bildirgec.org

sermaye hakkında tüm yazılar

ZÜLFÜ LİVANELİ “Türkiye’nin büyük dönüşümüyle ilgili tahminler”

| 09 November 2009 10:11

Zülfü Livaneli, başlıktaki yazısında, Türkiye’nin büyük bir dönüşümden geçtiğini ve bunun ne yönde olduğunu okurlarıyla paylaşmış.

Özetle, Türkiye’nin bir Ortadoğu ülkesi olacağını, toplumun muhafazakar, kalitesiz ama zengin bireylerden oluşacağını.
Önümüzdeki yıllarda, gökdelenler ve alışveriş merkezleriyle, lüks mağazalar ve lokantalarla dolu, yabancı şirketlerin orta doğu merkezlerinin bulunduğu, bu günkünden daha zengin bir ülke olacağımızı.
Bir çeşit Dubai ya da eski Beyrut.
Öte yandan hızlanan bir cahilleşme, kültürsüzleşme, lümpenleşme süreci olacağını.
Her işin başına liyakata göre değil, tarikat ilişkilerine göre seçilmiş insanların geleceğini.
Alabildiğine muhafazakar ve Amerikancı bir ülke olacağımızı tahmin ediyor, daha doğrusu iddia ediyor…

Darbeler ve Sermaye…

| 03 November 2009 14:23

Cumhuriyetin kuruluşundan beri dengemizi bulmaya çalışıyoruz.
Çeşitli güçlük ve sıkıntılarla dolu uzun bir yolun başlarındayız.
Yolun sonunda nereye varacağımız bile belli değil.
Yerin dibine, karanlıklara mı, yemyeşil çayırlara, aydınlıklara mı?

Bir imparatorluğun küllerinden doğan, çırılçıplak bebek.
Babasını çok erken kaybetmiş, korumasız kalmış.
Bakımını üstlenen yetişkinler gerekli özeni göstermemiş.
Düşe kalka, yara bere içinde hayatta kalmaya çalışıyor.

Darbe üstüne darbe yemiş.
Kurtarıyorum diye her gelen, basmış tokadı.
Acımasız egemen güçler üniforma giymiş.
Sermayenin tekmeyi attığı ayağında postal var.

Sıfır Sermaye İle Para Kazanın

ozankara | 21 July 2009 12:23

Değerli arkadaşlar,
Hepimizin hayalidir çok para kazanıp, isteklerimize, hayallerimize kavuşmak. Bu uğurda şans oyunları oynar, internet aleminde gezer ve aslı olmayan saadet zincirlerine üye oluruz. Hayallerimiz ya çekiliş sonrasında ya da hemen işleyecek denilen zincirin bizim tarafımızdan oluşan halkasının kopmasında suya düşer.Oysa sizlere çok güzel ve sıfır sermaye ile başlayabileceğiniz bir para kazanma yöntemi sunmak istiyorum. Sermaye yok, herhangi bir zincire veya topluluğa üye olmak yok, risk hiç yok.Yapmanız gereken çevrenizdeki kişilerin ihtiyaçlarını belirleyip, onlara ihtiyaçlarını temin etmek ve aradan komisyon kazanmak.Örneğin; yazın güneş altında çalışmak zorunda kalan ( çiftçi, işportacı, vb. gibi ) kişilere basit çardak, tente gibi ihtiyaçlarını satmak . Bunun için tenteyi, çardağı daha önceden temin etmeniz de gerekmez. Tek yapmanız gereken o kişiyi bu ürüne ihtiyacı olduğuna dair ikna etmek. İkna yöntemi bittikten sonra internet sitelerindendaha önce fiyatını öğrendiğiniz ürüne kendi belirlediğiniz komisyonu ekleyerek ürünü bu kişiye satmak. Gördüğünüz gibi risk yok, sermaye yok, kazanç ise tamamen legal ve helal.Ne duruyorsunuz hemen araştırmaya başlayabilirsiniz.

Küçük işletme büyük iş

rasgon | 23 May 2009 12:40

Büyük şirketlerin ortaklaşma örnekleri ama küçük bireysel işletmelerde…

Arkadaşlar herkez bi yerlerden bir şekilde para kazanmak istiyor. Ve bu türkiyede baya zor bir iş gibi gelebilir insanlara. Halkalı sirkeci tren hattında bir adamla karşılaştım. Adam küçücük limon sıkacağı gibi birşey satıyordu. Limona batırıp çeviriyor ve her çevirişinde limon suyu geliyor aparattan. Pratik ve kullanışlı bir şey. Adam sadece o vagonda durduğu süre bir durak boyunca 4 tane sattı. Gittim bir tanede ben aldım. Almamın nedeni kullanmak değildi sadece işin nasıl yürüdüğünü öğrenmek istedim. Küçük sermayelerle yapılan işler her zaman igimi çekmiştir. Adamla biraz sohbet ettik, bir de bizim oralı çıkınca baya sardı muhabbet. Sonra asıl cevapları öğrenmeye başladım…

GERİCİLİK EĞİTİMİ

teacher07 | 11 May 2009 16:50

  • İlkokullarda isteğe bağlı din dersi okutulması öneriliyor.(1949)
  • Tekke ve türbelerin kapatılması hakkında 677 sayılı yasa yürürlükten kaldırılıyor. (1950)
  • Milli Eğitim bakanlığı okullarda din dersinin zorunlu olmasına karar veriyor. (1950)
  • Arap harfleriyle tedrisat yapmak için 1931’ de koyulan yasak kaldırılıyor. İmam Hatip Okullarına zemin hazırlanıyor. (1950)
  • Köy Enstitüleri Öğretmen Okullarına dönüştürülüyor. (1953)
  • Başbakan Menderes parti meclisinde: ‘’ Siz öyle güçlüsünüz ki, şu anda anayasayı değiştirip hilafeti getirebilirsiniz.’’ diyor.
  • Milli Eğitim Bakanı, İmam Hatip Okullarını bitirenlerin İlkokul öğretmeni olabileceğini açıklıyor. (1965)
  • Milli Eğitim Bakanı, amaçlarının her ilde bir İmam Hatip Okulu açmak olduğunu söylüyor. (1968)
  • 6. filoyu protesto eden gençlerin üzerine ‘’ABD bizim kabemiz’’, ‘’Cihada hazır olun.’’ Sloganlarıyla saldırılıyor.(1969)
  • Din Kültürü dersi zorunlu hale getiriliyor.(1977)
  • Demirel döneminde üç yılda 230 un üstünde İmam Hatip Okulu açılıyor. (1975- 1978)
  • MSP genel başkanı Erbakan; Hafta tatili Cuma günü olmalı, nikahı müftüler kıymalı, mekteplere kuran dersleri konmalı.’’ Diyor. (1979)
  • Amerika’nın ‘’bizim çocuklar’’ dediği generaller darbe yapıyor. (1980)
  • Cami imamlarının okullarda öğretmen olmalarına olanak sağlayan yasa çıkarılıyor. (1983)
  • Nakşibendi Tarikatı üyesi Özal iktidara geliyor. (1983)
  • Demirel; ‘’Siyasetin emrinde din değil, başka hakların kullanılmasında yaptığı gibi siyaset dine hizmet edecektir.’’ diyor. (1987)
  • Üniversitelerde türban serbest bırakılıyor. (1989)
  • Sivas’ta, Madımak Oteli’nde 37 aydın diri diri yakılıyor. Atılan slogan; ‘’Zafer İslam’ın’’,’’ şeriat gelecek zulüm bitecek’’, kahrolsun laiklik’’tir.
  • Dönemin başbakanı N. Erbakan, başbakanlık konutunda, Türkiye’nin önde gelen din baronlarına iftar yemeği vererek gerilimi tırmandırıyor.
  • Tayyip Erdoğan’ın incileri(!) saymakla bitmez…
    -‘’Elhamdülillah şeriatçıyız.’’ (1994)
    -‘’Bütün okullar imam hatip olacak.’’(1994)
    -‘’Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.’’ (1996)
    -‘’Referansımız İslam’dır, tek hedefimiz İslam devletidir.(1996)
    -‘’Ulema ne derse o olur.’’ (A. insan Hakları Mahkemesine, türban konusunda)
  • 2009 yılı UNESCO tarafından Darwin yılı ilan ediliyor. Bilim Teknik Dergisi, Darwin’i ve evrim teorisini kapak yapıyor ve 15 sayfalık yer veriliyor. Dergi hemen toplatılıyor, genel yayın yönetmeni görevden alınıyor. Tepkiler üzerine görevine geri getiriliyor.
  • Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) adıyla ülkemizde yoksul öğrencilere burs sağlama derneği, Atatürk ilkelerine göre yetişen öğrencilere yardımcı olmaktadır. Başkanlığında da Prof. Türkan Saylan vardır. Bu hareket dinciliği yerleştirmek isteyen ‘’cemaatleri’’ tedirgin etmektedir. En başta Fethullah Gülen cemaati, bu hareketi durdurmak, yok etmek için elinden geleni yapıyor. Darbe girişimiyle ilişkilendirilip soruşturmaya uğruyor.

Belirtildiği üzere son günlerin eylemi değil gericilik.1950’lerden başlayıp, her geçen gün artarak bu günlere gelmiştir. Bu görünen yüzüdür. Arkasında; toplumun üstüne hızla çöreklenmesinde, sermaye ilişkinin gücü yatmaktadır.

Empresyonist Bir Ressam ve Empresyonizm ile Realizm Arasında Bir Oğul…

| 10 February 2009 13:50

Self-Potrait; www.clarkart.edu
Self-Potrait; www.clarkart.edu

Empresyonist ressam Pierre Auguste RENOIR (1841-1919), terzi bir ailenin çocuğu olarak, Limoges’de dünyaya geldi. Ailesi, Renoir daha çok küçük iken Paris’e taşındı. Renoir, ondört yaşından onyedi yaşına kadar, bir porselen atölyesinde; bir porselen ressamın çırağı olarak çalıştı. Çalıştığı dönemlerde, ışık ve renk konusunda epeyce tecrübe edindi. 1862 yılında, Charles Gleyre’nin stüdyosuna girerek, Monet, Sisley ve Bazzile gibi önemli ressamlarla, sıkı dostluklar kurdu. Dostlarıyla, Seine ırmağı kıyısında; ressam sehpalarını kurarak çalışırlardı. Renoir, Monet gibi sadece doğa resimlerinden ziyade, insan figürleri üzerinde duruyordu.


“La loge”; satatic.howstuffworks.com

Renoir’in tarzı; Monet gibi, resimde izlenimcilik veya empresyonizm, yani 19.yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan ve bütün sanat dallarını etkisi altına almış bir akım. Resimde izlenimcilik (empresyonizm), ışık ve renkten oluşan gerçek görsel izlenimleri; ressamların kişisel yorumları ile duygularını da katarak yansıtmasıdır. O dönem itibari ile sanatçıların, kendi duygu ve düşüncelerine göre, var olan nesneleri veya figürleri yansıtmaları; sanatta bir devrim niteliği taşımıştır. Bu akımın öncüleri, Claude Monet ve Camille Pissaro olup, Renoir’i de katabiliriz…

MYK Medya’dan yeni site:Kaybolduk.biz

JaAaa | 08 January 2009 16:50

Televidyon.com ve Yahoyt.com sitelerini hazırlayan MYK Medya’dan yeni bir girişim:Kaybolduk.biz Sitenin sloganı:Kaybolduk.biz bir yerleri keşfetmek isterken kaybolan ancak kaybolmaktan korkmayan gezginlerin sosyal paylaşım platformudur. Yeni yerleri kaybolarak keşfedenlerin arasına hoşgeldin!Sitede kaybolanlar, arayanlar ve bulanlar olmak üzere üç tip insan tipi listelenmiş.Kaybolanlar kısmında insanların kaybolma hikayelerini anlattıkları eğlenceli videolar var. Arayanlar kısmında yine insanların eklediği yol tarifleri ve mekanların ulaşım bilgileri var. Sitenin bulanlar kısmı ise Nokia’nın Nokia Maps uygulamasına ayrılmış.Sitede Google Maps uygulamasına yer verilmiş,üye olabilirsiniz ve içeriği sizde geliştirebilirsiniz.Üye olmak için zaman kaybetmeden buraya,siteye ulaşmak içinde şuraya alalım sizleri..Ayrıca unutmadan söyleyelim Pilli Network sitesi olan 22dakika.org‘da Televidyon‘da program yapmaktadır.Program sayfasına buradan,bildiriye ise şuradan ulaşabilirsiniz..Kaybolduk.biz‘i gazetelerde vs. gördüğümüzde şaşırmayız artık..

Sanal sermaye ve kriz.

srkncntrk | 08 October 2008 09:27

Dünya piyasalarında oluşan büyük kriz’in baş aktörü Amerika ve yardımcı rollerde AB devletleri.
İşte bu iki süper güç’ün yaptıkları hatalar neydi,

  • Amerika özellikle 1980 yılından sonra Bill Gates
    v.b.girişimciler tarafından bilgisayar ve internet teknolojileri alanında katma değeri yüksek ürünler
    ürettiler ve bunları 2000 yılı başlarına kadar geliştirdiler ve büyük bir ekonomi yarattılar.
  • Amerika devleti özellikle 2000 yılından sonra bu büyüyen ekonomiyi yani silikon vadisi’nin önünü kesecek politikaları hayata geçirdi. Bu politika neticesinde 2003 yılından sonra ırak’a yapılan operasyon’a yani savunma sanayi’ne kaynak aktarıldı, hatta tahminden daha fazla bir kaynak aktarıldı. Halkın endişelerini gidermek içinde kredi musluklarını (mortgage v.b.) açarak, inşaat sektörünü ve tüketimi canlandıracak sahte bir refah ortamı yaratıldı.
  • Amerikan halkı kazandığından daha çok yemeye, hatta çin sen üret biz üretmeyelim, bizde para çok sen üret biz tüketiriz mantığıyla buraya kadar gelindi. Tabi olarak üretimin olmadığı, üretimin ve teknolojinin teşvik edilmediği ve geri dönüşü olmayan savaş yatırımları amerika’nın sanal sermayesini çökertti.
    Avrupa’da bundan nasibini aldı. Amerika’da refah yükselince euro paritesi’de üstünlük kurunca bizim neyimiz eksik deyip, onlarda aynı cendere’nin içine düştüler. Çalışma saatlerini düşürdüler, sağlık harcamalarını maksimum düzeyde tuttular. Biz avrupalıyız, moderniz az çalışırız, başkaları üretsin, biz zamanında çok kazandık, çatır çatır yeriz dediler.
  • Sonuç olarak, üretmeden kazanılmaz, kazanmadan yenilmez.
  • Ne demiş atalarımız, Çalışan demir pas tutmaz, Ayağını yorganına göre uzat, Hazır’a Dağ dayanmaz, Borç yiyen, kesesinden yer.

Atalarımız hakikaten haklıymış…

devren ilköğretim okulu aranıyor

| 13 June 2008 19:39

Hey gidi günler hey!
Neler gördük, daha neler göreceğiz!
Bayılıyorum bu ticaret zekası örneklerine.

Öyle zamanlar yaşıyoruz ki, insan eğitimi, sağlığı artık birer ticaret sahası haline gelmiş.
Paran yoksa rezil olursun, paran varsa kaliteli “hizmet” alırsın.

Hani ödediğimiz vergiler bize yol, elektrik, su, okul ve hastane olarak geri dönecekti?

Evet, yeni bir köprü yapılaır, ona da vergi.
Okul açılır, kayıt ücreti.
Artık sevgiyi bile parayla alıp satacağız.