bildirgec.org

sabahlamak hakkında tüm yazılar

YILDIZLI PEKİYİ

super hero | 11 July 2010 12:35

Fena derecede yorgunum. Uyumam lazım. Hayır, dayanıp bu işi bitirmem lazım. Gözlerim kapanıyor. Harfler harflere, rakamlar rakamlara karışıyor. Bilgisayarın ışığı gözlerimi acıtıyor. Birazdan sabah olacak. Temizlikçi teyze gelmeden bitireyim şu işi de belki iki dakika kestiririm bir köşede.

Az kaldı. Dayan. En zoru da en son kısmı değil midir zaten? Yap yap bitmez bir türlü. Şikayet etme. Kurbağayı hatırla. Bu kadar yaptın, bundan sonrasını da yaparsın. Çok yorgunum. Ne kurbağası?

Ne kurbağası olacak, ofis kurbağası. Demin zıplayarak önünden geçen. Uydurma, demin uyukluyordun resmen sen. Uydurmuyorum. Herkes biliyor kurbağayı. Onun başına gelenlerden ders al.

Sohbet

linet | 05 February 2009 12:39

Saat 4.30 sabah olmak üzere, ama cin gibiyim. Sürekli konuşuyorum, konuşmaktan boğazım ağrıdı, artık kelimeler dilime dolanıyor, ama hala konuşmaktan vazgeçmiyorum.

0

Yaklaşık 4 aydır birbirimizi görmüyoruz. O kadar çok şey birikmiş ki, laf lafı açıyor, birde anlatacaklarımızı unutuyoruz. Olmadık konulara giriyoruz. Gece fısır fısır yapılan sohbetlerin sonunda en mahrem şeyler konuşulmaya başlanıyor. İtiraflar, yalansız, dolansız çıplak düşünceler.. Seviyorum bu dökülmeleri, biliyorum o benim dostum.. Gece gündüz farketmiyor ama, gece saklıyor kelimelerin ayıplarını, utançlarını.. Işığı söndürdük, o bir koltuğa uzandı ben diğerine, üzerimizde battaniyeler.. Gecenin karanlığında birbirimize bakmadan konuşuyoruz. Bazen öylesine fısıldıyoruz ki, sadece ne dediğimizi anlamak yada daha iyi duymak için doğruluveriyoruz.. Birden koyverdiğimiz kahkahalar gecenin karanlığında çok güçlü çıkıyor, küçültüyoruz kahkahalarımızı.. Sonra aniden konuşurken sesi titriyor birimizin, anlatanda dinleyende o an aynı duyguyu yaşıyor, gözyaşları akıveriyor kimsenin görmediği karanlığa.. Uyuman lazım diyor işe gideceksin, evet diyorum.. Tam sessizlik uzamışken bambaşka bir konudan bahsediveriyor birimiz, yine kelimeler sarmalıyor her yanımızı..Şu an uykusuzluktan ölüyorum, sadece 1 saat belki uyudum… Ama içim yıkanmış gibi, hafiflediğimi hissediyorum, hala boğazımda bir ağrı var, çok konuşmaktan mı acaba? Çok erken uyuduğum günlere nazaran daha bir dingin daha bir enerjiğim yine de..Seni senden daha iyi anlayan, sanki iç sesin konuşuyormuş gibi aynı pencereden bakıp aynı düşünceleri dile getiren, yada sana daha önce görmediğin açılardan, olayları yorumlayan dostumu dinlemek onunla herşeyi paylaşmak çok iyi geldi bana.. Sabah ben gidiyorum diye seslendim usulca, dur dedi ben bırakacağım seni.. Pijamalarının üstüne geçirdiği paltosuyla arabaya bindik, hala konuşuyorduk…

Uyku Hali

umut000 | 13 September 2007 10:16

Sık sık gözlerini açıp, yaşayıp yaşamadığına bakıyorsan uyumaya çalışırken. Aynı derde sahibiz demektir. Gözlerin kapalı havayı kokluyorsan. Ağzında, yatmadan önce yaktığın son sigaranın tadını arıyorsan. Ya da ne zaman sessizliği duysan bir ses, bir titreşim, bir yelkovan fısıltısı. Sana ve kendime acıyorum.
Bir an önce uyumaya çalışıyorsan aklına gelmeden. Aklına girmemesi için dualar ederek bekliyorsan uykuyu. Günaşırı sabahlaman uyumamak için değil de uykuyu beklememek içinse. Senin için endişeleniyorum ve kendim için.
Biliyorum hayatın akışıyla baş edemiyor. Geyik ve dost muhabbetiyle, Beyoğlu geceleri ve alkolle, … Geçici, saçma sapan, dert edilmemesi gereken bir sürü dertle. Bir de dalgalı saçlarıyla baş edemiyor. Etrafında zaman aktıkça aklına gelmiyor, giremiyor.
En kolay ve çaresiz uykuyu beklerken teslim alıyor iradeni. Düşüncelerine yön veriyor, hepsini kendine çekiyor. Beynin bu sonsuzu idrak edemeyip hararetleniyor, tutuşuyor, yanıyor.Bu ateş kalbini de yakmasın diye boğazın düğümleniyor. Biraz olsun serinle diye gözyaşların boşalıyor.
Sızana kadar da olsa yaşamı çekilmez hale getiriyor. Ama mecburen yaşıyorsun, çünkü sen zaten ölümden korkuyorsun!
İki seçeneğin kalıyor. Vazgeçmek uyumaya çalışmaktan ya da delirmek. Yatağından kakıp biraz daha akıtıyorsun hayatı.
Kafanı koyar koymaz yastığa uyuyabiliyorsan imreniyorum sana. Kıskanıyorum seni. Yo ne küçük görüyorum seni ne acıyorum sana; olmadığın için farkında. Uyuz oluyorum sana, çekemiyorum seni.
Ve sen. Geceye, karanlığa ve sessizliğe lanet eden. Uyuyana kadar bana sarılabilirsin.

Electronic Arts – NFS serisi

suganzm | 29 November 2006 02:40

Need For Speed

En az oyununun isimi kadar karizmatik bir isime sahip olan Electronic Arts firması tarafından hazırlanan NFS serisi 1994 yılından bu yana bilgisayar camiasında yarış oyunlarının patronu olarak kabul edilmekte.Seriye The Need For Speed oyunu ile 1994 yılında başlayan firma , 2006 yılında piyasaya sürdükleri Need For Speed : Carbon ile de patronluklarını sürdürmekte. 12 yıllık süreçte 12 farklı Need For Speed piyasaya sürerek güncelliklerini korumayı başardılar.
NFS serisinin bu kadar cok tutulmasında ki esas neden sürüş keyfini oyunculara yaşatabilmiş olmasıydı. Kaldı ki oyunlarda ki görsellik , soundtrack’ ler , simülasyon başarısı , ve edinilmesi çok zor olan sıradışı yarış otomobillerinin detaylarının birebir aktarılmış olması bu başarıyı katladı. NFS Underground oyununa kadar bildiğimiz otomobil yarışı sınıfında bulunan NFS , Underground ile tamamen kendi tarzını yaratmayı başardı. Netekim bu oyunda yarış severlere kendi otomobillerini modifiye etme imkanı sunuluyor ve oyuncuların kendi tarzlarını oluşturmaları hedefleniyordu ki bu konuda kesinlikle başarılı olduklarını söylemeliyim. Şu anda da Carbon ile yoluna devam eden NFS serisi , fikrimce serinin bir önceki oyunu olan Most Wanted ‘ a göre biraz düşüş kaydetmiş olsalarda piyasayı kasıp kavurmakta. Diğer yapımcı firmaların bu oyunun başarısına eş değerde bir yapım ortaya sürememelerinin nedeni ise Electronic Arts’ ın bir sır gibi sakladığı oyun motoruna (oyunu işleten temel yazılım ) eşdeğerde bir işletim sistemi bulamamış olmalarıdır.

sabahlamak, ama nasıl?

goreno | 09 April 2006 12:59

çoğunlukla öğrencilik hayatında başvurulan “sabahalara kadar çalışma” yöntemi için birkaç öneri:

  • çay, kahve, filan için. kafein kalp atışını hızlandırır
  • yemek yiyin. uyumayarak gününüzü uzattınız. haliyle öğünler de çoğaldı. saat 3’te bir yemek iyi olabilir. ama yağlı yemek yok. uyku getirir. pirinç, makarna gibi karbonhidratlara dayanın, enerji verir bunlar.
  • duş alın. yüz yıkamak da iyi gelir. sizi kendinize getirir. hem de temizlenmiş olursunuz.
  • müzik dinleyin. ama klasik, soft, light, çilaut filan olmasın. böyle davullu, baslı, rifli, gürültülü, gaza getiren türden olsun.
  • arada bir mola verin. ama dinlendirecek şeylerle değil ayakta tutacak şeylerle oyalanın. dikkat gerektiren bir aksiyon oyunu oynamak olabilir mesela.
  • hep oturmayın, kalkın biraz yürüyün. uyanık arkadaşınız varsa birlikte halay çekin. kan akışınız hızlansın.
  • sakın “birazcık uzanayım şurda” demeyin. uyandığınızda çoktan öğlen olduğunu göreceksiniz. kestirmek yok.
  • ışıkları söndürmeyin. o da uyku getirir. etraf ışık olsun. licht mehr licht..
  • ve son olarak, kararlı olun. bu yolu siz seçtiniz. mırın kırın edecekseniz hiç başlamayın. gidin yatın.

uykusuz

neden | 11 May 2005 04:59

Bugün fuatın albümünü aldım 3.trackte takılı kaldım 30. çalışı. nedeni ise tabiki ayben 🙂

yine sabahladım saat 5 her gece sabahlıyorum 3 4 5. Babam çok kızıyor bu işe. Ama yatamıyorum tam bir bağımlıyım. Ustelik avustralyadaki arkadaşlarım bu saatlerde nete giriyor, konuşmayı asla bırakamıyorum. Babam Kesin birazdan arayacak(paralelden) beni ve yatmadığımı anlayacak biliyorum. bu ufakken ailemden gizli sigara içmeye benziyor, yakalanmaktan korkuyorum.

Uyumak tam bir vakit kaybı.

Bi keresinde geldi ve bilgisayarını kapat dedi, o anda çalıştığım için ben de telefon faturasını da kapatmış olursun dedim gitti. bildirgeç.org, kullanıcılarının telefon faturalarını ödüyor olması yalanı çok mu abes? evet uykum gelmiş benim anladım.