bildirgec.org

seyahat hakkında tüm yazılar

360 derece dünya turu imkanı sunan siteler

tembelyarasa | 06 September 2010 15:12

gezmekten hoşlanıyor ve vakit bulamıyor musunuz?
merak etmeyin yalnız değilsiniz çözümü yazının devamında… fotoğraflara bakmaktan, yeni yerler görmekten hoşlanıyorsanız da bu yazı tam size göre. çünkü dünyanın çeşitli yerlerinde çekilmiş birbirinden kaliteli panoramik fotoğrafları barındıran web sitelerini inceleyeceğim, eğlendirici ve bilgilendirici olması dileğiyle.


360Cities

360 cities bu alanda oldukça kapsamlı sitelerden biri. dünyanın çeşitli yerlerinde çekilmiş 360 derece panoramik fotoğrafları görebilirsiniz. sitenin ziyaretçilerine önerdiği iki sayfa var;
1.dünyanın panorama haritası
2.fotoğrafçının haritası
bunları da sizinle paylaşalım.

Panoramas.dk

Panoramas.dk Hans Nyberg adlı sanatçının çalıştığı web sitesi. bu kişi panoramik fotoğraflar çekmekten ve hazırlamaktan büyük keyif aldığını belirtmiş şu sıralar büyük kanyon‘da fotoğrafçılık çalışmalarına devam ediyor. siteye buradan ulaşabilirsiniz.

2010 yılının en iyi 50 web sitesi

mentira | 31 August 2010 22:00

time sitesinde 2010 yılının en iyi 50 sitesini seçmiş ve yayınlamış. kategorilerine göre 2010 yılının en iyi 50 sitesi şunlarmış.

Müzik & Video
Vimeo
Movieclips
Grooveshark
MOG
Labuat

Spor
Sports-Reference
Rotoworld
Yardbarker
Total Pro Sports
Citizen Sports

Aile & Çocuklar
Design Mom
Serious Eats
Babble
Etsy
Sesame Street

Haber & Bilgi
Guardian
The Onion
The Daily Beast
National Geographic
WikiLeaks

Finans & Verimlilik
Mint
Wikinvest
StockMapper
Springpad
Wakerupper

AYN RAND’IN BAHANESİ

il mare | 31 August 2010 09:18

Bahanelerden ibaret olduğumuzu söylüyor Ayn Rand.Kabul etmek istemediklerimizi bahaneler aracılığıyla kabul edilebilir hale getirmeye çalıştığımızı,kendimizi kandırıp kendimize göre realiteler yarattığımızı…

Haklı,fakat belirsiz,anlamsız bir dünyanın içindeyken ve asıl anlamı ortaya çıkaracak ölüm niyetine bir yaşama bahanesinin içindeyken biz, bu bahanelerin alt kümeleri diğer tüm küçük bahaneler eleştirilmek için fazla masum değil mi?

Misal;
Uzun bir süreliğine başka bir ülkeye gideceksin,istediğin zaman dokunamayacak kadar uzak olacaksın sevdiklerine.Biliyorsun ki onların yanında olmak her ölümü korkusuz kılar, fakat ellerini bıraktığın vakit, birlikte ölmekten çekinmeyeceğin insanların ölüm korkuları sarar dört bir yanını. Gidersin gene de ama,caymazsın,istiyorsundur çünkü.Ya sen yokken onlara bir şey olursa,ülkende beklenen yüksek şiddetli bir deprem mesela,ilan edilmiyor mu peşinen avaz avaz? Ama ne yapıyorsun,kulaklarını tıkama bahaneni kullanıyorsun.Sanki ölüm yokmuş,ne kadar uzağa gitsen de onlara hep yakınmışsın gibi düşünmeye odaklanıyorsun. Ölümü inkar etmek için,kendine bir realite oluşturuyorsun, İhtimallerin hepsini doğduklarına pişman ediyor,hepsini feci şekilde azarlıyorsun. Bir bilgisayar oyunundaymışsın gibi, içindeki çukurlardan çıkan biçimsiz canavarların kafalarına,daha belirmelerine izin vermeden elindeki balyozla sağlam darbeler indiriyorsun. Game,başarısızca overlandığı zaman da kadere sığınıyor,alışılır diyorsun,insanım diyorsun. İnsan olma bahanesini kalbine kan diye pompalıyorsun.

Milplus Uçak Bileti Bedava Uçak Bilet Kampanyası

NLPMaster | 06 August 2010 12:54

Vakıfbank milplus uygulaması ile bedava uçak bileti kazandırıyor.

Vakıfbank Milplus uçak bileti uygulaması ile world puanlarınızı kullanarak bedava uçak bileti alabilirsiniz.
Eğer puanlarınız yetmezse Avans Milpuan uygulaması ile yine de biletinizi alabiliyorsunuz. Puanları 1 yıl içerisinde geri ödemeniz gerekiyor.

Vakıfbank Milplus tatil kampanyaları ile bedava Amerika uçak bileti ya da bedava avrupa uçak bileti ya da en ucuz bodrum uçak bileti alabilirsiniz.
Kampanya bilgileri şu şekilde:
Avans Mil puan
En ucuz Amerika Bileti
En ucuz Avrupa Bileti
Bedava Bodrum Bileti
Milplus Kampanya Koşulları

adios Premium

simetra | 10 June 2010 11:12

Yapı Kredi, premium seyahat etmek isteyenler için yepyeni bir kart çıkarmış. adios Premium. Kart, özellikleriyle birlikte site tasarımıyla da dikkatleri çekiyor. MagiClick Digital Solutions tarafından hazırlanan site, hem yaratıcı hem de iddialı. Aranan içeriğe kolayca ulaşım rahatlığıyla da oldukça kullanışlı.

Kısacası seyahat etmeyi seviyor ve seyahatlerinizi özel bir deneyime çevirmek istiyorsanız mutlaka siteye göz atmalısınız.

J&B ile Beyrut’ta parti başlıyor

balkabaa | 05 May 2010 17:10

“Start A Party” sloganıyla efsanevi partiler düzenleyen dünyanın bir numaralı parti viskisi J&B®, bu kez disko topunu medeniyetin doğduğu topraklara; Lübnan’a taşıyor… J&B, antik Byblos kentinde 12 Haziran’da gerçekleşecek partiye Türkiye’den 20 tüketicisini de götürüyor. Bunun için yapılması gereken tek şey www.beyrutagidiyoruz.com a girip sanal dünyadaki mekanın kapısını ikna etmek. Bir ipucu verelim “Bir arkadaşa bakıp çıkıcam…” işe yaramıyor. En yaratıcı cümleyi söyleyip Istanbul’un en seçkin, en tecrübeli doormanlerinden oluşacak jüriyi ikna eden 10 kişi bir arkadaşıyla birlikte bu efsanevi partiye ve 3 gün sürecek Lübnan gezisine katılıyor. İlk 10.000 kişi içerisinde her 50. kişiye de kendi partinizi başlatmak için gerekli herşeyi içeren bir J&B parti paketi hediye ediliyor.

O – 4

admin | 01 December 2009 14:01

Yeniden uyandı. Mavi bir ışık. Tek gördüğü buydu. Işığın içinde kıpırdayan silüetleri farkederken ilk düşüncelerini de oluşturmaya başlamıştı. Gördükleri yavaşça netleşiyor, konuşma sesleri buna eşlik ediyordu. Seslerdeki anlamsızlık içini ürpertmişti. Eskiden bir ara, anlamsız sözcükler türetip, bunlara farklı anlamlar yükleyerek şifreli bir konuşma şekli ortaya çıkartmaya çalışmıştı. Bu sesler ona bunu hatırlattı. Geldiği yerde tek bir lisan var olduğu için farklı dillerin algısında karşılığı yoktu.

Yavaş yavaş tüm vücudunu saran bir acının varlığını hissetmeye başladı. Bu acıyla birlikte sanki zihnindeki tüm açıklık ortaya çıkıyordu. Etrafı tamamen net bir şekilde görmeye başladığında ise şaşkınlıktan donup kaldı. Ders kitaplarının içindeydi adeta. Milyonlarca yıl önce Pladeba’da yaşayıp yok olan bir ırkı oluşturan canlılardı bunlar. Ya da şaşırtıcı derecede benziyorlardı.

Arabayla Avrupa seyahati ??

JaCaN | 01 December 2009 11:42

Merhaba, 3 arkadaş Türkiye’den Polonya’ya arabamızla gitmek istiyoruz..

Daha önce böyle bir deneyim yaşamış / çevresinde yaşayan var mı?

Mesela,

1-Hangi ülkeler üzerinden gitmeliyiz?
2-Bulgarlar ya da Sırplar gerçekten bizlere karşı katı mı?
3-Geçiceğimiz her ülkeden vize almak zorunda mıyız? (Mesela Macaristan ve Sırbistan AB üyesi değil)
4-Bu vize transit vize mi olucak? (Transit vize böyle durumlar için mi alınır sorunsalı)
5-Kaç saat sürma olasılığı var?
6-Şubatta gidicez, yollarda çok sorun olur mu?
7-Yanımızda yol için neler götürsek?

Şimdiden teşekkürler..

Olağandışı Bir Müze “Sherlock Holmes”

yavuz ile | 31 October 2009 15:19

Londra’ya gitme şansı bulabilenlerin mutlaka uğradığı bir müze vardır. Aslında bana göre bir müzeden öte sadece bir sergi. Madame Taussod’un Mumya Heykeller Müzesi (sergisi).
Eğer sizde benim gibi turlarla gezmeyi sevmeyen, kendi kaybolup kendi başının çaresine bakmayı sevenlerdenseniz o zaman sizi çok daha ilgi çekici bir çok süprizle karşı karşıya bulacaksınızdır.
Baker Street merkez Londra’nın en bilindik caddelerinden birisi. Burayı ünlü kılan en önemli olgu ise sanırım Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes öykülerinin değişmez adresi olması. Cadde boyunca ilerlediğinizde müzeyi bulma endişesine düşerseniz etrafınıza bakınıp eski tarz Scotland Yard üniforması giyen bir bir polis bulmanız yeterli. Müzeye girmek istediğinizde sze nazikçe müzeye girmek için yan taraftaki küçük dükkandan bilet almanız gerektiğini söyleyecektir. O küçük dükkan ises ayrı bir fenomen bence. Her müzenin alışılagelmiş hatıra eşyaları satan bir kısmı mutlaka olacak. Ama bu dükkanda sizi 19. Yüzyıl kıyafetleriyle karşılayan genç İngiliz kadınları ve kasada ise o saç ve makyaj stiliyle o dönemden kopmayacağını ısrarla vurgulayan başka bir güzel ve ilginç İngiliz kadını durmakta.
Madame Taussod müzesi 30 poundlar civarında ücret ödemekten kaçtığıma çok seviniyorum buraya gelince. Çünkü sadece 6 pounda daha özgün ve müzeyi andıran bir yapıda bulunacağımı anlıyorum.
Müzeden içeri girdiğinizde sizi eski tarz bir İngiliz evinin yıpranmış merdivenleri karşılıyor. Her basamağını tırmanırken çıkan sesler ve müzenin tenhalığı ürkütüyor. Merdivenler sonunda ise karşıma çıkan ilk odaya girmek isterken karşılaştığım manzara ise daha ilginç. Eski tarz siyah bir elbise ve fötr şapka takmış saçı ve bıyıkları bembeyaz yaşlı bir adam koltuğa uzanmış yatıyor. Bütün dünyadaki özgün mumya heykellerden biri olup olmadığı anlamaya çalışırken hareketsiz beden sessizliği bölen bir öksürükle kendine geliyor.(bu arada bende olduğumda yerde zıplıyorum ) . Gözlerini örten şapkasını kaldırıyor ve “Merhaba ben Mr. Watson, size nasıl yardımcı olabilirim” diyor. Tedirginliğiniz gidermeye çalışıyor ve nereden geldiğinize dair sorular soruyor. Hatta ortamın otantikliğini artırmak için bir parmak yüksekliğindeki bir mumu başka bir mumun üzerine ekleyerek yakmaya çalışıyor. Bu arada elini yakıyor, mum damlıyor ve siz sakince izliyorsunuz bu yarı içkili ama olabildiğince misafirperver beyefendiyi.Herkese yaptığı jesti sizede yapıyor ve onunla birlikte Sherlock Holmes şapkasını takarak e elinizde onun piposuyla poz vermenize izin veriyor.
Müzenin diğer odaları ise Sherlock Holmes hikayeleri ile bezenmiş durumda. Evin her odası özgünlüğünü koruyor. Her noktasında ise hikayelerin yazıldığı döneme ait kanunsuzların eşyaları, aranıyor ilanları, Sherlock Holmes ve karakterlerini heykelleri, hapishane mizansenleri.
Müzede birde her ziyaretçinin imzaladığı bir defter var. Londra’nın her noktasında bir Türk ile karşılaşma olasılığız var iken maalesef defterde sadece birkaç Türk ismi görebiliyorum.
Müze çıkışı ise hediye dükkanına uğruyor ve birkaç hediye alıyorum. Sanırım Londra gezisinin en enteresan notalarından birisi bu müze. Çok duyulmayan ama sizi dahiliklerle dolu Sherlock Holmes hikayelerine yaklaştıran bir nokta burası.