bildirgec.org

secimler hakkında tüm yazılar

ver dediler verdik,öl dediler öldük…

koza 68 | 30 May 2007 15:17

Devletin zirvesi küs!Baksanıza adamlar birbirleriyle selamlaşmıyorlar bile…Pür dikkat tatbikatı izliyorlar!Kafalarından neler geçiyor, nelerin hesabını yapıyorlar?…Muhtemeldir ki; cumhurbaşkanı uzayan görevinin sorumluluklarını bir an önce yerine getirip, salimen emeklilik günlerini düşlüyordur…Başbakan, “ulan! bu adam gitmeden bizim iktidarımız falan,hikaye yahu!” diye karalar bağlamış…Genel kurmay başkanı, “ Bu tatbikatlar iyi güzel de k.ırak’ta karşımıza ya başkaları çıkarsa ?

Kim ne düşünürse düşünsün seçim sath-ı mahalline girmiş bulunuyoruz…Meydanlar dolacak, ittifaklar, nifaklar, halkı ikna etmenin yolunu arayacaklar…Köylünün eli sıkılacak,hal-i hatırı sorulacak…Hamdullah Suphi Tanrıöver, “dağ yolu” adlı eserinde aynen şöyle der;
“Köylüye sordum: “ Hükümetin Ankara’ya gelmesinden memnun musunuz?”“evet” dedi.“niçin?”“Eşeğin sırtına ne koysam,tavuk,bulgur,yahut çalı, Ankara’ya gidince hepsi para oluyor…”Tekrar sordum;“ Yalnız bunun için mi memnunsun?”Bir şey demedi.Ben iyi anlatmak istedim:“Bu günkü hükümet vergi memuru,jandarması,mahkemesi ve diğer adamları ile senin için eskisinden daha iyi midir?Dada kötü müdür? “Köylü bana din kitaplarına mahsus bir vecize lisanı ile şu cevabı verdi:“ Abdülhamit zamanında bize paşalar ver dediler verdik,öl dediler öldük. Onlar gitti,yerine başka paşalar geldi; onlar da bize ver dediler verdik,öl dediler öldük. Bunlar da gitti,yerine siz geldiniz; siz de ver dediniz verdik, öl dediniz öldük. Şimdi merakla bekliyoruz.Bize ne zaman al diyeceksiniz.”
Hamdullah Suphi bey bu anısını naklettikten sonra devamla; “Aziz arkadaşlar, maziden bize kalan miras kokunç bir harabidir,perişanlıktır…” diye devam ediyor. İyi bir hatip olduğu herkesçe bilinir..

Yeni üniversite gerekli mi?

nebilim | 11 May 2007 17:26

Meclisten kararı geçen 17 ile yeni üniversite kurulmasına ilişkin kararnameyi duymayanınız yoktur heralde! Peki neden yeni üniversiteler açılıyor? Bu soruyu hiç sordunuz mu, kendinize veya birilerine?

Yüz binlerce üniversite mezunu işsiz dolanırken, yeni üniversite açma kararının altında ne yatıyor? Tabi ki popülizm! Muazzam bir genç nüfusa sahip ülkemizde kaynak planlaması yapılmadan sırf bölge halkına yaranmak için üniversiteleri bırakın bir sürü fakülte ve yüksekokul açılmıştır. Çoğunluğu bir verimliliği olmayan bölgesel kaynak planlamasından uzak, sadece bir üniversite kapısından geçmiş gençler kuşağı yaratmak için açılmıştır. Her ilde neredeyse fen-edebiyat fakültesi vardır. Bu fakülte mezunları ne işe yarar, bu fakültelerin amacı nedir? YÖK bunları hiç sorgulamaz, mezun verimliliğini denetlemez, kaynak planlaması yapmaz, sadece ama sadece iktidarla kavga eder. YÖK ve üniversite yönetimleri ,çalışanların özlük hakları(!), üniversiteye girenlerin, saçı, sakalı, kılığından başka ne işe yararlar?. Zaten bir işe yaramaz bir kurumdur. bu ülkenin yeni üniversitelere ihtiyacı yoktur.

Tarihimizde Bir iLk

necronamber | 10 May 2007 09:20

Cumhurbaşkanı seçimlerinde yaşanan bu olaylar tarihimize bir ilk olarak geçti. Peki önümüzde günlere Sezer’mi, Arınçmı sorusunu getiriyor? Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesine soğuk bakan, Cumhurbaşkanı Sezer şunları söyledi. Peki sizce halk mı ? yoksa TBMM’mi ?

Medya’nın kime güvendiğini biliyor musunuz?

| 09 May 2007 09:40

Hep sorulur ya.. En çok güvendiğiniz kurum hangisi diye. Prof. Dr. Yılmaz Esmer başkanlığında 226 medya seçkini ile görüşülerek yapılan Medya ve Değerler Araştırması’na göre bakın medya en çok kime, kimlere güveniyormuş.

Genelkurmay Başkanlığı’nın internette yayınlanan bildirisinin ardından ordu-siyaset-medya ilişkileri yeniden gündeme geldi. Ordunun siyasete karışmaması gerektiği yönünde görüş bildiren medya mensupları kadar, ordunun böyle bir bildiri yayınlamaya zorunlu kaldığını ancak bu durumun demokrasi açısından bir sıkıntı yaratmadığı görüşünü savunan medya mensupları da oldu.

Seçimde kimi seçelim ki?

ikonoklast | 03 May 2007 17:05

Türkiye’de şu sıralarda olduğu gibi, 10 yıl önce de aynı tartışmalar yaşanıyordu. O zamanlar RP vardı, o kapatılınca adı FP oldu. Yine krizler, cumhurbaşkanlığı kapışmaları, 28 Şubat ve meclisin feshedilmesi… vb. O günlerde gazetelerde yazılan yazılara bakıyorum, hiç bir şey değişmemiş. Açın bu konudaki yazılarını derleyen Ali Bayramoğlu’nun “Türkiye’de İslami Hareket” kitabına bakın. Sadece ılımlı islamcılar siyasi ayak oyunlarını biraz daha öğrenmiş, durumu daha kurnazca idare etmeyi beceriyorlar.
Peki yıllardır döne döne siyasal gündemi belirleyen konular, hayatımızda neyi değiştirdi, neyi daha iyi yönde etkiledi? Hangi sorunlarımızı çözdü?