüldün, yere eğdin başını. Tekrar gittin fotoğrafların arasına, tozlu albüm sayfalarına… Ve yeniden gülümsedin bana…
Biliyor musun? Kimse bana mektup yazmadı… Hep ben yazdım, hep ben yolladım cevabı gelmeyen mektupları.
Ve o gece sevgilim farklı bir şey yaptım.
Oturup kendime bir mektup yazdım.
Dışarıda yağmur başlamıştı. Şemsiyesiz çıktım sokaklara… Avarece dolaştım kentin ıslak kaldırımlarında… Uzak bir yerlerde en çok sevdiğim şarkı çalıyordu.
Hiç yürümedik seninle şöyle yağmurda,
Hiç ıslanmadık birlikte…
El ele tutuşup koşmadık mesela, yetişmek için kalkmakta olan bir vapura…
Denize taş atmadık, martılara simit vermedik.
Bir kış günü vapur güvertesinde bir bardak sıcak çay içmedik..
Kırlarda çiçek toplamadık hatta…
Hatta hiç çiçek vermedin sen bana.
Ne çok şey varmış yaşanmamış, her şey yaşanıp bitti sandığımızda.
Koşa koşa gittim köşedeki çiçekçiye… Gül istiyorum, dedim “kırmızı gül”.
Çiçekçi gülerek baktı suratıma, “ıslanmışsınız” dedi “hayrola”?
Belki de deli sandı beni. Kim gelirdi ki akşamın dokuzunda, bu yağmurda bir tek gül için ona…
Biliyor musun? Kimse çiçek vermedi bana…
Ve ben o gece farklı bir şey yaptım. Kendime kırmızı bir gül aldım. Sonra okşadım ve öptüm onu
Ve o gece
Ben o çiçeği
Sen vermişsin gibi defalarca kokladım… Senin yerine bastım bağrıma… O çiçekle uyudum sabaha kadar
Ve sabah uyanıp farklı bir şey yaptım.
Hep başkalarına yazmıştım şimdiye dek
İlk defa kendime bir şiir yazdım…

kuruntu

faraza | 06 March 2010 10:50

http://nemesis2207.freeservers.com
http://nemesis2207.freeservers.com

Ne kadar kaçarsan kaç
Hep öyle kalacak sende
Yüreğine inen perdeyi
Başkası kaldırabilir mi?

Ne kadar susarsan sus
Bir anlık sessizlik ve sis
İçimde ölüyorken sözlerin
Sen hayat bulabilir misin?

Ne kadar beklersen bekle
Kaçırdığımız aşk gelir mi?
Yarınımda düşlenmiyorsan
Bugünümde olabilir misin?

Ne kadar derinleşirse derinleşsin
Sen benzemessin bir oyuğa
İçimi sızlatan benden gitmeyişin
Bir saniye! Sen ev sahibi olmayabilirsin.

BULANTI

il mare | 03 March 2010 09:41

Bugün seni kim seviyor,öğren.
Kaç kişi gezinmiş saifanı,tıkla hemen.
Ne zaman öleceğini mi merak ediyorsun,doğru yerdesin…

Ali sana gül yolladı,

Veli sana sarıldı,

Ayşe ayıcık gönderdi,

Fatma da öpücük.

Bu mesajı 15 kişiye yolla,

Yollamazsan…

nası akrostişş yaptınız öleee???
nası akrostişş yaptınız öleee???

Flash tv, sabah kuşağını bilmiyorum.Öğleni de.

Akşama doğru bir curcuna,şarkı türkü. Bi taraflarını, parıldayan aptal elbiselerin içinde sallayan boya kutusu hatunlar… Kolbastı vardı bi ara her açtığımda,şimdilerde yok gibi.. Mide bulantısı sebebi.
Daha geç vakit;bir adam.Bir de kadın..Rastgeldiğim vakit hep böyleydi yayın.
Yapma bir sızlanış kadında. Gözlerindeki yapma acı,sadece bağırdığında.Kasıyor ya kendini;gözlerindeki o ifade de işte,kasmaktan.Yaş falan da yok zaten.
Susuyor sonra bir ara,nefes alıyor az. Yoruldu çok,dinlensin biraz. Susmak televizyonda haramdır,günahtır. İşte tam da burda araya giren küfürler,avuçları kaşındırırrr.. Hatırr hatırrrrrr…

SURET-İ AYİNE

sevde837 | 26 February 2010 11:33

Suret-i Ayine
Suret-i Ayine

güneşe düştüğünde yansıman,
aynanın yönüne dön ruhunu.
belki bir üçlemedir sandığın, üç ışık süzmesinde alkışlanan
korkma…
gördüğün suret bir köre emanetken,
kandır kandırabildiğin tüm görmezden gelinenleri.
adını her ne koyarsan koy,
bir Yaratan’dan ibarettir yaratılış!
amma kör amma topal.
hepi topu bir nefes, tutulan aynaya buğu bırakmazken
son buluverir anda.

26/02/2010

Güzel Şiir

Yuzeysel Fikirler | 18 February 2010 09:33

en güzeli nedir,
bilir misin?
güzeller güzeli
olabilir misin?

yarım kalmış bir yarın
kenarındayım yar’ın
diğer adını yâr’ın
bulabilir misin?

ve sen,
en güzel yerinde uykumu bölen
seven,
sevilen;
sevdiren olabilir misin?