bildirgec.org

sevişme hakkında tüm yazılar

” … beni benle yalnız bırak… ”

firatocal | 13 August 2010 14:54

” Yalnız kalmak istemiyor muydun.. bak çekip gidiyorum işte , mutlu ol ” dedi kadın… ” Beni terk etmeni istemedim ki hiçbir zaman , beni benle yanlız bırakmanı istedim sadece.. ” dedi erkek…

Kadın , narin elli ve ince belli , kumral esmer karışımı güzelliğiyle meydan okuyordu iri kaslı vücudu ve omuzlarından akan dalga dalga uzun saçlarıyla grek heykellerini andıran partnerine…

erkek ise terk edilmişliğin boşluğunda asılı bekleyen birbaşına kalışın soğuk luğunu ensesinde hisseder cesine titrek ama kadınının merak duygusunu ihmal etmeyecek bir gizem içerisinde kendisinden emin cümlelerle savunuyordu yalnızlık hakkını…

çok değil , bir hafta olmuştu tanışalı… aslında ikisi de birbirine hala yabancı sayılırdı.. gürül gürül akan Alaçatı sokaklarının ışıltılı , masalımsı atmosferi bir çırpıda aşık etmişti ikisinide…

KOYNUMDA HÜZÜN

kahvekokusu | 29 October 2009 12:04

Hasretinle sevişirim her gece
Her gece koynumda hüzün, senin yerine…
Özlemlerim dağ gibi büyürken içimde
Çoşkun bir ırmak olur sana akar yüreğim…

Dost sohbetleri yalan
Sığındığım şiirler yavan
Hiç kimseyi, hiç bir şeyi koyamam yerine…

Gecelere yüklesem efkarımı, taşıyamazlar
Ben kalırım bana, bir başıma…
Hayalinle dertleşirim her gece,
Her gece koynumda hüzün, senin yerine…

Sevişme Sanatı

neceff | 26 October 2008 11:35

cinsellik
sahip olduğun her şeyin bir anda 180 derece değişmesine neden olan en ince en kuvvetli saçmalık. bir anda alttasın ve bir anda aşağılanmanın en devasa hazzına kapılarak 180′ den geriye saymanın uzun süreceğni bilmenin rahatlığıyla, bukalemun ruhunun ellerine bırakıyorsun kendini: 179, 178, 177..
sıfırda yine ona cehennemdeki sana dönüşeceksin. en yukarda, en ateşli en zavallı olana..oysa bu kimsenin umurunda değil..

sevişmek
karasularıma ineceğim yeniden. benimle beraber yol alma! şu küçük hayatında sevişmek harici bi bok bilmezdi diyeceksin; o konuda haklı sayılırsın belki. ama söyleşmek ya da sözleşmek gibi kavramlar beraberinde bunu gerektirir çoğu zaman…içgüdünün hormonlarla süslenerek dünyayı altüst edebilecek duruma gelmesinin güncel olaylarla pek ilgisi olmaz.
nedir ulaşmak istediğin? iç çamaşırımın üzerine boşalıp da, “aslında çok iyi bir insan olduğunu biliyorum,” dercesine bakmak mı? külotumu indirmesine müsade etseydim; bu da olmazdı herhalde.
hayal kurarak sevişme benimle, yalvarırım. gireceksen bir çırpıda gir. hafta sonu daha eğlencelidir bedenim. kimin kelimelerisin sen? kimin ruhunu taşıyorsun bakış açında? nasıl yaratacaksın bakışlarımı yeniden? gözlerimi kapıyorum oysa çoğu zaman; üzerimdeki kütleyi bir kenara fırlatıp atmayı geçiriyorum içimden ve yeniden düşünmeye başlıyorum baharı. kim olduğunu hakikaten bilmiyorum ama “benden bir parça” olman için soyunmak; ağırlığımı hiçe sayıp içimi bile açardım.

jean genet

aylakadamveben | 15 September 2008 08:48

jean genet’nin bi filmi..ya da ben onun zannediyorum..bu konuda senden yardım istiyorum..tam şu anda metallica bitip faith no more başlıyo radyoda.tamam merak etme hangi şarkılar olduğunu da söyliycem;misery ve evidence..şöyle;film baştan sona bir mavna üzerinde geçer,şu nehir üzerinde mal taşıyan sutaşıtı..jeneriklere geçmiş bi sahne hatırlarım aynı filmden;kadınla adam sualtında buluşurlar..sonrası flu..yoğun bi romantizm hatırlıyorum sanki,öyleyse bırakalım öpüşsünler sualtında..bir kurtarma durumuna da kayabilir sanki bu görüntü..ya da hayalimin gücü bir başka filmden sahneyi bizim filme yamamaya çalışıyodur:piano;harvey keitel intihar amacı güderek kendini denize bırakmış,ayağına dolanmış iple hızla denizin dibini boylamakta olan sevdiği kadını kurtarmak için dalar ve kurtarır..evan mcgregor yanında çalıştığı adamın çocuğu mavnadan düşünce atlar ve kurtarır.sen soruyosun bunda da mı romantizm var?evet var..çünkü bi kaç film dakikası sonra çocuğu kurtarılmış anne ile sevişeceklerdir.kahramanlığın şehevi duygulara yol açabileceğini gözardı mı edelim yani..diyelim genet’ye ait diil bu film..demiyelim ya..hiç bi şey kalmıyo dağarcığımda o zaman genet’ye dair..oysa ne hoş bi tınısı var..hatta bir şiiri var bu ismin.sende söyle bak:jean genet..şiir bilen ebeveynler.çok şey istiyosun.isimebeveynliği..adebeveyni olarak çalışan kişiler olsun.

sevişme oturgacı – luvseat

Alpharabius | 05 June 2008 16:02

belki güleceksiniz ama elalem sevişme sandalyesi yapıp satıyor!

luvseat
luvseat

luvseat ismini verdikleri bu sandalyeyi alarak sevişme pozisyonlarınız zengileştiriyorsunuz, sevişme “seanslarınızın” daha verimli geçmesini sağlıyorsunuz. Öyle yazıyorlar sitelerinde.

Gırgırı bir tarafa bırakırsak cinsel hayatı kötü giden eşlerin ve engelli insanların işlerine yarıyacak gibi. Belki Türkiye’de “otugaç” üretenler de ürün yelpazesine böyle bir sandalye katabilirler.

aRaLık, ışık, kıPıRTıLaR

TeMoR | 17 November 2007 04:36

O gün uyandıgı aNda hısseTmişTi

DiLinde mi?
Yoksa damağında mı?
Eskiden cok begendiği bır tat vaRdı
Hayallerle terk etmiştı mutfağı
BulasıkLarı yıkarken
KıRdıgı baRdagın ardından gozLeRiNin takıLdıgı
Sobanın ısıgını sızdırdıgı aralıktan duvara yansıyan ısıkta
Kaybolmus bır gokyüZü we
Omrunun eski bir yerinde asılı kalmış mutlu bir anındaN
Kendısıne sesleNen genclıgı
Yamalı bır sevısme duruyor bellegınde ne anlatabıldiği
Nede ayrıntılarını hatırladıgı
Tek bildiği bır AraLık sabahıydı
AvuçLarının icerisinde tanrının büTün berekeTi diRiLiyordu aŞŞağılarda bır yerlerde
Sonsuz bır kıpırtı wardı ıslak bır ağız ve küçük dokunuşLarla belli belirsiz ürpertiLeR.
Butun gerçekliğini hareKeTLendireN
Tanrıya ulaşmak gibi
Mutluluk veren.
DiLiNde soylenebılecek en güzel siir duruyordu
HiSSeTTiReN…
Ve dudaklarıyLa…
Ve yanan sobanın ateşi Vuruyordu küçük aralıktan duvaRa
Ve donmalıydı zaman…
Sonsuz biR huzur kapLamışTı geceyi aylarca sürsün gibiydi o anki gelecek hesapLari
Kırık kovanın kosesiNden damlıyor halının uzerıne cıglıklar
Sızıntılar var hala geçmişinde
OlmuŞ muydu?
Dokunmalı mıydı?
Olmalı mıydı?
Yoksa hep olsun muydu?
SıcakLığı duruyordu hala biR yerleriNde
Az önce yediği yemek tadıydı
Acıkırken vücudunun gösterdiği tepkiNin aynı
YenideN harekeTLenmişTi erkekliği ve sonu gelmiyordu.
DiLinde eSkiden kalma bir tat vaRdı
Durmadan haykırıyordu gökyüZüne
Sanki tekrar en güzel ezgiYi yakaLamak iSter giBi
Ve donuk bir tat vardı
İçerlerde bir yerlerde sonsuz kıpırtılar vardı…