bildirgec.org

şehir hakkında tüm yazılar

7 adet yüksek kalitede şehir sulueti vektörel uygulaması

admin | 22 January 2010 18:36

Merhaba,

Bu kez sizlerle 7 adet ücretsiz vektör tasarımını paylaşacağım, uygulamaların tümünü kolayca düzenleyebilir ve özelleştirebilirsiniz. Aşağıda küçük resimlerinide ekledim.

Umarım işinize yarar.

Ücretsiz download sayfasının linki.

Türkiye Oy Veriyor!

simetra | 12 January 2010 14:59

Türkiye’nin Monopoly’si Monopoly Türkiye için hazırlıklar başlamış. Yepyeni Monopoly ile sevdiğiniz, doğup büyüdüğünüz şehri, 22 şehir arasına sokabilirsiniz. Ayrıca, oy veren her 1000. kişi bu yepyeni monopoly’e herkesten önce sahip olacak. Destek için şöyle buyrun.

en iyisi tiner çekmek şerefine..

haytaazrail | 07 January 2010 11:32

Adını bile unuttukları bir şehrin,
güneşi altında koşuyordu mülteci çocuklar..

sukutları isyan,

biri kız biri oğlan..

Bu şehrin, iskelet kokan sokaklarında mı?
“güzel günler göreceğiz” diyordu kız..
çekingen yürüyüşlü oğlan bilirdi ki,
ölü doğmuş,
gecikmiş bir cenazenin kalıntılarıydılar onlar..

şehir korkunçtu..
oysa bu şehirde,
kendi nehrinde kendini kirletenler de yaşardı..
parlak asfaltlarda, parlak arabalarda,
köpüklü şampanyalara ayarlı siperler kazarlardı..

kız dedi ki,
akacak mecra yok ben de bilirim..
yine bilmekteyim,
kalbi tacize uğrayanlardan da olsak,
bil ve boşverme sakın,
asla asla yıkılanlardan olmayalım..

O – 3

Colpadan | 02 November 2009 12:57

Şehrin ışıklarından kurtulmuştu. Günlerdir yağan yağmur da dinmiş, yerini pırıl pırıl sakin bir geceye bırakmıştı. Kumsalda uzunca bir süre yıldızları seyretti. Zihnindekilerin tamamı boşalmıştı. Evrenin sonsuzluğuyla karşılaşınca, düşüncelerindeki harflerin her biri yıldız olmuştu sanki. Kelimelerse takımyıldızları oluşturuyordu. Tüm gökyüzü büyük bir hikayeydi adeta. Tüm yapması gereken, bu hikayedeki rolünü bulmaktı. Şehirden uzaklaşınca tüm dünyadan kurtulmuş, uzaydaki boşlukla hayat bulmuştu. Az önceki haykırışını durduran da işte bu derin boşluktu.

O – 2

Colpadan | 31 October 2009 19:01

Gün doğarken yavaş adımlarla hala yürümeye devam ediyordu. Uyumayı hiç düşünmemişti. Nasıl olsa zamanı gelince bir yerlerde yığılır kalırdı. Bitmeyen bir enerji vardı sanki içinde. Bu binalar, evler, içindeki enerjiye uygun değildi. Bedeninin kendisi kocaman bir saraydı zaten. Kapalı bir mekana girdiği anda bu sarayın üstünün karanlık bir kubbeyle örtüldüğünü hissederdi. O yüzden bu berduşluk, bu sefillik değildi onu öldüren. Sadece kimliksizlikti. Geçmişi yoktu. Kim olduğunu bilmiyordu. Uyanışlarındaki tuhaflık, kafasının içindeki uğultu… Hepsi birer soru işaretiydi. Kim olduğunu bulması gerekiyordu. İçinde güçlü bir istek vardı bunun için ama nereden başlayacağını bilemiyordu. Ya diğerleri? Onlar biliyorlar mıydı kim olduklarını?

Sevmek Düşmeden Uçmayı Bilenlerin Marifeti

kahvekokusu | 30 October 2009 09:41

Kendi yağmurunda ıslanır şehir
Yüzüm kendi yağmurunda yıkanır..
Her aşk kendine büyüktür
Ve her ayrılık kendi yalnızlığını tanır…

Gel..desen, yalınayak
Kızgın sahralardan, harlı yollardan geçerek gelirdim sana…
Gel! Desen
Düşmekten korkmadan,
Kırık kanatlarımla, uçarak gelirdim sana…
Yüreğimde bin kamyon yükü sevda
Uykusuz gecelerimi nevbetlere devredip
Yıldızlardan sızan bir ziya gibi
İcabet ederdim çağrına
Oysa ne “gel” dedin ne de geldin.
Ey hüznümü umuduna çözdüğüm sevda!
Kaybetmek bulanlara mahsustur
Ben seni hiç bulmadım ki….

PETRA

dkare | 14 October 2009 17:37

O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah’ın rahmetinden) uzaklık (verildi.) (Hud Suresi, 67-68)

4.yy da Perslerden kaçan nebatiler kendilerine yeni yerleşim yeri olarak Musa vadisini seçerler. Bu vadide Ad kavminin başına gelenlerin kendi başlarına gelmemesi için evlerini kayaları oyarak yaptılar. Bir müddet yaşadılar bu devasa mekanda, sonra bir anda ortadan kayboldular. Ad kavminin başına gelen onlarında başına gelmişti. Putperestlikleri ve Salih (AS) çağrısına kulak asmamaları onların da sonunu hazırlamıştı. Oysaki Ad kavmini çok iyi bilen bir kavimdi ve evlerinde geçmişte yaşanan bir olaydan ders alarak yapmışlardı ama evleri onları koruyamadı.
Peki ne oldu bu kayadan evlere. Onlar evlerini öyle bir yapmışlardı ki yüzyıllarca bozulmadan kalabilirdi ve de öyle oldu.

Mısır’a yolu düşen bir gezgin olan Johan Burckhardt bu şehrin peşine düştü ve buraları tekrar gün yüzüne çıkardı. Ürdün çöllerinde bulunan bu yerde anfi tiyatro, tapınaklar, saraylar ve mezarlar mevcuttur. Bu şehir günümüzde PETRAdiye dillendirilir. Petra şehri bizlere geçmişten haber getiren bir elçidir. Bu şehir, aslında muhteşem güzelliğinin arkasında nice çirkinlikleri barındırır.

HZ. Muhammet (SAV) efendimizin Tebük seferine giderken buradan geçtiği, geçerken de yanındakilere buralarda fazla oyalanmayın hatta buradan su içmemeleri konusunda uyardığı söylenmektedir.

sıradan nesneleri devleştiren sanatçı : Claes oldenburg

nazokiraze | 02 October 2009 14:59

Claes Oldenburg - Free Stamp
Claes Oldenburg – Free Stamp

Amerikan pop-art akımının önde gelen temsilcilerinden Claes Oldenburg aslen İsveç kökenlidir. Hayatımızda yer alan öğeleri gözümüzün içine sokacak kadar büyüterek bir yerde onları alaya alan sanatçı 1929 yılında Stockholm’da doğmuştur.(uzun zamandır bu yazıyı yazmak istiyordum Oldenburg eserlerinin ve sanatçının sıkı bir hayranı olan kızım sayesinde bu sanatçı hakkında sürekli okumak durumunda kaldım )

brugge belçikanın venedigi

taha3045 | 23 September 2009 14:58

Avrupa’nın en romantik kentlerinden biri olarak tanınan Brugge (Bruges) kuzeyin Venedik’i olarak bilinir.Söylenenlere göre orası Paris’ten bile daha romantikmiş, burası çikolata kokan şehir olarak ta adlandırılıyor.Filmi de yapıldı bunu belirteyim.( Bayram tatilini burada geçiren kuzenim bana yazı yazmak için parlak bir fikir vermiş oldu kendisinie teşekkür ediyorum)

Brugge Venedik şehrinde oldugu gibi kanallarla çevrelenmiş ,buradaki ulaşım gondol yerine canot denilen kayıklarla yapılıyor.Zamanında bu şehre aşık olup şehrin üçte birini satın alan İngilizler şehrin pek çok yerini korumaya almışlardır ve bu yüzden bu şehirde yaşayanlar İngilizlere minnet duymaktadır.2000 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan bu kent ortaçağ mimarisini yansıtmakta gidenler ise en çok küçük kafeleri, çikolata dükkanlarını ve canlı heykelleri anlata anlata bitiremiyor.

Tam bir ortaçağ şehri olan kentte küçük bir şapelde Michelangelo’nun Madonna’sını görmek mümkün (her ne kadar eserlerinin İtalya’nın dışına çıkmasını istemeyen sanatçının buna nasıl izin verdigi anlaşılamasa da)

Pencerelerindeki dantel perdeleri ve bunları örmeye yarayan ilginç aletleri, el yapımı oyuncak satan dükkanları, en yenisi 100 yıllık olan insana gelecekten gelmiş hissi veren tarihi yapılarıyla, (neredeyse köşeden bir şövalye bekliyormuş insan o kadar masalsı yani) Belçika’ya giden insanların görmezse zavallı damgası yiyebilecekleri bir yer. Evet mutlaka Belçika’ya yolu düşenler bu kenti görmeli , görmeliymiş, ben demiyorum gidenler diyor.(Brugge: Kültür Başkentliğini Nasıl Yansıttı?)

Brugge evleri genellikle Amsterdam evlerine benzer buranın insanları Flaman oldugu için dogal olarak konuşulan dil de Flamanca. Bu kente gidilince mutlaka çeşitli çikolatalardan, özellikle midye ve patates kızartması yenilmeli , işeyen heykel görülmeli , sandal turu yapılmalı diye anlata anlata bitiremiyorlar. Bu arada ünlü çizgi film kahramanı Tenten’in dogduğu kent burası dantel ve çikolata şehri.

7 buçuk metre sıçrayabilen robot

rbulat | 19 September 2009 18:07

Precision Urban Hopper
Precision Urban Hopper

Sandia Ulusal Laboratuvarları ve Boston Dynamics tarafından geliştirilen, Precision Urban Hopper adlı bu robot, 7 buçuk metre yüksekliğe kadar olan duvar, çit veya siper gibi bir engelle karşılaştığında pistonla çalışan bacağından faydalanarak sıçrıyor ve engelin ötesine geçiyor.
Ortalama bir ayakkabı kutusu büyüklüğünde ve GPS ile yön bulan robotun, güvenlik güçlerine özellikle şehir çatışmaları sırasında büyük yarar sağlayacağı düşünülüyor. 2010 yılının sonlarında ise robotun göreve başlaması bekleniyor.
Robotun nasıl çalıştığını görmek için buraya