bildirgec.org

serçe hakkında tüm yazılar

Çalı Serçeleri

admin | 28 November 2009 20:12

Saatime bakıyorum. Uçağın bir saat önce alana indi. Tahminlerime göre birazdan burada olacaksın. Önceden rezerve ettiğin otelin karşısındaki otoparktayım. Aracın yanındaki çalılığın üzerine tünemiş birkaç serçenin cıvıltısından başka bir şey duymuyorum. Araç soğuk. Çok soğuk. Öyle ki parmak uçlarım sızlıyor. Yine de sen gelene kadar böyle bekleyeceğim. Bu sızı kalbimin sızısını bastırıyor. Anlayacağın bana iyi geliyor. Etrafın grisi, sisi ve pusunun, şu an bana içimdeki pastel tonlarını almış renklerden daha iyi geldiği gibi. Duygularımın üzerini sanki kalın bir toz tabakası kaplamış. İçimden birine dahi dokunmak gelmiyor. Artık gerçeğin acı ve yalın halini seviyorum. Senin evden bir yolculuğa çıkar gibi gittiğin gün, bu ilişkinin sürüncemede kalmış halini düşünürsek, daha kabul edilebilir en azından!

Güneş…

admin | 28 February 2009 21:37

seni kandırmışlar çocuk!
güneşe vaslolmaz bu çıkrıklar.
Şems” dönmüyor ki…

hayatta en hakiki mürşidin
yakut necef gözyaşların,
ardınca seyreylediğin herbir katrenin
birer birer acıyı fısıldadığı
zarifane kulaklara,
ve bimar yüreğinle usulca işittiğin.

zühre misal karib, ırak
sürüklenmektesin diyarlara.
kelam uğruna,
umut, aşk, sevi peşindesin

Serçeler ve Gözyaşlarıyla Gelen Ölümleri

miss ladybird | 03 January 2009 21:08

Bir serçe kadar narin ve ürkek duygularım; hayatın anlamını ararmışcasına bakıyor etrafa,izliyor olanları…Düşünüyorum, anlamaya çalışıyorum. Yapamıyorum kalbim buna izin vermiyor. Seviyordu çünkü. Seviyordu sevmesine de; karşılık bulabilir miydi? “Belki bir umut!” diyordu hep.Olan olmuştu çok geçti artık birşeyleri telafi etmek için.Son sözü son cümlesi “Seni bir serçenin gözyaşı kadar seviyorum sevgilim.”demek oldu. Karşısındakinin şaşırdığını görünce; düşünmesini beklemeden açıklama gayretine girdi.”Çünkü…” dedi durakladı birkaç saniye. Sonra devam etti baştan alarak tek bir seferde söyledi. “Çünkü sevgilim serçeler ağladıklarında ölürler!” dedi ve sustu.Artık gözler konuşuyordu.O anlam dolu bakışlar karanlıktan aydınlığa çıkmaya yeter miydi? Yetmedi…Çocuk hiçbirşey demeden arkasını döndü ve çekti gitti…

Bir Adam

pilli pati | 25 January 2008 01:54

Kar serpiştiriyordu fena halde…

Esen rüzgarın şiddetiyle, tanecikler yön değiştirerek yüzümü yalıyorlardı, bazısı yanaklarıma, alnıma yapışıyor, kimi ise kirpiklerimde takılıp kalıyordu.

Hava feci soğuktu. Dünyanın bütün düzensizlikleri kar taneleri gibi yavaş yavaş hayatıma birikiyordu. Hiç bitmeyen bir koşuşturmanın gönüllü üyesiydim. Dünyanın hızına yetişemiyordum! İnsanlar içinde yaşamadıkları şartlar hakkında ne kadar da kolay fikir yürütebiliyorlardı: Şaşıyordum.

Kanatlarda…

| 22 January 2008 01:25

Delindi sema,
Kahır ve azap yağmada açılan gedikten.
Saklanınız ey yorgun şehrin bitap ahalisi,
Boz saçak altlarına asırlık sokakların.

Herdem yukarıdan kesmekteler kuşaklarınızı kuşlar,
Herbiri nesl-i Ebabil’in birer neferi.
Şimdi dahi erketede birkaç serçe,
Biçareler nöbetleşe sizleri gözler.
Çamurda safça oynaşan sizlere çevrilidir minicik gözleri,
Kan içmeyiniz,
Trafik kurallarına uyunuz diye…

Şşştt,sessizlik! Biri mi öldü?

son parti

| 29 August 2007 10:06

. üçüncü kat, yedi katlı bir apartman . akşamın mavisi, dışarda, çirkinliği istila halinde .

pencerenin önündeyim, seyrediyorum

. sisin arasından bir güneş hüzmesi daldaki serçeye vurmuş,

serçe şakıyor, yapraklar alkışlıyor .
serçe, sonunda küçük bir reveransla havalanıyor .

ağacın altından, kara, gudubet bir gölge, elinden tuttuğu pembe etekli kızını yokuşta sürüklüyor .

sonbahar . hayat her zamanki akışında . gri, mekanik ve anlamsız .
akşamdan kalma ruh haliyle aşağıda parçalanmış cesedime bakıyorum . insanlar, etrafımda
. şaşkın insanlar .
mutfağa gidip içecek bir şeyler arıyorum . bir şişe bira biraz domestos ve tuzruhu . kapı çalınıyor . elimde kokteylim
açıyorum . “merhaba” . gitarı duvara yaslayıp kanepeye atıyor
kendini
. “olum var ya süper bişey
yaa bir daha yapmalısın, mutlaka!”

VroomBox

mstolunay | 03 July 2007 03:09

Doğan görünümlü Şahin’den sonra, sokaklarda Lambhorghini veya Ferrari sesli Serçeler görmemizi sağlayacak olan VroomBox arabanın altına takılan bir hoparlör ve içerdeki kontrol panelinden oluşan ve bir çok pahalı arabanın sesini çıkarabilen bir cihaz.

Cihazın internet sitesi

Düşünme ve Zengin Olma

| 09 April 2007 14:41

Evvel zaman içinde, kalbur sarma içinde, neneler berber iken, pireler cellat iken, ben anneannemin cüzdanını tıngır mıngır yürütürken, bir serçe konar pencereme üşümektedir; bende alırım onu içeriye bir serçe olur bin serçe etraf dolar serçe, bende bir web sitesi yapıp bütün serçeleri satmaya başlarım 1 dolardan; 3 gün içinde bütün serçeler biter ve ilk içeri giren serçeyle kalırız yalnız. Sonra serçeyi sahne sanatları eğitimi alması için amerikaya yollarım, serçe gelir ve ben amerikadayken diye cümleye başlayıp ben new orleanstayken diye devam eder bende sohbeti en koyulaştığı anda kafasına balık tavasıyla bir tane vurup bayıltırım ve pan kek yemekten hoşlanan aşağı mahallenin kedisine veririm serçeyi. Kedi efendi pek müteşekkir kalır; bu güzelliğimi unutmayacağını söyleyip isteğim üzerine bana bir karga yakalar canlı -kargayla ikinci dünya savaşından bahsederiz, bizim karga şizofren çıkar. Kendini, Edgar Alan Poe nun şiirindeki kuzgun sanıyordur. Bana saatlerce Poe dan bahseder ve şu şekilde bitirir cümleyi.. And my soul from out that shadow that lies floathing on the floor shall be lifted NEVERMORE!!!

Not: Bu yazı turp tarihi adlı kitapın 73-85 sayfalarının özetidir…