bildirgec.org

2.Dünya Savaşı sırasında İtalya’nın başbakanı olan ve Alman lider Hitler ile birlikte Faşizmin en önemli uygulayıcılarından olan tam adı ile yazacak olursak Benito Amilcare Andrea Mussolini, basit bir İtalyan ailenin çocuğu idi. Mide ülserinden oldukça muzdarip olan Mussolini bu rahatsızlığından dolayı günlerce kıvranırdı. Oldukça aksi ve somurtkan bir yapıya sahipti. Fakat tüm bu olumsuz özelliklerine rağmen kendisine verilen muhteşem sıfatını etrafına benimsetmişti.
2.Dünya Savaşında İtalyan kuvvetleri, Balkanlarda ve Kuzey Afrika’da yenilgiye uğramıştı. İtalya’nın müttefiki olan Almanya ise şiddetli çarpışmalarla savaşa devam ediyordu. İtalyan liderler gidişatı gördükleri için artık savaştan vazgeçmek istiyorlar, barışı sağlayabilmek için bir takım kararlar alıyorlardı. Ancak İtalyan liderlerin barışı sağlamaya yönelik bu kararlarına Mussolini şiddetle karşı çıkmakta idi. İşte bu nedenle Mussolini’yi yerinden uzaklaştırmak için ona karşı çeşitli komplo ve suiskastlar düzenleniyordu.

İtalyan Büyük Meclisi o sıralarda toplandı ve Mussoli’nin aleyhine bir karar aldı. Bu karara göre; güven oyu olmaksızın Mussoli’nin idaresindeki bir savaşa asla girilmeyecekti ve meclis onun istifasını istiyordu. Oylama yapıldı ve oylama sonuçları Mussoli’nin aleyhine idi.
Mussolini aleyhine alınan bu meclis kararından sonra ülke kurallarına göre Mussoli’nin derhal tutuklanması gerekiyordu.
Bu meclis kararının ardından Mussolini, dönemin Kralı Victor Emmanuel III‘ü ziyarete gitti. Bu ziyaret sırasında Mussolini etrafta hiç barışcıl bir hava olmadığını hissediyordu. Alışılmışın dışında etrafta daha çok polis vardı.

Kral Victor Emmanuel III

Mussolini ile Kral Victor Emmanuel III karşılaşınca söze ilk başlayan Mussolini oldu. İtalyan Büyük Meclisi’nin kendisinin istifasını istemek gibi bir yetkisinin olmadığını Kral’a söyledi. Kral’a savaşın mutlaka devam etmesi gerektiğini anlattı. Kral Victor Emmanuel III, Mussoli’nin bu sözlerine sinirlendi ve şöyle dedi:
-“Bu ülkede en çok nefret edilen insan kim biliyor musun? Sensin. Kuzeydeki İtalyan birlikleri “Alpini’nin katili Mussolini kahrolsun” şeklinde naralar atıyorlar, onları da duymadın mı” dedi.

Yuneec firması, E430 model numarasını verdikleri iki kişilik elektrikli uçaklarını önümüzdeki yıl piyasaya sunacaklarını açıkladı. Hatta 2011 yılı teslimatları için şimdiden almaya başlamışlar. Uçağın tasarımı çoktan tamamlandı ancak son 6 aydır güvenlik testleri yapılmakta.

E430 modeli elektrikle çalışıyor ve bir saatlik uçuşun maliyetini 2$ seviyesine kadar çekiyor. ilk uçağın satış değer 89.000$ ve 1.5 ile 3 saat arasında uçuş zamanı sunuyor.

şurdaki yazıda bahsedilen planör ile birebir benzemesede aynı mantıkla işleyen bir planörü kendinizde yapabilirsiniz.

bunun için gereken eşyalar ise sadece telefon rehberi kağıdı, makas ve karton.
yapılışın 1. aşamasında : 21cm uzunluğunda ve 5 cm genişliğinde kağıt kesilip, sonrasında ise 2., 3.ve 4. aşamalarda kağıdın nasıl katlanacağını öğrenip 5. aşamadaki nasıl çalıştığını anlatan videoyu da izleyip sonuca ulaşılabilir.

aynı şekilde kelebekten de

birçoğumuz planörlere ilgi duymuş, uçurmayı istemişiz ya da havada süzülürken onları izlemekten zevk almışızdır.

artık yürürken planörde sizinle birlikte havada süzülebilecek. tyler maccready tarafından geliştirilen bu planörü uçurmanız için yapmanız gereken tek şey yürümek. çünkü onu vücudunuzun hareketi ile oluşan hava akımı ile kontrol edebiliyorsunuz.ilk bakışta ne kadar sihir gibi görünse de gerçekten heyecan erici.

daha önce bir balon ile hiç durmadan dünya etrafında dönmeyi başarmış olan isviçreli bertnard piccard güneş enerjisi ile çalışan uçak için bir protip geliştirdi. çalışmalarına haziran ayında başlayan piccard, bu uçağı 2008 yazında tamamen hazır hale getirmeyi planlıyor.

HB-SIA adı verilen uçak gövdesine göre oldukça büyük olan kanatlara sahip. kanatlar üzerindeki solar panelleri sayesinde güneşten aldığı ışığı enerjiye çevirebiliyor. hatta depolayabiliyor. böylece bu zamazingo ile gece uçuşları da mümkün hale geliyor.

Bilim ve teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, yüzyıllardır insanların hayalinde olan “uçmak” kavramı için bir çok çalışmalar yapıldı; ama henüz uçak ve helikopter gibi devasa cihazların dışında pek bir şey yapılamadı. Burada, bu konuyla ilgili daha önceden Amerikan ordusunun yapmış olduğu çalışmalara ulaşabilirsiniz. Her ne kadar denemelerin çoğu başarısızlıkla sonuçlansa da, elde kalacak olan çalışmaların yapılması yakındır.

17-20 yaş arasında ingilizcesi iyi olan herkese açık olan bir fırsat.
lise son-üniversite1 veya hazirlik öğrencisi iseniz şansınızı deneyin.

başvurular 02.02.2007 de sona eriyor.
eskiden THK katılan öğrencilere cep harçlığı verirdi
şimdi sistem biraz değişmiş yazılanlara göre ama olsun. gri pasaportlarla, üniformaların içinde, türkiye’yi temsil edebileceğiniz gerçekten müthiş bir deneyim.

T.H.K’nun mübadele programına katılamasanız da Eskişehir-İnönü Eğitim Merkezinde her sene profesyonel eğitmenler ile verilmekte olan Paraşüt ve Planör okullarına ya da model uçak kurslarına mutlaka bir yaz katılın.

En eski model uçağın, muhtemelen İ.Ö. 3. yüzyılda, Mısır’da, antik Sakkara kentinde yapılmış olduğu sanılıyor. 1969 yılında modeller konusunda deneyimli bir öğrenci ve bir doktor, Kahire Müzesi’ndeki kuş modellerinden birinin faklı olduğunu gözlemlemişler. Bu kuş modelinin malzemesi ve kanatları diğerlerinden daha farklı imiş. Sırtında bir dikey kanat mevcutmuş ve ayakları yokmuş. Dr.Messiha’nın kardeşi bir uçuş mühendisi imiş ve modelin aslına sadık kalarak bir kopyasını yapmış. Sonuç: model çok başarılı bir şekilde uçmuş.
Bu model’in insan taşıyabilecek kadar büyük ölçeklisi yapılmaya çalışılmış mıdır, bilinmiyor. Yapıldıysa da bugüne kadar korunmasının pek mümkün olamayacağı düşünülüyor. Bu yazıyı ise Houston Üniversitesi’nden John Lienhard kaleme almış.