bildirgec.org

polonya hakkında tüm yazılar

Arabayla Avrupa seyahati ??

JaCaN | 01 December 2009 11:42

Merhaba, 3 arkadaş Türkiye’den Polonya’ya arabamızla gitmek istiyoruz..

Daha önce böyle bir deneyim yaşamış / çevresinde yaşayan var mı?

Mesela,

1-Hangi ülkeler üzerinden gitmeliyiz?
2-Bulgarlar ya da Sırplar gerçekten bizlere karşı katı mı?
3-Geçiceğimiz her ülkeden vize almak zorunda mıyız? (Mesela Macaristan ve Sırbistan AB üyesi değil)
4-Bu vize transit vize mi olucak? (Transit vize böyle durumlar için mi alınır sorunsalı)
5-Kaç saat sürma olasılığı var?
6-Şubatta gidicez, yollarda çok sorun olur mu?
7-Yanımızda yol için neler götürsek?

Şimdiden teşekkürler..

Marie Curie 1

massay | 10 October 2009 18:10

Uygarlıkların gelişmesinde üstün nitelikleriyle ışık saçan, insanlık yolunu aydınlatan ünlü ya da isimsiz pek çok bilim adamı etken olmuştur. Bu üstün insanlar arasında ise Madam Cruie’nin ayrı bir yeri ve örnek bir yaşamı vardır. Kuşkusuz, pek çoğumuzun yaşantısından alacağımız dersler olacaktır.
7 Kasım 1867’de Varşova’da, Manya Sklodowska adında bir kız doğdu. Annesi baş öğretmen, babası ise St. Petersburg Üniversitesinde yüksek fen eğitimi görmüş bir fizik- matematik öğretmeniydi.
Sarışın, ela gözlü, solgun ve ince bir çocuktu Manya. Sınıflarda yaşı en küçük öğrenci olmasına rağmen daima birinci oldu. Ailesi yoksulluk içinde yaşıyordu, öyle ki, annesi çocuklarının ayakkabılarını kendisi yapardı. Manya çok iyi Rusça biliyordu, Rus lisesine devam etti. 9 yaşında ablası Zozia’ı tifüsten, 11 yaşında iken annesini tüberkülozdan kaybetti. Manya, liseyi kardeşleri gibi altın madalya alarak bitirdi. Boş zamanlarında Fransızca ve Rusça fizik, tıp ve sosyoloji kitapları okurdu. Filozofları ve şairleri de okuyor ve kadın işçilere gönüllü dersler veriyordu. Bir ara ablası Bronia’yı Paris’te Tıp Fakültesinde okutabilmek için zengin bir ailenin yanına mürebbiye olarak girdi. Bu sırada evin büyük oğlu ile aralarında bir gençlik aşkı doğdu, fakat gencin ailesi evlenmelerine izin vermedi, çünkü Manya bir mürebbiyeden başka bir şey değildi. Manya ileride anılarında şöyle diyecektir: “BAŞ KURALIM; NE KİŞİLERİN, NE DE OLAYLARIN BENİ ALT ETMESİNE İZİN VERMEMEK OLMUŞTUR.”
Manya, nihayet 1891’de 24 yaşındayken fizik eğitimi için Paris’e gider. Villette’de ablası Bronia ile doktor olan eniştesi Casimir’in yanında kalmaktadır. Koltuğunun altında eski deri bir çanta, yanakları kış rüzgârından kızarmış olarak durağa koşar ve imperial diye bilinen üç atın çektiği iki katlı bir omnibüse yetişir. Sonra Doğu garından ikinci bir omnibüs ve Sorbonne Üniversitesi.
Manya adı artık Fransızcaya çevrilmiş, Marie Sklodowska olmuştur. Marie, Sorbonne’de Fizik Fakültesi öğrencisidir artık. Ayda 100 frankla geçinmek zorundadır. Bu nedenle, Sorbonne’a yakın tavan arasında bir oda tuttu. Bilim uğruna rahatını fedaya hazırdı. 15 frankla kiraladığı bu çatı altındaki hizmetçi odasında ısıtma, elektrik ve su yoktu. Tavandaki tek küçük pencere dama açılır ve odaya ışık verirdi. Marie bu odayı bütün serveti ile süsledi: demir bir karyola, bir iskemle, bir masa, bir leğen. Polonya’dan getirdiği büyük bavulu hem elbise dolabı, hem de koltuk olarak kullanıyordu.
Sonra anılarında ömründe en sevdiği yerin o yoksul tavan arası olduğunu itiraf etmiştir. Marie, yol giderlerini azaltmak için Sorbonne’a her gün yürüyerek gidip gelir.

Vatikan’daki Laikler: Opus Dei

nacak | 08 June 2009 15:55

Katolik kilisesi içinde gizemli bir güç .Vatikan’da etkili LAİK kurum .Opus Dei’nin her yerde rastlayabileceğiniz (nette) genel tanımı bu . Nasıl bir laiklik anlayışıysa artık .

Da Vinci Şifresinde geçen bu gizemli tarikat çok tartışılan ve merak edilen bir tarikat .Dünyada 45 milyon satan Da Vinci şifresi dikkatleri bir anda Opus Dei’ye çekmişti. Dan Brown Opus Dei için Vatikan Piskopoluğu demişti. Radikal bir Katolik mezhebi olduğunu söylemişti.

Jose Maria Escriva de Balaguery Albas isimli en az tarikat kadar karmaşık ismi olan bir papaz tarafından kurulmuş . 1928 ‘de Madrid ‘de .Papazın amacı din adamlarını bir araya toplamak değil Papa’ya Vatikan dışında destek olacak elit bir grup oluşturmaktı.

Opus Dei’nin Latince anlamı ‘Tanrının işi ‘ . Tanrıya ulaşmak için ille de papaz veya rahip olmak gerekmiyor opus dei felsefesine göre . Ne işle uğraşırsanız uğraşın yaptığınız işe Hristiyanlık ruhunu getirebilirseniz o zaman Tanrı’ya ulaşırsınız . Tarikat üyeleri Tanrı’nın çağrısına uyan ve aynı vücudun parçası olan insanlardır . Opus Dei hristiyan olmayan insanları bile tarikata üye yapmak için Katolik kilisesinden izin almıştı.Bu bir ilktir. Katolikler sıkı kurallara bağlıdırlar . Opus Dei’ye burada bir ayrıcalık tanındığı görülüyor .Papaz Jose Maria’yı sadece bu sebebe dayanarak sapık olarak itham edenler bile oldu Katolikler arasında . Yani tarikata hristiyan olmayan üye alınması nedeniyle .

Olmazlara Direnen İnsanlar…

SuBirikintisi | 08 January 2009 11:57

Tarih bu tarz insanların başarılarıyla doludur. En ümitsiz anlarda bile ümitvar olan, yapılamaz denilen işleri gerçekleştiren insanlar. Şöyle bir düşünsek tarihimizden kimbilir kaç örnek buluruz. Aşılamaz diye düşünülen Konstantinapol surlarını yerle bir edip, fethedilemez denilen bu şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet geliyor aklımıza.

Ancak hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuz, her fırsatta ziyadesiyle anlatılan Fatih Sultan Mehmet Han’ı anlatmak yerine burada gözlerden uzak kalmış ama 2. Dünya Savaşı’nda önemli işler yapmış bir askerden, bir komandodan; Otto Skorzeny’den bahsetmek istiyorum.

Çocukluk ve gençlik yılları hakkında fazla bir bilgi bulunmamakla birlikte mühendislik okuduğu ve bir düello sırasında yanağından yara aldığı biliniyor.

Contemporary Noise Quintet

cellatlina | 18 November 2008 16:02

Grubumuzun ismi “Contemporary Noise Quintet“.
Bizi Polonya’ya götürüyorlar.
Chopin’i mi duyuyorum?
Ama bu jazz.
“Jazz yaşamdır” diyorum.
“Dünyayı müzik kurtaracak” diyorum.
“Walking Sin” duyuluyor ben bunları söylerken,
çok yukarılardan geliyor ses.
Tam o sırada yeryüzünden ayrılıyorum.

En Büyük Terör Örgütünün Önünü Kesmek İçin Güzel Bir Video

SanalCihad | 16 November 2008 17:28

ülkemizde ve dünyada en büyük terör olan trafik terörü her yıl milyonlarca can almaya hala devam ediyor. hem de çok basit hatalar yüzünden.
alkollüyken trafiğe çıkanlardan tutun da sırf kızlara şekil yapmak için drift yapanlara kadar bir çok insan(!) türü yüzünden kaybettiğimiz milyonlarca insan için polonya’da bir video hazırlanmış ve bu video tüm tv kanallarında gösterilmeye başlanmış. sağ ayağını kullanmayı bilmeyen insancıklara belki biraz faydası dokunur.

Sürücü, Ahmaklık Etme

not: aslında bu videonun tüm türk kanallarında günde 3 kere yayınlanması zorunlu olmalı.

HÜRREM SULTAN’IN SARAYA GİRİŞİ

wowo | 02 October 2008 11:32

1506-1558
1506-1558

aslen rus asıllı bir Polonyalı köy papazının kızıydı. Köyde geçirdiği sıradan günlerinden birinde Tataristilacılar köylerini bastılar ve güzelliğinin azizliğine uğrayıp daha 14yaşındayken 1520 yılında kaçırıldı. asıl adı Roxelanne’dı. Bir anda kendini hiç bilmediği bir dilin konuşulduğu topraklarda buldu. Osmanlı’nın Kırım Hanı ilan etmesiyle tahta geçen Giray tarafından Osmanlı’ya sunuldu.
Hareme alındığı andan itibaren hırçınlığıyla fazla dikkat çekmeye başlamıştı. Bulunduğu yerin hapishaneden tek farkının şatafatı olduğunu düşünüyordu. Yine haremi birbirine kattığı bir sırada, tahta henüz yeni oturmuş olan Sultan Süleyman ve annesi Hafsa Hatun içeriye girdi. Sultan Süleyman başına buyrukluğuyla kimsenin zaptedemediği bu genç kızı hayran hayran seyretti bir süre.
Öfke ve hırçınlığın kimseye bu kadar yakışamayacağını düşünmüştü. Masmavi gözlerine vuruldu. Ve bağırdı çevresindekilere; inciltmeyin! Hemen o akşam allayıp pullayıp Padişahın odasına götürdüler Roxelanne’yı. Kafasına koymuştu padişahı kendine aşık etmeyi.
O gece odadan sürekli kahkaha sesleri geliyordu. Sultan Süleyman bu neşeli kızın adını Hürrem koydu. Hürremin tek amacı bir bebek dünyaya getirip padişaha varis vermekti. Adetler gereği varis verince ya kölelikten kurtulup özgür olacaktı yada padişahın nikahlısı.
Sultan süleyman büyülenmiş gibiydi, sürekli Hürrem’le vakit geçiriyordu. Geceler ilerlerken Hürrem amacına ulaştı ve Sultan Süleyman’a bebek beklediğini müjdeledi.. Padişah çaresizdi çünkü hristiyan kullarla evlenmek mübah değildi. Sultan Süleyman’ın ilk oğlunun(Şehzade Mustafa)nın annesi Mihridevranolan biteni sessizce izliyordu. Bir gün dayanamadı ve atladı Hürremin üzerine. Hırpalamıştı Hürremi oldukça, kendisi nikahlanmak istiyordu Kanuni Sultan Süleymanla. Ama ters tepti bu yaptığı, Hürremin abartılı anlatışıyla kavgayı öğrenen Sultan Süleyman hiddetlendi ve hürremle nikah kıydı. Böylece Hürrem Sultan islam dininden gelmeyip padişahla evlenen ilk gayri müslim oldu.

İngilizce’yi en iyi konuşan milletiz!?

Sonrisa | 30 May 2008 23:54

presteyşin vs. play station
presteyşin vs. play station

Ülkemizde İngilizce öğretilirken genelde geleneksel yollar tercih edildiği için İngilizce konuşanların ‘yazma’ ve ‘okuma’ becerileri ‘dinleme’ ve ‘konuşmaya’ oranla daha iyi oluyor. İstisnalar mevcut olsa da çoğu kişinin İngilizcesi bu durumda. Konuştuğum kişilerden bazıları Türklerin çok iyi İngilizce konuştuğunu söylerken bazıları da ağır bir aksana sahip olduğumuzu iddia/ifade ediyor. (Konuşmamın ardından gelen yorumlar değildir bu arada).

Böyle bilenler de yok değil :)
Böyle bilenler de yok değil 🙂

Ancak şu siteyi ziyaret ettiğinizde bir çok milletten insanın aynı parçayı aksanlı veya aksansız okuduklarını fark edeceksiniz. Kusursuz olarak okuyanlar da yok değil bu arada. Sitede kıtalara göre seçim yaptıktan sonra ülke bazında bir tercih yapıyorsunuz. Sonrasında ise o ülkeden kayıt bırakmış kişilerin yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu hakkında bilgiler görüyorsunuz. Her ne kadar ‘site üzerinden dinlemeyin’ ibaresi olsa da, Quick Time‘ınız varsa gönül rahatlığıyla linkin üzerine tıklayabilirsiniz veya bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Hatta işin içine daha fazla girerek bilgilerinizi ve ses kaydınızı bırakıp tüm dünyanın sizi dinlemesini sağlayabilirsiniz. An itibariyle Türkiye‘deki iki kayıttan biri biri genç bir Mersinli’ye ait. Bazı örnekler için şuralara tıklayın;

İspanyol genç bir kız
Ermeni bir bayan
40 yaşında bir Yunan bay
49 yaşında bir Polonyalı
Genç bir Fransız bayan

Uluslararası İngilizce Diyalekt Arşivi
Uluslararası İngilizce Diyalekt Arşivi

Okudukları metin için şuraya.