Evvel zaman içinde, kalbur sarma içinde, neneler berber iken, pireler cellat iken, ben anneannemin cüzdanını tıngır mıngır yürütürken, bir serçe konar pencereme üşümektedir; bende alırım onu içeriye bir serçe olur bin serçe etraf dolar serçe, bende bir web sitesi yapıp bütün serçeleri satmaya başlarım 1 dolardan; 3 gün içinde bütün serçeler biter ve ilk içeri giren serçeyle kalırız yalnız. Sonra serçeyi sahne sanatları eğitimi alması için amerikaya yollarım, serçe gelir ve ben amerikadayken diye cümleye başlayıp ben new orleanstayken diye devam eder bende sohbeti en koyulaştığı anda kafasına balık tavasıyla bir tane vurup bayıltırım ve pan kek yemekten hoşlanan aşağı mahallenin kedisine veririm serçeyi. Kedi efendi pek müteşekkir kalır; bu güzelliğimi unutmayacağını söyleyip isteğim üzerine bana bir karga yakalar canlı -kargayla ikinci dünya savaşından bahsederiz, bizim karga şizofren çıkar. Kendini, Edgar Alan Poe nun şiirindeki kuzgun sanıyordur. Bana saatlerce Poe dan bahseder ve şu şekilde bitirir cümleyi.. And my soul from out that shadow that lies floathing on the floor shall be lifted NEVERMORE!!!
Not: Bu yazı turp tarihi adlı kitapın 73-85 sayfalarının özetidir…